Eğitim yılı sorunlu başladıKava, öğretmenlerden öğrencilere, ücret adaletsizliğinden görev pozisyonlarına kadar birçok konuya değindi ve bu sorunların devam ettiği bir ortamda kaliteden bahsetmenin mümkün olamayacağını vurguladı...Eğitim Bir-Sen Bingöl Şube Başkanı Yunus Kava, dün itibariyle başlayan 2009–2010 eğitim-öğretim yılı nedeniyle bir dizi açıklamalarda bulundu. ‘Grevli ve toplu sözleşmeli sendika sendikal mücadelenin olmazsa olmazıdır' diyen Kava: “Eğitim çalışanları normal geçim düzeyinin altında yaşamaktadır, öğretmen istihdamındaki çarpık tablo giderilmelidir. Öğretmenlik kariyer basamaklarında yükselme sınavları yapılmalıdır. Yardımcı hizmetler sınıfı ve genel idare hizmetleri sınıfı çalışanlarının, öğretmenlerde olduğu gibi, il içi ve iller arası yer değiştirme işlemlerinin bir sisteme bağlanması için gerekli düzenleme yapılmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı, ek ders esaslarıyla ilgili olarak 2006 yılında yaptığı bir değişiklikle yönetici ve öğretmenlerin kazanılmış haklarını ellerinden almıştır. Ek derslerle ilgili hakkaniyet ölçülerini gözeten, mağduriyete ve suiistimale yol açmayan yeni bir düzenleme yapılmalıdır. Meslek Liselerinin Altyapısı Güçlendirilmelidir” ” dedi. İşte Yunus Kava'nın açıklamasından bazı ara başlıklar. Öğretmen Açığının Farklı Şekillerde Kapatılmaya Çalışılmasından Vazgeçilmelidir Öğretmen açığı sözleşmeli, vekil, ücretli öğretmen alımıyla kapatılmaya çalışılmaktadır. Öğretmenin vekili, sözleşmelisi, ücretlisi olmaz. Doktorun, hâkimin, polisin vekili, sözleşmelisi, ücretlisi olmadığı gibi öğretmenin de olmaz, olmamalıdır. Vekil ve ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilmeli, mevcut sözleşmeliler de derhal kadroya geçirilmelidir. Mevcut sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçiş sürecine ilişkin bir takvim belirlenmeli, kadroya geçişleri sağlanan öğretmenlerin sözleşmeli olarak çalıştıkları hizmet bölgeleri ve çalışma süreleri dikkate alınarak hizmet puanı verilmeli, sözleşmelilikte geçen süreler dikkate alınarak adaylık sürecinden muaf tutulmalı, derece ve kademe intibakları sağlanmalı, zorunlu hizmet bölgelerinde görev yaptıkları süreler, Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nde ön görülen zorunlu çalışma sürelerinden düşürülmelidir. Genel İdare Hizmetleri ve Yardımcı Hizmetler Sınıfı Çalışanları Yardımcı hizmetler sınıfı ve genel idare hizmetleri sınıfı çalışanlarının, öğretmenlerde olduğu gibi, il içi ve iller arası yer değiştirme işlemlerinin bir sisteme bağlanması için gerekli düzenleme yapılmalıdır. 2006 yılından beri yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarına görevde yükselme sınavı yapılmamıştır. Lisans mezunu olup halen yardımcı hizmetler sınıfında çalışanlar bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı memur ve hizmetlilerin görevde yükselmesine yönelik sınavları bir an önce yapmalıdır. Giyim Yardım Yönetmeliği çerçevesinde yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarına verilen giyim yardımının ayni değil, nakdi olarak ödenmesi konusunda bu yılki toplu görüşmede varılan mutabakat hayata geçirilmelidir. Tedavi ve Geçici Görev Yollukları Mağdur Ediyor Bulundukları yerleşim biriminde doktor ve donanım yetersizliğinden tetkik ve tedavi olamayan eğitim çalışanları ve birinci derece yakınları, tedavi olmak için çoğu zaman borçlanmak suretiyle, sevk zincirine uyarak çalıştıkları il dışındaki hastanelere gidip gelmektedir. Ancak hasta ve hasta yakınlarına ödenek olmadığı gerekçesi ile aylarca tedavi yollukları ödenmemektedir. Bu durum mağduriyetlere neden olmaktadır. Görev yollukları da aynı şekilde aylarca geciktirilmektedir. Eğitim çalışanlarının tedavi giderlerini ve geçici görev yolluklarını zamanında almalarını sağlayacak gerekli çalışmalar yapılmalı ve bu konudaki mağduriyetler bir an önce giderilmelidir. Öğrenme Ortamları Yetersiz Eğitim-Bir-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin (EBSAM) 78 ilden bin 918 öğretmen üzerinde gerçekleştirdiği “Öğrenme Ortamlarının Değerlendirilmesi” konulu anket çalışmasına göre, öğretmenlerin yüzde 53,5'i öğrenme ortamlarının yetersiz ve kesinlikle yetersiz olduğunu düşüyor. Öğretmenlerin yüzde 52,4'ü okullarındaki eğitim araç-gereçlerinin yetersiz ve kesinlikle yetersiz olduğunu, yüzde 30,9'u kısmen yeterli olduğunu, yüzde 12'si yeterli olduğunu, yüzde 4.7'si kesinlikle yeterli olduğunu ifade ediyor. Öğretmenlerin yüzde 52,4'ü okullarının ve sınıflarının fiziksel şartlarının yetersiz ve kesinlikle yetersiz olduğunu, yüzde 27.8'i kısmen yeterli olduğunu, yüzde 14.8'i yeterli olduğunu, yüzde 5'i ise kesinlikle yeterli olduğunu düşündüklerini belirtiyor. Araştırma, okulların çok amaçlı salon ve spor tesislerinin, laboratuarlarının, kantinlerinin, kütüphanelerinin yetersizliği konusunda da çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor. Öğrenme ortamlarının yetersizlikleri sıralandığında; çok amaçlı salon ve spor tesisleri yüzde 77,7, laboratuarlar yüzde 58.6, kütüphane yüzde 57.7, kantin yüzde 53.1, okulun ve sınıfların fiziksel şartları yüzde 52.4, eğitim araç-gereçleri yüzde 52.4 olarak görülüyor. Öğrenme ortamlarını meydana getiren bileşenler önem derecesine göre acilen gözden geçirilmeli ve yeterli hale getirilmelidir. Eğitimin niteliğinin artırılmasının yolu aynı zamanda öğrenme ortamlarının kalitesinin artırılmasından geçmektedir. Okullarda Temizlik Sorunu Eğitim kurumlarında, hizmetli yetersizliğinden dolayı temizlik ve hijyen yeterince sağlanamamaktadır. Özellikle, toplu yaşanan yerlerde hastalık yapan bakteri ve virüslerin kolayca yayıldığı ve okulların bu tür toplu yaşanan yerlerin başında geldiği düşünülürse, temizlik ve hijyen konusunun ne denli önemli olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Okulların birçoğunda hizmetli bulunmamakta, her yıl açılan yüzlerce yeni okula yeterince hizmetli verilememektedir. Okullarda bulunan mevcut hizmetliler de yeterince verimli çalıştırılamamaktadır. Anadolu'nun birçok yerinde temizlik konusunda durum bütünüyle içinden çıkılmaz bir haldedir. Bu nedenle, Bakanlık okulların temizlik sorununu çözmek için yeterli miktarda hizmetli alımına gitmeli ve bu konuda alınacak başka tedbirler noktasında acil bir çözüm planı geliştirmelidir. Bingol Kent haber/Bingol Medya YORUM YAZIN
|
|