Girişimci ruhumuz eksikElazığ Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen toplantıda konuşan Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Doğu Anadolu Bölgesi'nde girişimcilik ruhunun eksik olduğunu söyledi.Toplantıya Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Vali Muammer Erol, Milletvekili Faruk Septioğlu, Belediye Başkan Vekili Atik Birici, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Feyzi Bingöl, Emniyet Müdürü Fahrettin Coşkun ve İşadamları katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan ETSO başkanı Ali Şekerdağ, kentin sorunları hakkında bir brifing verdi. Daha sonra işadamlarına seslenen Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, “Türkiye için de, bu bölgelerimiz için de özel sektör olmadan sürdürülebilir bir kalkınma sağlayacağımıza inanmıyorum” dedi. Yılmaz, bölgede girişimcilik ruhunun eksik olduğunu, bu konuda neler yapılması konusuna işadamlarının kafa yorması gerektiğini söyledi. Kalkınmada en önemli unsurun öz güvene sahip, fikir, yenilik üretebilen, bir araya gelip ortak çalışabilen farklı alanlarla ilişki, iletişim kurabilen girişimci olduğunu ifade eden Bakan Yılmaz, 'Belki bizim bu yörelerimizde en fazla eksiğini hissettiğimiz husus bu. Yani diğer birçok özellikle baktığımız zaman gerçekten çok daha iyi noktada olması lazım bu yörelerimizin. Fakat bu girişimcilik noktasında ben de bu yörenin bir insanı olarak söylüyorum, bu konularda daha fazla kafa yormamız lazım' dedi. Yılmaz, 'Türkiye için de, bu bölgelerimiz için de özel sektör olmadan sürdürülebilir bir kalkınma sağlayacağımıza inanmıyorum. Devlet bir işletme kurar, bir, iki sene, üç sene işletmecilik yapmaya çalışır, zararla ziyanla gider, sonuçta bir yerde bunlar kapanır gider. Sürdürülebilir bir kalkınma sağlamamız, özel sektörün burada yapacağı işlere bire bir bağlı. Özel sektör ne kadar fazla devreye girerse, yatırım yaparsa bizim o kadar önümüz açılır. İşte dünya ile daha bağlantılı bir şekilde gelişir' diye konuştu. ÜNİVERSİTELER Üniversiteleri çok önemsediklerini, artık yeni bölgesel gelişme çalışmalarında hep üniversitelerin ön plana çıktığını anlatan Yılmaz, şunları söyledi: 'Üniversite kadrosunu sadece öğrencilerin eğitimi veya bilimsel dergilere makale yazmayı da değerlendirirsek tam anlamıyla üniversite görevini yapmamış olur. Bir ziraat fakültesi var, ama 3-5 kilometre ötesinde zirai bir faaliyet yürütülüyor mu? Bu üniversite o çiftçilere, o çalışanlara, o kırsal alana bilimsel çalışma yöntemlerini yayamamışsa... Mutlaka çok iyi öğrenciler yetiştiriliyordur, çok iyi yayınlar yapılıyordur. Bunlar da yapılmalı, bunlara hiç bir itirazımız yok, tam aksine çok sevindirici şeyler bunlar. Ama bunların yanı sıra biz artık üniversitelerimize bölgesel kalkınmada yine ana aktörlerden biri olarak yaklaşıyoruz. Üniversitenin gelişim stratejisiyle yörenin kalkınma stratejisi arasında mutlaka bir bağ olmalı.' Yılmaz, yeni kurulan üniversitelerde aynı mantaliteyi yerleştirmeye çalıştıklarını, üniversitelerin şehirden yalıtılmış, kalın duvarlarla toplumdan ayrılmış yapılar olamayacağını kaydetti. Yılmaz, 'Biz bu üniversiteleri bunun için kurmuyoruz. Bu halkın vergileriyle kuruluyor bu üniversiteler. Mutlaka bu toplumun ekonomik ve sosyal sorunlarına çözümler üretmek, çareler bulmak, projeler geliştirmek zorunda. Bunları mutlaka yapmak zorundayız. Zaten yapıyoruz ama daha fazla yapmak durumundayız' şeklinde konuştu. DAP Devlet Bakanı Yılmaz, GAP projesinde olduğu gibi DAP projesinde de bir eylem planı oluşturacaklarını söyledi. Yılmaz, 'Buna yönelik hazırlıklarımızı yaptık. Yine sizlerle, katılımcı bir şekilde, bütün ilgili taraflarla, belli toplantılar sonrasında DAP'ın da bir eylem planını inşallah 2010 yılı içinde tamamlayacağız. GAP'ın yapılmıştı biliyorsunuz. Şimdi sadece plan yapmak yetmiyor. Onu eylem planına da dönüştürmeniz lazım. 2010 yılında da DAP'a ayırdığımız kamu yatırımlarındaki kaynakta yüzde 40 civarında 40'ı aşan bir artış yaptık. DAP projesine gerçekten büyük önem veriyoruz' dedi. Yılmaz, GAP'ta yaptıkları gibi bazı programları DAP projesinde de yaygınlaştırdıklarını belirterek, şöyle devam etti: 'Aile işletmeleri yine olacak. Ama biz rekabetçi bir tarım yapısı oluşturacaksak ölçek ekonomisi çok önemli. Ölçekler çok önemli. Ölçeği uygun düzeyde kurmadığınız zaman maliyetleri düşüremiyoruz. Maliyetleri düşüremediğiniz zaman hem tüketici daha pahalıya o ürünü tüketiyor, hem de yurt dışında rekabet edemiyor. Satamıyorsunuz malınızı. Yeterince bir veremlilik oluşturamıyorsunuz. Biz niye bu hayvancılığa 50 baş dedik. Bununla her yerde tesis kurulmasını beklemiyoruz. Biz bununla modern tesisler oluşturmak istiyoruz. Yani artık insanımız 50 baş, modern, uygun ölçeklerde işletmeler kursun. Bunu çevresindeki insanlar da görsünler, teşvik edici bir unsur olsun. Hakikaten modern, çağdaş, rekabetçi, verimli yapılar oluşacak. Bunu yaptığımız zaman hayvancılığımız da farklı bir yere gelecektir. Bugün batı ülkeleri, Avrupa, ABD niçin dünyaya daha ucuza daha kaliteli mal satabiliyor? Daha büyük ölçeklerde iş yaptıkları için. En temel unsurlardan bir tanesi bu. Sanayide olsun, tarımda olsun. Bizim mutlaka tarımda da modern tekniklerle, uygun ölçeklerle rekabetçi bir şekilde bu işleri yapmamız lazım.' SOSYAL BOYUT Yılmaz, sosyal boyutu da çok önemsediklerini kalkınmanın sadece taşa, toprağa, işletmelere yatırımla olmayacağını söyledi. GAP'ta KÖYDES'in sosyal versiyonu denilecek Sosyal Destek Programı olduğunu anımsatan Yılmaz, ' Sosyal bütünleşmeyi artırmaya, insanımızın mesleki niteliklerini artırmaya, çeşitli kültürel, sanatsal sportif faaliyetlerin geliştirilmesine dönük projelere bu kapsamda destekler sağlıyoruz. Bir taraftan kalkınma ajansı, bir taraftan bu program, bir taraftan hayvancılık destekleri, bir taraftan İş-Kur'un projeleri, üniversitelerimize sağladığımız destekler. Bütün bunları birleştirdiğimiz zaman bu yörelerimizin kalkınmaması, gelişmemesi için hiçbir sebep yok. Yeter ki kendimize güvenelim, öz güvenimiz olsun. En temel ihtiyacımız öz güven. Bu da insanımızda, kültürümüzde var. Bu kültürü, insanımızdaki bu nitelikleri ön plana çıkararak inşallah bu bölgemizi ve Elazığ ilimizi çok daha farklı yerlere el birliği ile taşıyacağız diye düşünüyorum' dedi. TOPLULAŞTIRMA Yılmaz, bir iş adamının 'Tüm köylerde toplulaştırma yapılması' talebi üzerine toplulaştırmanın önemini çok iyi anlatmaları gerektiğini söyledi. Küçük arazilerin hiç birinin verimli kullanılamadığını ifade eden Yılmaz, şunları söyledi: 'Toplulaştırma yaptığınız zaman bunları bir araya getiriyor, uygun ölçekte bir işletmenin zeminini oluşturuyorsunuz. Biz sulama yatırımı yaparken de dolayısıyla daha ucuza mal oluyor. Daha etkin ve düşük maliyetle işletmecilik şansı doğuyor. Bizden önce 500 bin hektar civarında alan toplulaştırılmış. Bizim dönemimizde 1 milyon hektarın üzerine çıkmışız. Sadece GAP bölgesinde 2 milyon hektar alanın toplulaştırma ihalesini gerçekleştiriyoruz. Birçoğu bitti, diğerleri de bu aylar içerisinde tamamlanacak. Çalışmalar başladı, bir kaç yıl içinde tamamlanacak. Bu GAP'a yepyeni bir ivme katacak bir çalışma. Ben de çok önemsiyorum. Genel müdürlüğümüz yürütüyor bu çalışmaları. Bunları tüm bölgelerimizde aslında zaman içinde yaygınlaştırmamız lazım.' Yılmaz, toplantıya katılan bir kız çocuğunun bilgisayar istemesi üzerine de, 'İnşallah bakalım. Artık çocuklar şeker istemiyor, bilgisayar istiyorlar. Bu çok güzel ama hakikaten çocuklarımızın işte bu bilince gelmesi artık bilgi toplumu denen alanı tanıyor çocuklarımız. İnşallah Zeynep kızımızın bu sorunun çözeceğiz' şeklinde konuştu. YORUM YAZIN
|
|