Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Yunus Kava, FETÖ terör örgütü davalarında kumpas sonucu mağdur edilen kişilerin haklarının geri iade edilmesi gerektiğini söyledi.
FETÖ'nün gizli haberleşme programı olarak bilinen bylock kullanımlarıyla ilgili ortaya çıkan yeni durumla birlikte bu mücadelenin çok dikkatli yürütülmesinin altını çizen Kava, adil olunması konusuna değindi.
Kava; “ Bylock ile ilgili kurulan kumpas nedeniyle söz konusu programı kullanmadığı anlaşılan, yaklaşık 15 aydır açıkta olduğu hâlde hakkında hiçbir işlem tesis edilmeyen ve hâlâ açıkta bekleyen, haksız yere ihraç edildiği hâlde yargı kararları ve teknik inceleme neticesinde masum olduğu ortaya çıkan kamu görevlileri ivedilikle adalet bekliyor. Taşıdığı yetkiyi kullanmaktan imtina edenler, sorumluluk duygusundan uzak, ‘bana bulaşmasın' kaygısıyla hareket edenler bu sürece zarar vermektedirler. Açığa alırken hızlı hareket edenlerin, masumiyeti ispatlananlar hakkında da aynı titizliği göstermesi elzemdir. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ/PDY mensuplarının kamu görevinden uzaklaştırılması sürecinde Bakanlıkça ya da mülki idare amirliklerince çok sayıda eğitim çalışanı hakkında tedbirden açığa alma işlemi uygulanmıştı. Bu kişilerin, haklarında verilen beraat veya kovuşturmaya yer olmadığı kararlarına ya da haklarında hiçbir adli işlem yapılmamasına rağmen halen açıkta bekletilmeleri hukuka aykırı olduğu kadar adalet duygusunu ve kamu vicdanını da yaralamaktadır. Bu süreçte darbeye karışan, darbeyi destekleyen kişilerin hak ettikleri cezaya çarptırılmaları geleceğimiz için ne kadar gerekliyse, kumpaslarla olaya dâhil edilmiş masumların daha fazla zarar görmemesi de yadsınamayacak derecede önemlidir” dedi.
“Kumpaslar neticesinde ihraç edildiler”
Suçsuzların iadesi konusunda Milli Eğitim Bakanlığı'nın sorumluluk alması gerektiğini kaydeden Kava, şu ifadelere yer verdi: “Millî Eğitim Bakanlığı, kendi personelinden yargı kararlarıyla suçsuzluğu ispatlanmış, çok uzun zamandır açıkta bekletildiği hâlde suçu ispatlanamamış, teknik incelemelerle bylock kullanmadığı anlaşılmış personelin haklarının iadesi konusunda sorumluluk almalıdır. Haksız yere bedel ödemiş bu kişilerin daha fazla bedel ödememesi adalet ve toplumsal geleceğimiz için önemlidir. Bu nedenle, Bakanlık, bylock kullanmadığı teknik olarak ispat edilen kamu görevlilerinden KHK ile ihraç edilenler için acil iade süreci işletmeli, yeni gelişmeler ışığında hızlı değerlendirmeler yapmalı, mülki idare amirliklerince yapılan açığa alma işlemlerinin sona erdirilmesinde aktif rol üstlenmelidir. Bakanlık, yaptığı açığa alma işlemleri kadar valilik veya kaymakamlıklarca kendi personeli hakkında icra edilen işlemleri de aynı hassasiyetle takip etmelidir. Valilik veya kaymakamlıklarca açığa alınanlardan masum olduğu ortaya konulan Bakanlık personeli hakkındaki göreve başlatılma işlemlerinin mülki idare amirlerince hızla yerine getirilmesi konusunda da gerekli adımların atılmasını sağlamalıdır. Diğer taraftan, gerek Bakanlıkça gerekse mülki idare amirliklerince açığa alma işleminin sona erdirilmesinden sonra yapılacak iade süreçlerinde, haklılıkları tescil edilenler yeni bir mağduriyet yaşamamaları için eski görevlerine ve görev yerlerine iade edilmelidir. Terör örgütleriyle bağlantısı olan hiçbir kamu görevlisinin kamu görevi ifa etmesine müsaade edilmemeli, bunlar gerekli cezaya çarptırılmalıdır. Kumpaslar neticesinde veya kişisel garezlerle haksız yere ihraç edilmiş veya açığa alınmış kişilerin de görevlerine dönmelerini sağlamak adaletin gereğidir.”