Veteriner Hekim M. Ahmet Kılıç, hayvanların zamanında aşı yapılması ile ilgili gazetemize bilgi verdi. Hayvanların doğru zamanda aşılanması gerektiğinin altını çizen Kılıç, ‘‘Sığırları neden aşılama ihtiyacı duyarız? Tabi ki hastalığı önlemek için; ancak eğer zamanlamamız yanlışsa, aslında koşulları daha da kötüleştirebiliriz. Benim küçüklüğümde aklımda kalan bir fotoğraf karesi var ki hayvanların römork üzerinde tıka basa doldurulup aşılarının yapılmasıdır. Tam olarak hatırlayamıyorum ama bir dergi ya da gazetede şöyle bir başlıkla çıkmıştı: ‘Aşı hayat kurtarır.' O tarihten beri bağışıklık sisteminde mükemmel yollar kat ettik'' dedi.
Aşılama ve bağışıklık kazandırma
Aşılamanın bağışıklık kazandırma olmadığına vurgu yapan Kılıç, şu ifadeleri kullandı: ‘‘Biz her ne kadar bu umudu taşısak da her zaman sonucunda bağışıklık elde edemeyebiliriz. Bunun çeşitli sebepleri vardır başlıca ve en muhtemeli olanı da stres faktörüdür. Colorado Eyalet Üniversitesi hayvan davranış bilimcisi Temple Grandin'e göre yenilik hayvanlardaki en büyük stres faktörüdür. Ve bugünkü ulaştığım sonuçta römork üzerinde uzun yollardan gelen hayvanlara yapılan aşılamadan vücudun immun yanıtı oluşturmasını beklemek mantıklı bir beklenti olmadığıdır. Özellikle ilçemizde hayvancılık ile uğraşanların çoğu aşılamayı belirli bir program eşliğinde yapmak yerine daha çok kulaktan duyma yöntemlerle yapmaya çalışmaktadır. Hatta bir hayvan sahibinin şunu söylediğini bile duydum “Bu hafta şap aşısını yaptım haftaya karma aşıyı yaparım öbür hafta da cumadan sonra thaleriya (zerik) aşısını yapıp çıkarım.” Böyle bir uygulamada immun sistemde yanıt yerine tolerans hatta ve hatta tamamen immun yetmezlik nedeniyle basit bir hastalıkta ölüm şekillenebileceğinin farkında olmamalı ki bu kadar kendinden emin bir aşılama programını uygulamayı düşünmektedir. Evet, hayvan sahibinin gözünde aslında hayvan aşılanmış ve o iş yapılmıştır ama o işin iyi yapıldığı veya doğru yapıldığı hakkında hiç bir yorum yapılamamaktadır. İyi yapılması gereken bir iş ise; bizlerin kaliteli ve doğru hayvancılık ilkelerini yerine getirmemiz gerektiğini unutmamalıyız. Aşılamadan önce mutlaka bilgi alınması, yapılması gereken uygulamaları programlar eşliğinde veteriner hekimlere danışarak yapmasına özen göstermeliyiz. Hayvanlarımıza iyi kalitede yem, temiz su ve dinlenmeleri için rahat bir yer sağladıktan sonra hem hayvan sağlığı için hem de yaptıkları masrafların karşılığını en iyi şekilde almak için doğru stratejiler üreterek ezberleri bir kenara bırakıp üzerimize düşeni yapmalıyız. Biz bir aşı uygulamasını yapacaksak amacımız sırf aşının ismiyle değil içeriğiyle ilgili olmalıdır. Çoğu zaman bunu duyarım geçen sene mera aşısını uyguladım ama hayvanlarımın yarısı yanıkara sebebiyle öldü. Peki, aşıyı alırken içeriğine baktın mı? Hangi hastalıklara karşı koruyor? Diye sorduğumda ise yanıt şaşırıcı şekilde suskunluk oluyor.''
Hayvan hastalıklarında öncelikli olarak çevrede görülen hastalıkların iyi bilinmesi ve aşılamanın bu hastalıklar esas alınarak yapılması gerektiğini belirten Kılıç, ‘‘Örneklersek Karadeniz de görülen babesia virusu Doğu Anadolu'da görülmezken, Doğu Anadolu'da görülen tayleria virusu de Karadeniz'de görülmemektedir. Öyleyse babesiaya karşı aşılamanın bir anlamı yoktur. Özellikle diğer yörelerimizden ilçemize giren gebe hayvanlarda yapılması gereken en önemli bir aşılama şeklide burada en az bir yıl süre ile yaşamış hayvanların ağız sütünün dışarıdan gelen buzağıya içirilmesidir. Böylelikle ilçemizde görülen hastalıkların antijenini barındıran ağız sütü bir nevi aşılama rolünü üstlenmiş olup hayvanın çevreye adaptasyonunu kolaylaştırır. Rapel gerektiren aşıların rapelleri zamanında yapılması gerekmektedir. Ve son olarak bir buzağının bile yıl içerisinde aşılama yapılmadığından kaybedilmesi tüm aşı masraflarından daha fazla işletmeye zarar vereceği hesaplanmalıdır'' şeklinde konuştu.