Son dönemlerde yargı cephesinde yaşanan ve Türkiye kamuoyunun yakından takip ettiği görevden almalar, yetkilerin alınması olayına Memur Sen İl Başkanı Abdurrahman Ensari'den de bir açıklama geldi. Anayasanın 6, 7, 8 ve 9. maddeleri ortada iken, Kuvvetler ayrılığı ilkesi gereği, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, HSYK'nın ortaya koyduğu tablonun, TBMM'nin devre dışı bırakılması olduğunu söyleyen Ensari, verilen kararlarla yasama yetkisinin TBMM'den alındığını, yürütme yetkisine de müdahale edildiğini söyledi. Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ilkelerinden vazgeçilip, üstünlerin siparişinin, uygun koridorlar açılarak karşılandığını da ifade eden Ensari, bunun yargı devletinin ortaya çıkmasının en açık şekli olduğuna dikkat çekti.
ANAYASA'NIN 138. MADDESİ İHLAL EDİLİYOR Anayasa'nın 138. maddesinin Erzincan olayına açıklık getirdiğini de söyleyen Memur-Sen Bingöl İl Başkanı Abdurrahman Ensari, “Bu madde, hakimlerin bağımsız karar verebileceğini, hakimlere hiç bir makamın emir ve talimat veremeyeceğini, görülmekte olan bir davayla ilgili genelge yayınlayamayacağını, tavsiye ve telkinde bulunamayacağını, soru sorulamayacağını, görüşme yapılamayacağını, beyanda bulunamayacağını ortaya koyuyor. Savcılar var olan yetkisini kullanıp soruşturma yapıp, tutuklama talebine de hakimler ‘evet' diyor. Tutukluluğa itirazın da reddedilmesine karşın bu savcıların yetkilerinin ellerinden alınması anlaşılır değil” dedi. “Yargıçlar devleti istemiyoruz. Danıştay ve Yargıtay'ın açıklamalarını anlamak ve kabul etmek mümkün değildir” diyen Ensari, bundan bir süre önce Anayasa'nın mayınlı bölgelerini, HSYK kararlarının yargı denetimi dışında tutulmasının ortaya çıkardığı sorunlara dikkat çektiklerini hatırlattı ve “Keşke bu uyarılarımız o zaman dikkate alınsaydı. Yargı reformu için düğmeye keşke o zaman basılsaydı. Yargıçlar eliyle özgürlükleri ve eşitlikleri elinden alınan ülkeden kurtulmuş olurduk. Meclisi göreve çağırıyoruz. Anayasa'da tanımlı olan Demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti ilkelerini biri diğerinin amiri olmadan bir araya getirecek, devletin hukuk yüzünü ortaya çıkaracak yeni bir anayasaya ihtiyaç var” şeklinde konuştu.
EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ ENGELLENİYOR Anayasanın eğitimde fırsat eşitliği maddesinin, bu ülkede yaşayan herkesi bağladığını dile getiren Ensari, 1974'den 1998 yılına kadar her öğrenci çözebildiği soru oranında üniversiteye girebiliyorken bu hakkın 28 Şubat döneminde gasp edildiğini belirtti.
Bingölonline Haber Servisi