Emasya protokolü'ne göre şuanda bir oturum olmuyorEMASYA Protokolü'nün 5. maddesi çerçevesinde toplantı düzenlenip düzenlemediğini sorduğumuz Bingöl Valisi İrfan Balkanlıoğlu, EMASYA Protokolü'ne göre şuanda bir oturumun olmadığını söyledi.Protokolün hem biçim yönünden, hem de yetki yönünden 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11'inci maddesine aykırı olduğu vurgulanıyor. Konu ile ilgili görüştüğümüz Bingöl Valisi İrfan Balkanlıoğlu, gündemde sıkça tartışılan ve daha sonra 4 Şubat 2010 tarihinde kaldırılan EMASYA Protokolü ile ilgili Sitemizin Haber Müdürü'ne açıklamalarda bulundu. 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun olduğunu hatırlatan Vali Balkanlıoğlu, valilerin bulunduğu illerde emniyet ve asayişten birinci derecede sorumlu olduğuna vurgu yaparak, şu görüşleri aktardı: “Valilerin emniyet ve asayişi sağlamak için emrinde güvenlik güçleri olur. Buna genel kolluk denir. Emniyet güçleri, Jandarma Teşkilatı, Sahil Güvenlik Teşkilatı bu kolluğu oluşturur ve Vali genel ve özel kolluğun başıdır. Özel kolluk Gümrük Muhafaza Teşkilatı Genel kolluğa tabiidir. Hatta zabıta bile bu kategoriye girebilir. Şimdi ani, olağan üstü, yangın, sel, doğal afetler, terör olayları, şiddet hareketleri, halkın huzurunu kaçıran, mal ve can tehlikesi oluşturan olaylar karşısında Vali emrindeki kolluk kuvvetleriyle bu işin üstesinden gelemeyeceğine kani olursa en yakın kara, hava, deniz askeri birliklerinden yardım ister. Hatta kaymakamlarda böyle bir durum karşısında kaldıklarında Vali'den yardım isterler. Ancak en yakın kara, hava ve deniz askeri birliklerine de kanun çerçevesinde bildirir. Kaymakam Vali'den yardım ister ve kolluk kuvvetlerine de bilgi vererek bu durum karşısında hazır olmalarını ister. Bu yardım talebi karşısında, yardım istediği askeri birlik olayı ortadan kaldırır. Tekrar emniyet ve asayiş edininceye kadar bu işe müdahale eder. Müdahale ettiği zaman, müdahale eden birliğin başındaki komutanın rütbesine göre o emir alır. Komuta eden şahıs yardım istenen askeri birliğin başındaki rütbeye bakar. Bu şekildeki kanun maddesi devam ediyor. Burada kaldırılan protokol, Vali'nin yardım istemesi karşısında hazırlıklı olmak amacıyla Vali yardım istediğinde biz müdahale edelim de nereye müdahale edelim, nasıl müdahale edelim, hangi sokaklardan geçelim, nasıl yapalım, karşımızda ne gibi tehlikeler olabilir, bu tarz tavsiye anlamına gelen gerektiğinde acil ve olağan üstü durumlar olursa Vali yardım istemese dahi müdahale etme imkanı tanıyan bir takım düzenlemelere imkan ve fırsat tanıyan EMASYA protokolü kaldırıldı.” VALİ EMNİYET VE ASAYİŞTEN BİRİNCİ DERECEDEN SORUMLUDUR “Vali emniyet ve asayişten birinci dereceden sorumludur” diyen Vali Balkanlıoğlu, Valilerin her zaman elindeki güvenlik güçlerini çağırıp toplantı yapabileceğini söyleyerek, “Danışmak, fikirlerinden istifade etmek için ve karşılıklı istişare etmek amacıyla bu tür toplantılara en yakınındaki askeri birliğin komutanını da çağırabilir. Bunu ayda bir yapmak zorunda da değildir, devamlı yapabilir. Valiler bulundukları ilin aşağı yukarı her şeyinden sorumludur. Eğitiminden, sağlığından, Valilik bulunduğu konum itibariyle bakanlıkların kuruluş ve işleyişleri hakkındaki kanun ile Bakanlığa bağlı bir merkez teşkilatı vardır. Birde Vali'ye bağlı il teşkilatı vardır. Adli ve askeri makamlar hariç ildeki bütün teşkilatlar Vali'nin gözetim ve denetimi ile faaliyet gösterir. Vali emniyet ve asayişle ilgili herkesle görüşüp konuşabilir. Bu toplantılar aylık, haftalık ve günlük olabilirde olmayabilirde. Bunun için ayrı bir talimata veya genelgeye gerek yoktur. Bunların kaldırılması veya kaldırılmaması bu anlamda toplantıları etkilemez. Bu ayrı, o ayrıdır. Vali, Sivil Toplum Kuruluşları'ndan ve vatandaşlardan da görüş alabilir. Bazen halkın saygı duyduğu ve önde gelen kişileriyle de görüşüp asayişi sağlayabilir. Duruma göre değişkenlik gösteriyor” ifadelerini kullandı. 4 Şubat 2010 tarihinde kaldırılan EMASYA Protokolü'ne göre herhangi bir toplantının düzenlenmediğini belirten Vali Balkanlıoğlu, “EMASYA Protokolüne göre şuanda bir oturum olmuyor. Ancak bu protokol çerçevesi haricinde görüşmelerimiz oluyor. Bu bölgelerde dağlarda eşkıyalar olduğu sürece halkın can ve mal güvenliği tam manasıyla sağlanmıştır denemez. Bunu önlemek, araziye hakim olmak, devletin vatandaşın yanında olduğunu, geceleri evinde rahatça uyuması, geceleri yollarda serbestçe gidip gelmesi açısından tedbirler devam edecektir. İster istemez bazı sıkıntılarda olacaktır. Ne zaman dağ başında eli silahlı bir kişi yasa dışı eşkıya kalmayıncaya kadar önlemlerimiz devam edecektir. Vatandaşın hiçbir surette endişe etmemesi açısından öncelikle terörün sona ermesi lazım. EMASYA Protokolü bu bölgeler için protokol anlamında değil de, protokolü yorumlayanın yorum gücüne göre değişecek şekilde geniş bir şekilde değerlendirilmesi vatandaşa bir takım sıkıntılar getirdiği son dönemde basın ve yayından görüyoruz. Bu protokolün istismar edilebileceğini görüyoruz” dedi. KANUNUN TANIMADIĞI YETKİYİ GENİŞÇE YORUMLAYARAK DURUMDAN VAZİFE ÇIKARMAK DOĞRU DEĞİL Kanunun tanımadığı yetkiyi genişçe yorumlayarak durumdan vazife çıkarmanın doğru olmadığına dikkat çeken Vali Balkanlıoğlu, “Ancak bu bölgeler içinde sadece emniyet ve sınırlı sayıdaki jandarma güçleriyle hakimiyet altına alınamayacağı da muhakkaktır. Karşımızdaki küçük çapta organize olmayan bir eşkıya hareketi değil. Çok organizeli ve uluslar arası destekçileri var. Türkiye'yi güçten düşürmek, karıştırmak isteyenler var. Türkiye'yi kendileri için tehdit olarak gören ülkeler var. Dolayısıyla topyekun mücadele edilmesi gerekiyor. Yöre halkının da dikkatli olması lazım” diye konuştu. EZA VE CEFA GÖRENLER HEP KÜRTLER OLMUŞTUR Vali Balkanlıoğlu, “Terör örgütü Kürt halkının haklarını korumak için dağa çıktıklarını söylüyorlar ve ezilmişliği bahane ediyorlar. Yani Kürt halkına hizmet etmek için çıktık diyorlar. Ancak bugün duruma bakıldığında bundan zarar görenler Kürt halkı olmuştur. Kürtler ticaretten yoksun kalmış, ziraat yapamamışlar, hayvancılık yapamamışlardır. Eza ve cefa görenler hep Kürtler olmuştur” şeklinde konuştu. Bingolonline Haber Servisi YORUM YAZIN
|
|