Eğitim-Sen Bingöl Şubesi'nden yapılan yazılı açıklamada Bingöl'ün de içinde bulunduğu İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin değişiminin adam kayırma olduğunu iddia edilerek, kararnameye tepki gösterildi.
Değişik heva ve heveste olan çevrelerce İl Milli eğitim müdürünün değişimi ahlaki anlamda olumsuz olsa da bir sevinç yarattığı belirtilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Çünkü yaptığımız nabız yoklamasında sevinenlerin eğitim amaçlı sevinçli olmadıkları kanaati hasıl olmuştur. Başta seçilenler olmak üzere herkesin çıkara dayalı beklenti içinde olduğu gözlenmektedir. Bu sevinenler grubu içinde Eğitim anlamında değerlendirmede bulunanlara pek rastlayamıyoruz. Bakanlık düzeyinde sürekli başarısız olan il müdürleri görevden alınacak çığırtkanlığı yaratıldı. Ancak sonuçlar üzerinden bir değerlendirme yaptığımızda bunun çok ta doğrulayıcı olmadığını görüyoruz. Bunu merak ederek Bingöl Milli Eğitim Müdürlüğünün ne derecede olduğunu ölçmeye çalıştık. İlimiz İlköğretim düzeyinde yapılan Seviye Belirleme Sınavında 64. Sırada. Yüksek öğretime Giriş sınavında ise 69. Sırada. Hatırlanacağı üzere bundan daha beş yıl önce bütün sınavlarda sondan 3 veya 5. Oluyorduk. Bunu değerlendirirken sosyo-ekonomik düzey baz alınması gerekir ki, Bingöl bu anlamda sondan 4. Sırada olduğundan eğitimde başarılı olduğunun düşünüyoruz. Başarı konusundaki diğer bir kıstas ise öğretmen profilidir. İlin öğretmen profiline bakıldığında % 50 oranında 5 yıl ve altında hizmet süresi ile çalışan bir profil ortaya çıkmaktadır. İlde her yıl % 20 oranında kadro değişimi söz konusudur. Ayrıca toplam 4.000 öğretmenin çalıştığı ilimizde her yıl 350-400 arası ücretli öğretmen çalışmaktadır. Daha vahim olanı seçme sınavı ile öğrenci alan liselerde ücretli öğretmen çalıştırılmasıdır. İlköğretimde her dersten yaklaşık üç dört öğretmen gören öğrenci bu durumu liselerde de yaşamaktadır. Yukarıda sayılan problemlerin tamamı eğitimi doğrudan etkileyen ve kaliteli eğitimin gerçekleşmesi için ön şarttır. Sayılan problemlerin İl Milli eğitimin mi yoksa bakanlığın mı problemi olduğunu siz eğitim emekçilerinin takdirine bırakıyoruz. Kanaatimiz bütün imkansızlık ve olumsuz şartlara rağmen ideal ve istenilen ölçüde olmasa da bir başarı vardır ve bu başta İl yönetimi olmak üzere eğitim emekçileri başarısıdır. Bir gülle bahar gelemeyeceğini sayın bakanın anlaması biraz zaman alacak. Her sözünde eğitimi kaliteleştireceğinden, öğretmenin mesleki yetersizliğinden dem vuran sayın bakanın kriterlerini İl Müdürleri ataması ile anlamış bulunuyoruz. Hala adamcılık ve güvensizlik üzerine bina edilen bir anlayış. Eğitim psikolojisi yönünden bakıldığında her birey sahip olduğu beceriler yanında çevre şartları ve kendisine sunulan imkanlar dahilinde başarılı olur. Hiçbir imkanı tamamlanmamış bir kurumun yöneticisini başarılı veya başarısız olarak göstermek ne kadar doğru olur. Ayrıca insan faktörünün olduğu bir yeri laboratuvar ortamı olarak görmek ve sonuçlar üzerinden hareket etmek eğitime çokta uyan bir durum değildir. Son zamanlarda uygulanan anlayışı bu değişimde de görmüş oluyoruz. Önce aşırı derecede geçerli ( aslında hiçte geçerli olmayan) bir sebep yaratarak insanları siyah-beyaz kadar net bir çizgi ile başarılı veya başarısızlık konumunda değerlendirmek sadece adam kayırma aldatmacasıdır. Şu an merak ettiğimiz acaba atanan (hala kararname yok) kişinin başarısı ne kadar ölçülmüştür, hangi başarılara imza atmıştır. Varsa başarıları hangi ortamda gerçekleşmiştir. Bingöl'ün problemleri taranarak kişi buna göre mi atanmış yoksa birileri istediği için mi atanmıştır. Bu soruların cevabı yoksa o zaman anlayışımız şudur; Biz denek olmak zorunda değiliz.”