Mesajında, gazeteciliğin toplumsal aydınlanma ve toplumun haber alma hürriyetini sağlayan önemli araçlardan biri olduğunu belirten Budak, gelişen teknolojiyle birlikte mesleğin ciddi değişim ve dönüşümler geçirdiğine dikkat çekti.
Gazetecilik tarihinin eski Mısır ve Babilliler ile başladığını hatırlatan Budak, “ Eski Mısır ve Babiller döneminde önemli olayların günlük olarak kaydedilmesiyle gazeteciliğin de temeli atılmış oluyor. M.S. 1500'lü yıllarda da Çin'de' İmparatorluk Günlüğü' adıyla el yazması bir gazete çıkarılıyor. Yine Romalılar da önemli olayları halka bildirmek amacıyla gazeteye benzer resmi yayınlar yapmışlardır. Gazeteciliğin asıl temelinin atıldığı yer Venedik'tir. Venedik'te dönemin parası olan yayınlar, ‘gazetta' adlı para karşılığında satılıyordu. Gazeteciliğin isim babası olan Venedik parasıyla birlikte iletişim olgusu da hayatımızda yer almaya başlıyor. Osmanlı'da ise ilk Türkçe gazete 1831'de 2. Mahmut'un emriyle çıkarılmaya başlanan Takvim-i Vekayi'dir. Türkiye'de gazetecilik mesleğinin temelinin atıldığı 1831'den günümüze yerel ve ulusal olarak yüzlerce gazete ve televizyon yayın yapmaya başlamıştır. Bugün ‘ Haber Endüstrisi'nin devasa boyutlara ulaştığı ülkemizde, yüzlerce gazeteci işsiz, bir o kadar gazeteci de cezaevlerinde bulunmaktadır. Toplumun haber alma kaynağı olan gazetecilerin işsiz bırakılması ve cezaevine girmeleri demokrasi ruhuna aykırı olduğu gibi bir insan hakkı ihlalidir. Bugün ‘ Çalışan Gazeteciler Günü' olarak kutladığımız bu önemli günde, işini kaybeden meslektaşlarımızın en kısa sürede mesleğe geri dönmeleri ve cezaevinde olanlarında özgürlüklerine kavuşmalarını temenni ediyoruz. Gerek ulusal, gerekse yerel medyada çalışan basın emekçilerinin ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı'nı kutlar, basın meslek etiğine bağlı, bağımsız ve tarafsız haberler üretmelerini dilerim” dedi.
DOKUZ PATRON OLAYI VE ÇALIŞAN GAZETECİLER BAYRAMI
Türk basın tarihine ‘Dokuz patron olayı' olarak geçen ve gazetecilerin haklarının ilk kez yasal güvence altına alındığı gün 10 Ocak 1961'dir.
1961-1971 arasında “Çalışan gazeteciler bayramı” adıyla kutlanmış; 1971 yılındaki askeri müdahaleden sonra ülkede gazetecilerin bazı haklarının geri alınması üzerine kutlama gününün adı, ” 10 Ocak Çalışan gazeteciler günü” olarak değiştirilmiştir. 4 Ocak 1961'de kabul edilen ve basın çalışanlarının bazı haklar ve yasal güvence sağlayan “212 sayılı kanun” adlı düzenlemenin Resmi gazetede yayınlanışı nedeniyle 10 Ocak günü kutlama günü olmuştur. Söz konusu düzenleme, iş sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması, sözleşmelere işin türü ve ücret miktarının yazılması gibi gazetecilerin sosyal ve yasal haklarını belirleyen hükümleri içeriyordu. Bu yasa ile kendilerine yüklenen sorumlulukları kabul etmek istemeyen 9 gazete patronu (Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah) 212 sayılı yasanın ve Basın İlan Kurumu'nun oluşmasına ilişkin 195 sayılı yasanın mesleki sakıncalar doğuracağını iddia eden bir ortak bildiriye imza atarak gazetelerini 3 gün kapadıklarını duyurmuşlardır. “Dokuz patron olayı” olarak basın tarihine geçen bu gelişme üzerine gazeteciler, boykot boyunca “Basın” adlı bir gazete yayımlamaya karar vermişlerdir. Basın gazetesi 11 Ocak günü yayına başladı ve üç günlük boykot sırasında düzenli olarak yayını sürdürdü. Çalışan Gazeteciler Günü, bu olayın bir sonucu olarak ortaya çıktı.