'Güzel bir ekibimiz ve güçlü eğitim kadromuz var'Rektör Çapak: 'Bu yıl üniversitenize YÖK tarafından tahsis edilen 4 bin 720 kontenjana, yerleştirme sonuçlarına göre 4 bin 325 kişi tercih etti. Yani kontenjanın yüzde 92'si doldu. Bu durum, üniversitemizin öğrenciler tarafından ilgiyle izlendiğinin ve tercih edildiğinin göstergesidir.'Bingöl Üniversitesi; 5662 Sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda ve Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye Ekli Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 29 Mayıs 2007 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla kurulan 17 yeni üniversiteden biridir. Aradan geçen 13 yıllık süreçte önemli gelişmeler sağlanırken, hem kampus ve eğitim kadrosu açısından gelişti, hem de öğrenci sayısı günden güne arttı. Şehrin kültürel ve ekonomik gelişiminde önemli yer tutan üniversitede hedef, bölgenin en iyisi ve Türkiye'deki hatırı sayılır üniversiteler listesinde ön sıralarda yer almak. Bizler de Bingöl Üniversitesi'nin mevcut durumunu ve geleceğe dair planlamalarını Rektör Prof. Dr. İbrahim Çapak'a sorduk. Sorulara samimiyetle cevap veren Rektör Çapak, önemli noktalara da temas etti. İşte Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak'la röportajın öne çıkan başlıkları…. Hocam, öncelikle Bingöl Üniversitesi hakkında genel bilgileri alabilir miyiz? Kaç fakülte, kaç yüksekokul, kaç meslek yüksekokulu var? Üniversitemizde 8 Fakülte (Diş Hekimliği Fakültesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Ziraat Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Veteriner Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi), 2 Yüksekokul ( Yabancı Diller Yüksekokulu, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu) 6 Meslek Yüksekokulu (Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, Solhan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu ve Genç Meslek Yüksekokulu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Meslek Yüksekokulu) 5 Enstitü ( Sosyal Bilimler Enstitüsü, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yaşayan Diller Enstitüsü, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Kıraat İlmi Enstitüsü) bulunmaktadır. Bu kadar gelişen üniversitedeki akademik personel durumu nedir? Toplamda 678 öğretim elemanımız var: Profesör : 42 Doçent : 54 Doktor Öğretim Üyesi : 180 Öğretim Görevlisi : 207 Araştırma Görevlisi : 195 Yeni açılan veya açılması planlanan yeni bölümler var mı? Bu bölümlerin üniversiteye ve Bingöl'e katma değerini nasıl ölçeklendirebiliriz? Üniversitemiz, bölgeye hitap eden ve bölgenin kalkınmasını sağlayacak çalışmalara öncelik vermektedir. Nitekim bu amaçla bu yıl içerisinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Meslek Yüksekokulunu açtık. Bu yüksekokulumuzda 4 bölüm ve 13 program bulunmaktadır. Bölgenin ekonomik alt yapısının dinamiklerini oluşturan tarım ve hayvancılık alanında da çalışmalar yürüten Üniversitemiz; Gıda Tarım ve Hayvancılık Meslek Yüksekokulu'nun kurulmasıyla bu alandaki çalışmaları daha da hızlandıracak. Bu programlar ve bölümlerin hepsi hem ilimiz için hem de ülkemiz için son derece önemli programlardır. Meslek yüksekokulumuza kattığımız ön lisans programları, Bingöl için çok önemli bir yatırım olan SÜTAŞ ile tarım ve hayvancılık sektöründeki ara elaman ihtiyacını da karşılamış olacak. Bölgesel kalkınma açısından çok önemli olan bu alanlar için kalifiye ara eleman ihtiyacının karşılanması, yüksekokulumuzun şehrimize katacaklarını da şimdiden gösteriyor. Şehrimizin tarımsal hayatını olumlu yönde etkileyecek güzel programlar da var. Üniversitemizde açtığımız her program planlı bir şekilde açılmaktadır. Açılması YÖK'e önerilen programların bölgesel ve ulusal katkılarının yanı sıra Türkiye'deki doluluk oranlarına da bakılmaktadır. Doluluk orasını yüzde 90'nın üzerinde olmayan hiçbir program açılmamaktadır. Üniversitemizde son bir yıl içerisinde açılan programları kısaca ifade etmek istiyorum. Ön lisans düzeyinde; Sosyal Bilimleri MYO bünyesinde “Sivil Havacılık ve Kabin Hizmetleri”, “E- Ticaret ve Pazarlama Programı”, “Dijital Medya ve İletişim” programları; Teknik Bilimler MYO bünyesinde “Elektronik Haberleşme Teknolojisi”, “İç Mekân Tasarımı” “Grafik Tasarım” programları; Sağlık Hizmetleri MYO bünyesinde “Diyaliz” ve “Çevre Sağlığı” programları”, Gıda, Tarım ve Hayvancılık MYO bünyesinde “Sulama Teknolojisi”, “Kalite Kontrol”, “Gıda Teknolojisi”, “Gıda Kalite Kontrol ve Analizi” gibi programlar açıldı. Lisans düzeyinde; Ziraat Fakültemiz bünyesinde “Peyzaj Mimarlığı” ile “Biyosistem Mühendisliği” bölümü, Sağlık Bilimleri Fakültesi bünyesinde ise “Beslenme ve Diyetetik Odyoloji, Ergoterapi gibi bölümler açıldı. Lisansüstü programlara baktığımızda bu yıl içerisinde; Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde “Felsefe Tezli Yüksek Lisans”, “Arap Dili ve Edebiyatı Tezli Yüksek Lisans”, “Arapça Temel İslam Bilimleri Tezli Yüksek Lisans”, “ Eğitim Programları ve Öğretim Bilim Dalı Tezsiz Yüksek Lisans”, “Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Tezsiz Yüksek Lisans”, “İktisat Tezli ve Tezsiz Yüksek Lisans” programları; Kıraat İlmi Enstitüsü bünyesinde “Kıraat İlmi Anabilim Dalı” ve yüksek lisans programı; Sağlık Bilimleri Enstitüsü bünyesinde “Veterinerlik Cerrahisi Tezli Yüksek Lisans” programları açıldı. Ayrıca son bir yılda Yaşayan Diller Enstitüsü bünyesinde “Kürt Dili ve Edebiyatı” ve Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde “Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi” Doktora programları açıldı. Enstitülerimiz bünyesinde toplamda 81 lisansüstü program var bunların 41'i son dört yıl içerinde açıldı inşallah gelecekte çok daha nitelikli programlar açarak üniversitemize daha üst seviyelere taşıyama devam edeceğiz. Bu yıl kaç öğrenci Bingöl Üniversitesi'ni tercih etti? Öğrenci sayısı yeterli mi? Tercih açısından yeterli ilginin görüldüğü söylenebilir mi? Ya da bir öğrenci, Bingöl Üniversitesi'ni neden tercih etmeli? Bu yıl üniversitenize YÖK tarafından tahsis edilen 4 bin 720 kontenjana, yerleştirme sonuçlarına göre 4 bin 325 kişi tercih etti. Yani kontenjanın yüzde 92'si doldu. Bu durum üniversitemizin öğrenciler tarafından ilgi ile izlendiğinin ve tercih edildiğinin göstergesidir. Ek tercih işlemleri ile doluluk oranının daha da yukarı çıkacağını düşünüyorum. Üniversitemizde şu anda 15 bin 713 kayıtlı öğrencimiz var. Bu 12 yıllık bir üniversite için çok iyi bir rakam. Biz obez bir üniversite olmak istemiyoruz. Bu nedenle önceliğimiz nicelikten çok niteliktir, üniversitemizin niteliğini artırmak için özel çaba sarf ediyoruz. Öğrencilerin üniversitemizi tercih etmeleri için söylenecek çok şey var. Her şeyden önce Üniversitemiz; “Üniversitelerin Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması Projesi' kapsamında ‘Tarım ve Havza Bazlı Kalkınma' alanında pilot üniversitedir. Yine aynı şekilde üniversitemiz “Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi” kapsamında da pilot üniversitedir. İki alanda pilot üniversiteyiz. Ayrıcı çok güzel bir kampüsü olan fiziki yapılaşmasını nerede ise tamamlayan bir üniversitemiz var. Bununla birlikte ilimiz şirin bir şehir. Ulaşım açsından çok iyi bir kavşaktayız. Şehrimiz güvenlik açısından yaşanabilir şehirlerarasında çok iyi bir konumdadır. İyi bir sosyal yaşam alanına da sahip ilimiz, ekonomik olarak da öğrenciyi çok zorlamayan bir yer. Uluslararası öğrenci kabul eden bir üniversiteyiz. Kültürel etkileşimin olduğu noktadayız. Öğrencimizin geleceğimiz olduğu şuurunda olan güzel bir ekibimiz ve güçlü eğitim kadromuz var. ‘Üniversitelerin Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması Projesi' kapsamında tarım ve havza bazlı kalkınma alanında pilot üniversite seçilen Bingöl Üniversitesi arı, arı ürünleri ve endemik bitkiler üzerine çalışmalar sürdürüyor. Geçen süre zarfında neler üretildi, ne tür gelişimler sağlandı? Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması Programı Kapsamındaki Faaliyetlerimiz: İlgili Program kapsamında 7'si bitki, 21'i arı ve 2'si ‘Genel Başlığında toplamda 29 proje aktif bir şekilde yürütülmektedir. İlgili projeler kapsamındaki gerçekleştirilen çalışmalarda; Ar- Ge ve Ürün Tabanlı Çalışmalar: Bingöl Balı'nın standardize edilmesi ve ‘Coğrafi İşaret' ile tescil edilmesi kapsamında Bingöl'ün 30 bölge 18 farklı noktaya kovanların yerleştirilerek, elde edilen balların polen içerikleri ve kimyasal kalite parametreleri çalışılmaktadır. Bu yıl üçüncü yılın hasatları yapılmış olup, yılsonunda “Coğrafi İşaret” başvurusu gerçekleştirilecektir. Bingöl Balı ve diğer arı ürünlerinin endüstriyel olarak farklı alanlarda kullanımına yönelik projeler kapsamında ise (İş Birliği Protokolü imzalanan Üniversiteler ve Sanayi Kuruluşlarıyla birlikte dâhil olduğu projeler) ‘Arı Ürünleri Katkılı ve Dolgulu Çikolata Deneme Ürünleri' Gerçekleştirilmiştir (Üniversite-Sanayi İşbirliği Örneği) Arı Ürünleri Katkılı Dermo-kozmetik ürünlerin üretilmesine yönelik proje kapsamına el-yüz kremlerinin prototipleri üretilmiş, farklı kozmetik ürünleri için formülasyon çalışmaları devam etmektedir. (Üniversite-Üniversite İş Birliği) Bingöl Propolisi'nin farklı endüstrilerde kullanımına ilişkin çalışmalar devam etmektedir. Arı Merası kurulumu çalışmalarına başlanılmıştır. Farklı bitkisel kaynaklardan kovan üretimi üzerine çalışmalar devam etmektedir. Arı Sütü İçeriği ve Biyolojik Etkilerinin Belirlenmesi Çalışmaları son aşamasına gelmiştir. Bingöl Balına Katkı Sağlayan Bitkilerin Belirlenmesi Çalışmaları (Fiziksel ve Kimyasal Parametrelerle) sürdürülmekte ve bu kapsamda kitap hazırlığı sürecine geçilmiştir. Eğitim İle İlgili Çalışmalar 2018 “Bingöl Koşullarında Damızlık Saf Kafkas (Apis mellifera Caucasica) ve Kafkas Melezi Ana Arı Yetiştiriciliğinin Yaygınlaştırılması” projesi kapsamında Bakanlık onaylı ‘Ana Arı Yetiştiriciliği Belgesi' 120'ye yakın üreticiye verilmiştir. Türkiye'de ilk olan Fen Bilimleri Enstitüsü “Arı Arı Ürünleri Ana Bilim Dalı”nda Yüksek Lisans ve Doktora Eğitimleri verilmektedir. (Doktora Öğrencileri Aynı Zamanda YÖK 100/2000 Burslusu olup, diğer doktora ve yüksek Lisans öğrencileri ise program kapsamındaki projelerde bursiyer olarak eğitimlerini sürdürmektedirler) Tarım ve Orman Bakanlığı Bünyesindeki Müdürlük Uzmanlarına Bal'da Polen Analizi Eğitimi (Yeni Bal Tebliği kapsamında) verilmiştir. Farkındalık ve Tanıtım İle İlgili Faaliyetler Arıcılık Eğitimleri ve Faaliyetlerinin (Api-Terapi, Arı Ürünlerinin Üretimi vb.) Gerçekleştirileceği Arıcılık Kompleksini yılsonuna kadar hizmete sunmayı düşünüyoruz. İnşallah yakın zamanda Elazığ yolu üzerinde üniversitenin ve bölgenin yöresel ürünlerini tanıtmak ve satmak için bir tanıtım ve satış ofisi kuracağız. İlki 2018, ikincisi 2019 ve üçüncüsü ise bu yıl düzenlenecek olan “Geleneksel Bingöl Bal Yarışmaları”nı devam ettireceğiz. Bu durum arıcılarımızın ürünleri için bir farkındalık oluşturacaktır. Üniversitemiz yeni markalar üretecektir. Nitekim Bingöl Balının Markalaşmasına ve Tanınırlığına katkı sunmak üzere “BinBee” isimli bir markamızın tescili gerçekleştirilmiştir. Bingöl Balının Markalaşması, Projelerde Gerçekleşen Çalışma Sonuçların Tescili, Lisanslanması ve Ticarileşmesinin Sağlanması Kapsamındaki Faaliyetlerin Daha Sağlıklı Yürütülmesi Amacıyla YÖK izniyle BÜBİN TTO'nun (Teknoloji Transfer Ofisi) kurulum süreci başlamıştır. İnşallah bu süreci 6 ay içerisinde tamamlamış olacağız. Konu ile ilgili İç ve dış paydaşların katılımıyla sürekli bilgilendirme ve paylaşıma yönelik “Çalıştaylar ve Sempozyumlar” düzenlenmektedir. Nitekim Yurtiçi ve Yurtdışından toplam 184 katılımcının yer aldığın “Uluslararası Arıcılık Araştırmaları ve Sürdürülebilir Kırsal Kalkınma Stratejileri Kongresi” 11-13 Ekim 2019 düzenlendi. Bu tür faaliyetlerimiz devam ettireceğiz. Bazı üniversiteler belirli alanlarda öne çıkıyor. Örneğin hukuk, tıp veya mühendislik fakültelerine olan ilgiyle. Bingöl Üniversitesi'nin böyle bir favorisi var mı? Ya da gelecekte olacak mı? Üniversitemiz sahip olduğu tüm programlarda iddialıdır. Özellikle tercih kısmına baktığımızda ülkemize ve bölgemize hitap eden özelliğiyle Diş Hekimliği, Veteriner, Ziraat, Sağlık Bilimleri, İlahiyat gibi fakültelerimiz ve Fen Edebiyat Fakültemizin altında yer alan Psikoloji, Sosyal Hizmet gibi programlar çok ilgi görmektedir. Ayrıca yeni kurduğumuz Gıda, Tarım ve Hayvancılık MYO'muzun yanı sıra diğer MYO'larımızın altıda yer alan birçok program tercih edilmektedir. Tabii arzumuz bir yandan bölgesel kalkınmaya ağırlık verirken diğer tarafından bölgenin değil, ülkenin hatta uluslararası bir üniversite olmaktır. Bu nedenle var olan Fakülte, bölüm ve programlarımızın yanı sıra talep ettiğimiz ve talep edeceğimiz fakülte ve programlar da olacaktır. Hali hazırda BESYO'nun Fakülteye dönüştürülmesi Hukuk ve Eczacılık Fakülteleri tekliflerimiz yapılmış durumdadır. Bingöl Üniversitesi'nin şehre katkısını nasıl özetlersiniz? Tabi bu katkı tek taraflı düşünülemez. Ayrıca şehrin üniversiteye ne tür katkılarını bekliyorsunuz? Sizin de ifade ettiğiniz gibi üniversitemizin şehrimize şehrimizin de üniversitemize katkıları var. Ancak üniversiteler evrensel kuruluşlardır, bilimsel bilgi üreten kuruluşlardır. Üniversiteleri sadece yerel odaklı düşünmemek gerekir. Bu kurumlarda akışkanlık var. Zaten küreselleşme ile birlikte hiçbir şey yerinde durmuyor; kültürde, sermayede, iletişimde olduğu gibi üniversitelerin de dünyaya akışkanlığı vardır. Yerel ile küresel olanı buluşturuyor. Üniversitemiz uluslararası düzeyde öğrenci kabul ediyor. Çeşitli programlar kapsamında öğretim elemanlarımız ve öğrencilerimiz yurt dışına çıktıkları gibi bize de aynı bağlamda bir akışkanlık oluyor. Buradan dışarıya dışarıdan içeriye bir akış var. Bu akış; bilgi, yaşam biçimi, sosyo-ekonomik, sosyo –kültürel vb gibi alanlarda oluyor. Bununla birlikte üniversiteler, bulundukları yerlerin sosyo -ekonomik, sosyo –kültürel yapılarında değişime katkıda bulunurlar. Aynı zamanda üniversiteler bulundukları şehirlerin sosyolojik yapılarına-kentleşmeye ve kentlileşme gibi alanlarda- katkıda bulunurlar. Son olarak eklemek istediğiniz bir bilgi veya kamuoyuna bir mesajınız olacak mı? İlginize ve alakanıza teşekkür ediyorum. Başarılı çalışmalarınızın devamını diliyorum. Şunu ifade etmek isterim ki; üniversiteler siyasal kuruluşlar değildir. Bilgi üreten nihai öğretim kurumlarıdır. Üniversiteler ideolojilerden arınmalıdır. Bilime vurulacak en büyük zarar “ideolojik körleşme”dir. İdeolojik körleşmeler insanoğlunu rasyonel düşünmekten alıkoyar, insanı, Immanuel Kant'ın dediği gibi ergin olmamaya götürür. Kısacası, insanın çektiği en büyük cefa, aklını başkalarının kılavuzluğunda kullanmasıdır. YORUM YAZIN
|
|