Dr. Nilgün Narman Verem hastalığı ile ilgili bir sunum yaparak Halk Eğitim Merkezi öğretmen ve kursiyerlerine Verem (Tüberküloz) hastalığı ile ilgili önemli bilgiler verdi.
‘Verem, Verem mikrobu ile oluşan, vücudumuzda herhangi bir organı tutabilen bulaşıcı bir hastalıktır' diyen Dr. Narman: “Verem dünyada ve ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Dünya nüfusunun üçte biri verem basili ile enfektedir (vücuduna basili almıştır). Verem basili ile enfekte olanların yüzde 10'unun yaşamlarının bir döneminde verem hastası olma ihtimali vardır” dedi.
Verem mikrobunun, güneş görmeyen ortamlarda havada uzun süre canlı kalabildiğine dikkat çeken Dr. Narman: “Güneşten gelen ultraviyole ışınları verem mikrobunu kısa sürede öldürür. Verem, tedavi görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen hastaların aksırma, öksürme ve konuşmaları sırasında havaya yayılan mikropların solunum yoluyla alınması ile bulaşır. Solunum yoluyla alınan verem mikrobu verem enfeksiyonuna yol açar. Bu, bir hastalık durumu değildir. Vücutta verem basilinin sessiz durduğu ve adeta hapsedildiği bir durumdur. Enfekte olan kişilerin yüzde 5'i 1-2 yıl içinde aktif verem hastası olur, yüzde 5'inde ise verem mikrobu vücutta sessiz olarak bekler. Vücut direncinin düştüğü durumlarda, vücutta beklemekte olan verem mikrobu çoğalarak verem hastalığına yol açar” ifadelerini kullandı.
“İlaçlar bir gün bile aksatılmamalı””
Verem Hastalığının belirtilerini açıklayan Dr. Narman açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “2-3 haftadan uzun süren öksürük, ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, kilo kaybı, yorgunluk, halsizlik, balgam çıkarma, kan tükürme, nefes darlığı, göğüs ve sırt ağrısıdır. İki-üç hafta veya daha uzun süreli öksürük şikâyeti olan herkesin en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekiyor. Bugün var olan ilaçlarla verem hastalarının hemen hemen hepsi başarı ile tedavi edilebilmektedir. Ülkemizde verem ilaçları verem savaşı dispanserlerinde ücretsiz olarak verilmektedir. Dört veya beş ilaçla 6-9 ay süre ile tedavi veriliyor. İlaçlar düzenli kullanılması gerekiyor. İlaçlar bir gün bile aksatılmamalı. Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği, ülkemizde de 2006 yılından beri uygulanan “Doğrudan Gözetimli Tedavi” (DGT) tüberkülozlu hastaların her doz ilacının her gün bir sağlık çalışanı veya eğitilmiş bir gönüllü tarafından hastaya verilmesini ve bu durumun kaydedilmesini esas almaktadır.”