Eğitim-Sen Bingöl Şubesi'nin yaptığı yazılı açıklamada, eğitiminin anadilde yapılması için yetkililerin gerekeni yapmasını istedi.
“Bütün eğitimcilerin kabul ettikleri gerçek; çocukların kendi anadillerinde düşündükleri ve kendi düşüncelerini anadillerinde daha doğru ve rahat ifade ettikleri gerçeğidir” denilen açıklamada, Okuma - yazma öğelerinden yoksun bir dilin, gerçek anlamda bir toplumsal yaşamı ifade edilemeyeceği ifade edilerek, “Yazı dili olmaksızın ne bilim, ne sanat, ne de kültür gelişebilir ve gelecek kuşaklara aktarılabilir. Anadilde eğitim hakkı, her şeyden önce temel bir insan hakkıdır ve aynı zamanda bir ulus olarak var olma hakkıdır. Anadilin yasaklanması ve anadilde eğitimin yapılmaması çocuk üzerinde daha fazla etki yapmaktadır. Çocuk kendi anadilinde daha iyi anladığı için, başka bir dil öğrenimde büyük güçlüklerle karşılaşmaktadır. Çocuk belli bir sürenin sonunda kendi anadilinin dışında ki dilin okunmasını öğrenir, ama akıcı okuyamaz. Okuduğunu yeterince anlayamaz ve ifade edemez. Yazıyı da öğrenir, ancak duygu ve düşüncesini yazılı olarak ifade etmekte zorlanır. Yazsa bile yazdıkları sınıf düzeyinin altında kalır.
Çocuk kendi anadilinde düşünmekle, yeni öğrendiği dilde bocalar. Matematik dersinde bile çocuk problemin anlatımında problemi anlamamaktadır. Anlamadığı için problemi çözmede, çözüm yolları üretmekte güçlük çeker. Bu durum diğer derslerde de belirleyicidir. Öğretmenin konuşmalarını veya kitaplarda okuduğunu önce beyninde kendi anadilinde tercüme eder, onu anlamaya çalışır ve tekrar anadilinin dışındaki dile ikinci kez tercüme eder. Bunun için dilbilimcileri dilin iki temel öğeden oluştuğunu söylerler. Alıcı özelliği anlama, verici özelliği ise anlatmadır. Çocuk anlayamadığı bir konuyu anlatmada da zorluk çeker. Anadilde eğitimin reddi, çocuğun temel bilgi birikimini yok saymak ve belli bir süre sonra okul çevresinde yabancı bir dil ile sıfırdan başlamak demektir. Anadilini özgürce kullanan, ana dilinde eğitim gören çocukların bilgi birikimi, dilin yapı özelliklerini, dil kalıplarını kavramış olduklarından, ikinci dili öğrenmeleri kolaylaşır. Anadiliyle edinilen bilgi, yani dilin öğrenilmesine katkıda bulunur ve eğitimde başarının yükselmesine yol açar. Türkiye'de yıllarca Kürt kimliğiyle birlikte dili ve kültürü de yok sayılmış ve belli dönemlerde en acımasızca cezalarla dahi karşılaşılmıştır. İçine girdiğimiz bu dönemde Kürt sorununun çözümü tartışılırken özellikle anadilde eğitim konusunda hala diretilmektedir. Sadece kasetlere serbestlik ve bir televizyon vermekle anadilin kendini devam ettirmesi için yeterli değildir. Bu nedenle bizler de anadilde eğitimin resmi anlamda eğitim dili olma statüsüne kavuşması için yetkililerin gerekeni yapmasını talep ediyoruz” denildi.