Helin Alp'in haberi
Doğduk, ailemiz bir ad verdi bize... Doğarken sormadıkları gibi adımızı koyarken de sormadılar... Küçüktük belledik... Ancak bazen, bize koyulan ismin o kadar kabullenir olmadığını gördük. E mecburen, resmî bir ad kondu gerçek adımızın önüne. Kâh ağlayarak kâh gülerek sürüyor adımızla yaşamımız... İdeolojik ve etnik kimlik göstergesi kabul edilen bu durumu ve yaşanan trajikomik durumları gerçek mağdurları ile konuştuk...
Adım Hayko ama Murat
1983 yılında istanbul'da doğdum. Adım ne diye sorarsanız... Aslında kimin sorduğuna bağlı. İşyerimde beni Murat olarak bilirler ama dışarıda çoğu arkadaşım beni Hayko diye çağırır. Ermeni olmamıza rağmen ailem ismi Türkçe koymuş. Zannediyorum doğduğum yıllarda Asala olduğu için, Türkiye'de yaşayan diğer Ermeniler gibi bizimkiler de korkmuşlar. Tanımadığım ortamlara girdiğimde adımı Murat olarak söylüyorum. Özellikle iş çevrem beni Hayko değil de Murat olarak bilir. Gayrımüslim olmam iş çevremde sıkıntı yaratıyor. Askerde de Hayko ismini iki defa kullandım. İsmimle ilgili bir baskı yok ya da kimliğe yazılamaması gibi bir sorun yok; ama ismimi kullanmak sıkıntı veriyor. Toplumda somut bir baskı görünmese de, ben açıklamak istemediğimden belki de... Ablamın ismi Hıristiyan ismi mesela. Tahmin ediyorum genelde erkeklerin, ileride ticarette zorlanmasınlar' diye, adları Türkçe. Tanıdığım bir Ermeni var, adı Haçik ama iş çevresinde Hacı diye tanıtır kendini.... Ben ticaretle uğraşmıyor olsam, Hayko denmesini isterdim. İleride çocuğum olursa, ona da Ermeni ismi koymak isterim.
Adım Virna, soyadım Estroti...
Adımı söylediğimde genelde ilk olarak nereli olduğum sorulur. İstanbullu cevabım ise pek ikna edici olmaz. Genelde kökenler veya ismin nereden geldiği sorulur. Musevi olduğumu söylediğimde, ismin tuhaflığı mantıklı bir nedene dayandırılır. Ancak bu genelde benim hayatımda, sıkıntı verici hikâyeler yerine komik hikayeler yaşamama yol açar. &';Varil mi”, &';Virgül mü”, &';Vilma mı” ya da &';Varna mı” diyenler ya da adımı hatırlamayanlar çok olur... Bir de ikizimin adı Selin olduğu için, ‘Senin adın neden böyle' sorusuyla sık karşılaşırım. Selin'le uyumlu olarak bana hep Pelin adını yakıştırırlar, sanki ikiz adlarında tam uyak kurala bağlıymış gibi... Son olarak da, adımdan daha zor bir soyadım olması, ad soyadın verilmesi gereken durumda işi uzatır da uzatır.
Adım Selin, soyadım Estroti
Adımla ilgili hiç sıkıntı yaşamıyorum tabii ki. Ama soyadımı hiç bir zaman ağız tadıyla Estroti şeklinde söyleyemiyorum, daima Edirne-Samsun-Trabzon-Rize-Ordu-
Trabzon-İstanbul...
Pardon, Berivan mı, Perihan mı
Ben 1980 yılında doğmuşum. Her yeni doğan bebeğe koyulduğu gibi, bana da bir isim koymuş ailem. ‘Berivan' güzel isim ama, maalesef ailem ve çok yakın tanıdıklarım dışında beni bu adla tanıyan yok! İsmimin, daha doğrusu hayatımın hikâyesi ise şöyle: Babam koymuş ismimi. Kayıt için nüfus müdürlüğüne gittiğinde Berivan ismi Kürtçe olduğu için geçmemiş kayıtlara.
Tam beş yıl beklemiş ama nafile. Kanunlar izin vermemiş ismimin Berivan olmasına. Nüfus memurunun yaratıcılığıyla Berivan olmuş mu size Perihan... Ben adımın Perihan olduğunu 1986 yılında ilkokula başladığımda öğrendim. Bilemedim tabii Perihan diye okunan ismin bana ait olduğunu. Çocuk aklımla çok da anlayamadım sebeplerini. Tek hatırladığım, ‘Ben Perihan mıyım, yoksa Berivan mıyım' diye kendi kendime soruşumdu. İki isimli bir insandım artık (B)Perihan! Aile içinde ve yakınlarımın yanında Berivan, okulda ve yeni girdiğin her ortamda Perihan. En zor olanı ailemin ve arkadaşlarımın yan yana olduğu zamanlardı. Biri Berivan der, diğeri Perihan... Anlatırsın anlamazlar... ‘Ailen de sana Perihan desin' diyenler mi ararsınız, ‘Neden zorlamış ki baban o kadar' diye soranlar mı... Berivan olarak hissediyorum, Berivan olarak yaşıyorum. Nüfus müdürleri ne hissetiğime de karışamaz ya...
Erol Esken ya da Avram Eskinazi
Aslında adım Avram. 40 sene önce organizatörler adım hoş karşılanmayabilir diye değiştirdiler. İsmimi kullanmadığıma, aslında pişmanım. Çünkü müzikle uğraşıyorum ve yabancı isim daha ilgi çekici oluyor. Müslüman bir kadınla evlendim. Çocuğumuz olunca ona babamın ismini vermek istedim. Babamın ismi Nesim. Ama oğluma Nedim ismini verdik. Nesim'in Türkçe karşılığı olarak koyduk. Oğlumun isminin Türkçe olması daha iyi olur diye, askere gittiğinde yararı olur diye düşündüm. Ben gerçek ismimi kullanmak isterdim aslında...
Adım Lanan deyince dinimi sormayın
‘Beyaz Türk' tabir edilen kesimden, Sünni Müslüman ve Türk olduğum halde sıradışı bir adım olduğu için hep sorun yaşarım. Yanlış telaffuz edenler ve ‘Nalan' diyenler neyse ama ‘Bu ne biçim isim' diyenlerle ‘Yahudi misiniz' diyenlere sinir oluyorum. ‘Size ne? Dinimi niye soruyorsunuz' falan derdim gençken. Yaş elliyi geçtikten sonra daha mizahî yaklaşmaya karar verdim, ‘Yabancı mısınız' diye sordular mı, ‘Evet, Sabetayistim' ya da ‘Japonum' falan diyorum...
(taraf)