Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir (!)Bingöl'de düzenlenen ‘Sivil Anayasa' konulu panelde, her fırsatta Atatürk ilke ve inkılâplarından dem vuranlara verilen yanıt net oldu. “Egemenlik, elinde silahı ve omzunda rütbesi olan bir takım adamların bu memleketi hiç hak etmedikleri bir ihtiyatı kullanmaları demek değildir ve bu Cumhuriyet'e aykırıdır”...Bingöl Kültür ve Dayanışma Vakfı (BİDAV) ve Genç Siviller Hareketi'nin ortaklaşa düzenlediği Anayasa Paneli konferansı yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Programda sürgüne gönderilenlere madalya verildi. Bingöl Kültür Merkezi'nde Cumartesi günü saat 13.30'da düzenlenen konferansa Bingöl Belediye Başkanı Serdar Atalay, Birikim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ömer Laçiner, Dicle Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mazhar Bağlı, Taraf Gazetesi Köşe Yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, BİNDAV Başkanı M. Tahir Tikici, Bingöl Baro Başkanı Erdal Aydemir, Genç Siviller Hareketi adına Ceren Kenar, Erkan Şen, STO temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Konferansın açılış konuşmasını yapan BİNDAV Başkanı M. Tahir Tikici, Genç Sivillerle beraber yaptıkları bu eylemle, 1982 Anayasası'na ‘hayır' diyen Bingöl'e dikkat çekmek istediklerini söyledi. “Cesur davranılırsa sorun çözülür” Eğitim seviyelerinin yüksek olduğu ilerin 82 Anayasası'na ‘evet' dediğini, eğitim seviyesi düşük olduğu belirtilen Bingöl'ün ise baskıcı anayasayı kabul etmediğine dikkat çeken Tahir Tikici: “Bundan 27 yıl önce bugünkü askeri anayasanın kararı verildi. Eğitim seviyeleri yüksek olan kişilerin buna evet dediği halde eğitim seviyesi düşük olduğu savunulan Bingöl insanların bu anayasaya ezici bir çoğunlukla hayır demesi ilginç oldu. Bingöl, bu anayasaya ‘hayır' dedi. Türkiye'nin de ‘hayır' diyebileceğini göstermek için ‘Cesurbingöl' sloganıyla huzurunuza geldik. Bu toplum geleceği görerek bu anayasaya hayır dediler. Bunun için her topluma her sivil kuruluşuna düşen bu açılıma katkı sağlamasıdır. Bu açılıma gerek susarak, gerek yazarak ve gerekse konuşarak bu sorunu çözmeye çalışalım. Avrupa insanı birbirlerinin sorunlarını çözebiliyor da niçin bizlerde sorunlarımızı çözmüyoruz. Eğer cesur davranırsak bunu çözeceğimize inanıyorum. Bizler sürekli bu açılımın çözümünden yana olmalıyız. Çünkü kanın, kinin ve husumetin durdurmak ve kaldırmak sözün bittiği yerdir. Bunun için en önemli olan bu sorunumuzu bu vesileyle çözmeliyiz” dedi. “Cunta girişimlerini lanetliyorum” Konuyla ilgili kısa bir konuşma yapan Bingöl Belediye Başkanı Serdar Atalay, Bingöl'ün onuruyla Darbe ve Cuntacılarla 82'de yok dediğini hatırlattı. Başkan Atalay, Cesur ismini Bingöl'ün hak ettiğini vurguladı. “Tarih boyunca yaşanan bütün cunta girişimlerini tek kelimeyle lanetliyorum” diyen Atalay: “Bingöl çok ciddi bir demokratik refleks göstererek, Türkiye'de en sıkı anti demokratik uygulamaların olduğu bir dönemde böyle bir tavrı göstermiştir. Bugün çok önemli bir günü beraber idrak ediyoruz. Belki görüşlerimiz, düşüncelerimiz ve hayat tarzlarımız farklı olabilir. Bütün bu farklılıklar içinde bir ortak faydamız olduğunu düşünüyorum. Bu memleket sivilleşsin ve özgürleşsin. Bu ortak faydanın gerçekleştirilmesi bizlerin gayretine bağlı. Bir Bingöllü olarak bir ricam olacaktır. Bize geniş zamanlarda oturup birbirlerimizi eleştirebiliriz, birbirlerimizin hatalarını sıralayabiliriz. Ama Türkiye'nin bugün geldiği bu noktada bir Bingöllülerden istirhamım şudur: Bingöl 1982 yılında eğer demokratik refleksini çok güçlü bir sesle duyurmuşsa bugün aynı ses çok daha yüksek bir seda olabilir. Onun için azami müştereklerimizde birleşelim. Bunun en önemli faydası demokratik hukuk devletidir. Bu hedefin gerçekleşmesi için bize düşen neyse gece gündüz her türlü fedakârlığı yapmaya hazırız. Türkiye'nin demokratikleşmesinde en önemli engelde cuntacılıktır. Ben tarih boyunca yaşanan bütün cunta girişimlerini tek kelimeyle lanetliyorum” diye konuştu. “Yaşananların farkındaydık. O yüzden ‘hayır' dedik” 1982 yılında Bingöl PTT Müdürlüğü Görevini yapan Ahmet Kaçmaz, anayasaya neden red oyu kullandıklarını şu sözlerle açıkladı. Kaçmaz: “1982 yılında Bingöl'de PTT Müdürü olarak görev yapıyordum. 11 Eylül 1980 gününe kadar akşamları, hava raporunu dinler gibi ‘şurada şu kadar kişi öldü, şurada şu kadar kişi yakalandı' şeklinde haberlerini dinliyorduk. Ancak 12 Eylül düdüğü ile birlikte akşam bu haberlerini artık duymaz olduk. Bu şunu gösteriyordu; olup bitenler darbelerin ve cuntaların planlarıydı. Tabi bunu görmemek için kör, duymamak için sağır olmak gerekiyordu. Ama biz görüyorduk ve duyuyorduk. 7 Kasım 1982 tarihinde sloganımız ‘Anayasaya evet veya hayır' demekti. Biz kendi aramızda haberleşirken sloganımız ‘hayır olsun' diyorduk ve bunu mesaj olarak alanlar çok iyi anlıyordular. Biz bu düşünceyle anayasaya hayır dedik ve bugünde hayır diyoruz” “Red kararının faturası imamlara kesildi” 1982 anayasasına ‘hayır' dedikleri için sürgüne gönderilenleri temsilen katılan Abdullah Akdeniz, Selahattin Baki ve Nusret Sevinç'e madalya verildi. Madalya töreni sonrası konuşan Eski İmamlardan Abdullah Akdeniz, yapılan anayasanın baskıcı olduğunu, bunun için kabul etmediklerini söyledi. 82 Anayasası referandumundan bahsederken salondakileri güldüren Akdeniz: “Bingöl'de yüzde 70'in üzerinde red oyu çıktı. Bunun sorumlusu olarak imamlar gösterildi. Cuntalar, iyi işlerde bizim katkımızı hep yok saydılar ve kendilerine mal ettiler. Olumsuz işlerde ise suçu hep imamlara attılar. Kenan Evren 82 Anayasası'ndan bahsederken, '61'de bize bir gömlek diktiler ama bu gömlek çok geniş geldiği için içinde çok fazla oynamaya başladık. Bu nedenle gömleği biraz küçülttük.' 27 yıl önce bu anayasanın baskıcı ve özgürlükleri kısıtlayıcı olduğunu söyledik ve Bingöl halkı da red oyunu kullandı. Biz İslam dedik, onlar irtica dediler. Bizler Allah'ın rızasını kazanmak için anayasaya karşı çıktık. Dünde karşı çıktık bugün yine aynı şey olsa karşı çıkarız. En iyi anayasa Kur'an-ı Kerim'dir. Her ülkenin bir anayasası olduğu gibi bizimki de var ama bu anayasa baskıcı bir anayasadır. Bunun da değişmesi lazım” “61 anayasasına verilen red oyları 82'de de verilmeliydi” BİRİKİM Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ömer Laçiner ise Bingöl'ün o tarihte büyük cesaret gösterdiğini söyledi. Laçiner: “Bu toplum, 1982 yılında onuruna yapılmış saydığı saldırıya gereken cevabı vermedi. Aslında o dönemde Türkiye toplumu, 1961 Anayasasına yüzde 45'lik hayır dediği gibi 82 Anayasasına da hayır diyebilseydi şimdi çok farklı bir ülke olurdu. Maalesef toplum, o yıllarda bu cesareti gösteremedi. Artık tarihin hesabını veremeyiz. Ama şuan tarih Türkiye toplumunu başka sınavlarla karşı karşıya bıraktı. Biz artık Türkiye'de 1982 anayasasına yapılan eklerle bir şey yapamayız. Geçenlerde küçük bir değişiklik yapıldı. Fakat Anayasa Mahkemesi tarafından bu kanun iptal edildi. Şuan anlaşıyor ki, Türkiye toplumu yeni bir anayasa istiyor. Temel insan haklarını anayasa koruyorsa, Türkiye toplumu da kendi anayasasını yapmak zorundadır. Eğer egemenlik milletinse ve bu lafın anlamı varsa, bu şu demektir. Bu laf, elinde silahı ve omzunda rütbesi olan bir takım adamların bu memleketi hiç hak etmedikleri bir ihtiyatı kullanmaları demek değildir ve bu Cumhuriyet'e aykırıdır” dedi. Kütahyalı'dan Başbakan'a çağrı Bingöl'ün darbecilere hayır oyu kullandığını söyleyen Taraf Gazetesi Köşe Yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, hükümeti ‘demokratik açılım' sürecinde daha somut adım atma konusunda uyararak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a seslendi. Kütahyalı: “Adım atmazsan, Bingöl sana destek vermez. AKP Bingöl'de büyük bir oranda oy aldı. Bingöl yine aynı şekilde özellikle Cumhurbaşkanlığı oylamasında yüksek bir oyla Gül'e destek verdi. Bunu unutmamak lazım. Bingöl nasıl ki 82 anayasasına yüzde 70'in üzerinde hayır demişse, yine aynı şekilde iktidara hayır diyebilir. Eğer Başbakan, Paşasının Başbakanı olursa Bingöl halkı ona en sert cevabı verecektir. Eğer halkın Başbakanı olursa, tarihe adını yazdırır. Bingöl halkı diyor ki, adım at, sivil anayasayı oluştur” Vali Balkanlıoğlu'na ağır eleştiri Konuşmasında Bingöl Valisi İrfan Balkanlıoğlu'nu da eleştiren Kütahyalı, valilerin halkın hizmetkârı olduğunu söyledi ve ekledi: “Bingöl'e geldiğimde bana tatsız bir olay anlatıldı. Yapılan bir sergide, bir işlemede Edi Bese yazısı yazılmış diye Bingöl valisi tepki göstermiş. Vali; “Bu gün bunu yazan, yarın biji serok Apo yazar” diyerek sert çıkmış. Bu olay çok üzücü bir olaydır. Valiler hala o üst kimlik anlayışıyla harekete diyor. Bu tamamen bilinçaltında ‘ben egemenim', ‘senin üstünüm', ‘sen bunu yapmazsın' denmek isteniyor. Vali bunu anlamalı, valiler halkın hizmetçisidir. Bunu artık bilmeliyiz, Valiler, Tugay Komutanı, Emniyet müdürü halkın hizmetçileridir. Halk bunu diyebilmeli, ‘sen anayasanın belirlediği sınırlar içinde hareket etmelisin, halka hizmet etmelisin” Bingöl esnaflarına çağrıda bulunan Kütahyalı: “Herkes kendi dilini özgür kullanmalı diyorum. Buradan Bingöllü tüm esnaflara çağrıda bulunuyorum, kendi dilinizde tabela asın. Bingöllü tüm esnaflar kendi dilinde dükkânlarının isimlerini assınlar. Bingöl'ün ismi neyse onla anılsın. Yer ve il isimleri iade edilmeli. Örneğin, Tunceli ismi atılarak, Dersim denmeli. Buna benzer bir sürü yer isimleri var” Bingöl Kent Haber/Bingöl Medya YORUM YAZIN
|
|