KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
12 Ocak 2025 Pazar
°C

Eşkıyalık düzeni sona erdi

“Türkiye ve Demokratikleşme” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Gazeteci-Yazar Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne, “Elinde olan silahı gayri meşru kullananların kurduğu bir düzen ufak tefek aksamalarla olsa da devam etti ve sevindirici tarafı artık bitmek üzere. Bu gün itibariyle bu düzen sona erdi. 3 yıldır da biz bu düzeni tasfiye etmeye çalışıyoruz” dedi.

Eşkıyalık düzeni sona erdi
12 NİSAN 2010 PAZARTESİ 09:31
0
2329
0
AA aa
Bingöl Belediyesi'nce düzenlenen “Türkiye ve Demokratikleşme” konulu konferansa Gazeteci-Yazar Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne, konuşmacı olarak katıldı.

Bingöl Belediyesi Kültür Merkezi'nde Cumartesi günü saat 13.30'da düzenlenen konferansa Vali İrfan Balkanlıoğlu, Belediye Başkanı Serdar Atalay, Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş, İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Hansu, ESOB Başkanı Ali Bayram, BİNTSO Başkanı Kemal Bozan, kurum amirleri STK Temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Çarpıcı konuların konuşulduğu konferansa konuşmacı olarak katılan Gazeteci-Yazar Prof. Dr. Türköne, Ezanın Türkçeleştirilmesi, başörtüsü yasağı, darbeler, anayasa ve referandum konularına değindi.
 
Bazı kesimlerin demokrasiyi işlemez hale getirmek için vatandaşı suçlu ilan etiklerini belirten Prof. Dr. Türköne, “Yasakları işletecek, önce bir yasak koyma sonra bu yasakları uygulama sonra bu yasaklar akıl dışı mantık dışı olduğu için uymayanları suçlu ilan edecekler.

1932 yılından 1952 yılında kadar Türkiye de ezan Türkçe okundu. Peki, niye böyle bir düzenlemeye gittiler? Biz bundan çok incindik, çok kırıldık. Ama niye böyle bir şey yaptılar? Arapça ezan okunduğu zaman camiye gitmeyen adam, ezan Türkçe okunduğu zaman camiye mi gidecekti.

Neden böyle bir düzenleme getirdiler? Sonra 1940 yılında da bunu bir ceza olgusuna dönüştürdüler. Arapça ezan okursanız 2 yıl hapis cezası ve 40–50 lira para cezası konuldu. Bunun bir sebebi var, vatandaşı suçlu ilan etmek. Eğer siz kendi inancınızı kendi iradenizle belirlemeye kalkışırsanız suçlu olursunuz? Rejim düşmanı, mürteci ve suçlu olursunuz.
 
Vatandaşı en doğal halinde kendi inancı ile baş başayken ibadetini çok doğal şekilde yaptığı zaman suçlu ilan ettiğiniz zaman onu otomatik olarak yönetimin uzağında tutuyorsunuz. Üniversitelerde başörtüsü yasağı var mesela. Devlet kızların başörtüsü ile neden uğraşıyor sorusunu aradığınız zaman cevabını bulamazsınız. Üniversitelerin bir düzen var bu düzeni devam ettirebilmeniz için bu yasağa ihtiyacınız var.
 
Bu yasağı uygularken, sürdürürken gücünüzü iktidarınızı herkese gösterirsiniz. Siz son derece normal olan bir hakkınızı talep ettiğiniz zaman da suçlu olacaksınız. Örneğin başörtüsü yasağı” dedi. 2932 sayılı kanuna değinen Prof. Dr. Türköne, “12 Eylül diktasının giderayak çıkardığı bir kanun. 1991 yılına kadar yürürlükte kaldı. Türkçeden başka dillerin konuşulmasına dair diye başlayan bir kanundu. Bu kanunu insan okuduğu zaman şaşırıyor.
 
Türkçe dışındaki dilleri yasaklayan bir kanundu. Kürtçeyi yasaklamak için çıkarılmış bir kanundu. Kanunun şunu anlatıyordu. Özel hayatlarında vatandaşlar ana dillerini kullanamazlar diyordu. Yani rüyanızda Kürtçe sayıklayamazsınız, Kürtçe düşünemezsiniz, böyle bir anlam taşıyordu. Böyle akıldışı ahmakça bir kanun nasıl çıkar. Buna benzer tonlarca yasak, bir azınlığın saltanatını sürdürmek için çıkarıldı” ifadelerine yer verdi.
 
‘27 Mayıs 1960'ta 38 subay kendi aralarında bir çete kurdular ve dönemin Genel Kurmay Başkanı, Başbakanı ve Milletvekillerini tutuklayarak, devletin yönetimini gasp ettiler' diyen Türköne, “Ya malını ya canını diyerek yaptıkları böyle bir şeydir bu ülkede olabilecek bir şey değildir. Bunlar bu ülke böyle bir şeyi hak etmemiştir ellerindeki silahlarla geldiler sabahleyin iktidarı gasp ettiler.
 
Bu kadar akıl dışı mantık dışı hukuk dışı bir ısı sürdüre bilmek kurallara bağlayabilmek için bir düzen kurdular. Ve 27 Mayıstan sonra kurulan bu düzen tam 50 yıl devam etti ve biz hala 50 yıldır süren bu düzenin son demlerini gözlüyoruz ve bundan kurtulmak üzereyiz. Allah'a çok şükür. Bizi üzen canımızı yakan birçok şeyin arkasında bu saçmalık var. Adamların dine düşmanlığı yok din aracılığıyla devletin vatandaşını devletten uzak tutmak istiyorlar.
 
Adamların Kürtçeye getirdiği yasağın başka bir açıklaması yok. Saçmalık baksa bir şey değil. Bu kadar saçma şeyi sen nasıl yaparsın diye sormanız lazım. Türkiye 50 yıldır bunları yaşıyor darbeden sonra bir sürü kanun çıkardılar kendi durumlarını sağlama alacak o çarpık durumu garantiye almak için yeni düzenlemeler yaptılar. Yüksek yargıda görevli 350 yargıçtan 150 tanesini emekli ettiler.
 
Danıştay da 60 tan fazla yargıç vardı, bunların yarısından fazlasını emekliye sevk ettiler. Üniversitelerde ne kadar dişe dokunur profesör varsa emekliye sevk ettiler. Sadece vatandaşın değil devlet üzerinde yetkisini kullananların üzerinden de silindir gibi geçtiler ve bir anayasa çıkardılar bu anayasayla Anayasa Mahkemesini kurdular. Bu gün hala isleyen mevcut yapısı hiç değişmeyen Anayasa Mahkemesini ve Milli Güvenlik Kurulunu kurdular.
 
Bu günlerde bir miktarda olsa değişmekte olan üniversiteler düzenini o zaman kurdular. Yargı düzeni o zaman kuruldu. Medya büyük ölçüde ana omurgasını o zaman kurdular. Biz buna askeri vesayet diyoruz aslında askerin içindeki çetelerin kurduğu bir düzen ve bu düzen içerisinde kurulmuş kurumlar bu düzenin devamını sağlamak için 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, en son 27 Nisan bildirisi bu düzenin geri çekilip ileri atılmasıyla arada eksik aksak olanların düzeltilmesi anlamına geliyor.

  Bu tam anlamıyla bir eşkıyalık düzenidir. Elinde olan silahı gayri meşru kullananların kurduğu bir düzen ufak tefek aksamalarla olsa da devam etti ve sevindirici tarafı artık bitmek üzere. Bu gün itibariyle bu düzen sona erdi. 3 yıldır da biz bu düzeni tasfiye etmeye çalışıyoruz. Tasfiye edinilen şey tam anlamıyla bir eşkıyalık düzeni,  bunun nasıl bir eşkıyalık düzeni olduğunu son 3 yılda hepimiz çok iyi bir şekilde anladık.

Adamlar memleketi kana bulamaya hazır düzenlerini sürdürebilmek için her şeyi yapmaya hazırlar ilkelliğin orman kanunlarının her türlüsü bu düzeni sürdürmek için kullanılan yöntemler. Türkiye bu düzenin sonuna geldi. Her şey 3 aşağı 5 yukarı ortaya çıktı.  Bunun tekrar dirilmesi tekrar kendini inşa etmesi imkânsız,  çünkü yüzünü gösterdi biz gün ışığında ne kadar çirkin bir suratının olduğunu gördük.
 
 Çirkin bir ahtapot her yere kolunu uzatmış o ahtapotun ülkeyi tekrar yönetmeye kalkışması imkânsız.  Türkiye değişti her şey kendi rayında normal bir şekilde ilerlemeye başladı. Türkiye 1 trilyon dolarlık milli hâsılaya koşan bir ülke. 1 trilyon dolar milli hâsılaya ulasan bir ülkeyi siz silahla yönetemezsiniz dünya ölçeğinde rekabet eden üreten satan bu gün dünyanın 17. büyük ekonomisi olan ve 10 yıl sonra ise dünyanın en büyük 13. büyük ekonomisi olmaya çalışan ülke” diye konuştu.

Türkiye'nin en geri kalmış kurumunun yargı olduğunu vurgulayan Türköne, “Türkiye'nin en geri kurumu yargı bu bir iddia değil bunun kanıtı var.  Türkiye de görülen mahkemelerin davaların kararları diğer ülkelerde olduğu gibi vatandaş tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'e taşınıyor. Taşınan davalarda 46 ülkenin davasını topluyorsunuz Türkiye' den giden dava sayısından daha az ve bu davalar hakkında AİHM karar veriyor.

Yaklaşık bin 900 dava hakkında karar verilmiş ve bin 600'ünde Türkiye ye mahkûmiyet kararı verilmiş. Demek ki sizin yargınız diğer ülkelerde olduğu gibi adam gibi karar veremiyor. Burada bir sıkıntı var bu kimin ayıbı?” ifadelerini kullandı. Türkiye de kalabalık bir ordu olduğu için övünüldüğünü hatırlatan Türköne, “Dünyanın en kalabalık ordusuna sahip olmakla övünüyoruz.
 
Çok kalabalık bir orduya sahip olmakla övünüyoruz bununla övünmek akıllı bir şey mi?  Size bunu sorarlar sizce etkin bir ordu caydırıcı bir ordu kalabalık bir ordumudur?  Niye bu kadar çok asker istihdam ediyorsunuz?

Neden bu kadar askeri silâhaltında tutuyorsunuz? Bu konuda ilerilik gerilik ölçüsü koyarsanız bununda kriterleri var dünyada” şeklinde konuştu.
Türköne'nin konuşması akabinde Belediye Başkanı Serdar Atalay, Prof. Dr. Türköne'ye konuşmaları dolayısıyla teşekkür etti. Program katılımcıların soruları yanıtlanarak, sona erdi.
Bingöl Online Haber Servisi
YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
10.01.2025
23:57
`Dünden Bugüne Bingöl Basını` programına yoğun ilgi
'Dünden Bugüne Bingöl Basını' programına yoğun ilgi
Bingöl Online tarafından düzenlenen, Bingöl'de ilk program olma özelliği taşıyan ve yoğun ilgi gören programda basının yaşadığı sıkıntılara dikkat çekilirken, büyük beğeni toplayan video gösteriminin yanı sıra gazetecilik ve Bingöl Basın tarihine dair sunumlar da yoğun ilgi gördü. Programda, vefa ve emek kategorilerinde çeşitli ödüller de verildi.
10.01.2025
22:03
Başkan Arıkan`dan dönüşüm vurgusu!
Başkan Arıkan'dan dönüşüm vurgusu!
Basın mensuplarıyla buluşmasında kentsel dönüşüm projeleri ve yeni imar çalışmalarıyla ilgili önemli bilgiler paylaşan Başkan Arıkan, dönüşüm kapsamındaki mahalle, bölge ve yeni alanlara dair yeni gelişmeleri paylaştı ve ekledi; 'Her yönüyle depreme hazır, dirençli ve gelişen bir Bingöl inşasında kararlıyız.'
10.01.2025
21:48
Birlik Haber Sen, PTT Personellerine saldırıyı kınadı!
Birlik Haber Sen, PTT Personellerine saldırıyı kınadı!
Birlik Haber Sen Bingöl İl Temsilciliği, Rize'de PTT Merkez Müdürlüğü'ne düzenlenen saldırıda hayatlarını kaybeden meslektaşları için bir araya geldi. Açıklamada; 'Bu insanlık dışı ve kabul edilemez saldırıyı en güçlü şekilde kınıyoruz' vurgusu yapıldı!
10.01.2025
21:33
Tiryaki:
Tiryaki: 'Halk, hesabı sandıkta soracaktır'
'23 yılda bütçeden payımıza düşen para ilimize gelse de bütçeden gelen paranın hovardaca kullanılması sebebiyle ilimiz gereken hizmetleri alamamıştır' diyen Saadet Partisi Bingöl İl Başkanı Muhammed Fatih Tiryaki; 'Bingöl halkı, yarım bırakılan işlerin hesabını ilk sandıkta fazlasıyla soracaktır' dedi.
10.01.2025
20:57
Bingöl`de aranan 4 şüpheli yakalandı
Bingöl'de aranan 4 şüpheli yakalandı
Bingöl'de jandarma ekipleri tarafından yapılan çalışmada aranan 4 şüpheli yakalandı.
10.01.2025
20:50
Karlıova`da uyuşturucuyla mücadele: 2 gözaltı
Karlıova'da uyuşturucuyla mücadele: 2 gözaltı
Bingöl'ün Karlıova ilçesinde yapılan çalışmada 187,51 gram olan skunk maddesi ele geçirilirken 2 şüpheli yakalandı.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın