Dtp'lilere kapılar mgk siyasetiyle açıldıMurat Yetkin, Ankara'nın çözüm planını anlamak için dün yaşanan 3 gelişmeye dikkat çekti
![]() Kürt sorununda Milli Güvenlik Kurulu çözümleri sonuç getirecek mi? Ankara'da günün sorusu bu. Çünkü 21 Şubat MGK toplantısına ve onun arka planına yakından bakmadan, son günlerde odağında DTP'nin bulunduğu siyasi temasların hızlanmasını da, PKK'ya karşı kara harekâtı sonrasında hızlanan gelişmeleri de, bütün bu süreçte ABD ile ilişkileri de anlamlandırmak güç. 21 Şubat'taki MGK toplantısında alınan kararların daha önce açıklandığı kadarından bildiklerimiz şunlar: 1- Irak'taki PKK hedeflerine karşı sürmekte olan hava ve topçu birlikleri ağırlıklı harekâtın kara birliklerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi için düğmeye aynı zamanda Başkomutan olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığındaki o toplantıda basıldı. 2- Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin iki yıldır tartışma konusu olan Ankara ziyareti için davet edilmesi de o toplantıda konuşuldu. Toplantının bitiminde Gül, Talabani'yi telefonla arayarak hem kara harekâtı kararını duyurdu, hem de Ankara'ya davet etti. Uluslararası ilişkiler tarihinde herhalde eşi görülmemiş bir durumdu bu. İşin nezaketine uymak için, kara harekâtı devam ederken, Irak'a giden Türk heyeti bu daveti bir de yazılı olarak iletiyor ve harekâtın zaten bitmekte olduğunu, Irak topraklarının terk edileceğini teyiden söylüyordu. Ve Irak Cumhurbaşkanı, kendi topraklarında harekâtın bitiminden yalnızca bir hafta sonra Ankara'ya geliyor, yanında "işbirliğini artırmak amacı ile" 5 bakan getiriyordu. Bu bakanlara bakarak planın nasıl işlediğinin izini 21 Şubat MGK bildirisindeki şu cümleden bulmak mümkündü: "Irak'ta son dönemde olumlu gelişmeler de dikkate alınarak, bu komşu ülkeyle ikili işbirliğinin siyasi (Talabani), ekononomik, ticari, kültürel, askeri alanlar ile enerji sektöründe mümkün olduğunca geliştirilmesi (..) üzerinde durulmuştur." Talabani'nin 7-8 Mart'taki Ankara ziyaretinin hemen ardından, DTP Meclis Grup Başkanı Ahmet Türk 10 Mart pazartesi günü TBMM Başkanı Köksal Toptan, 11 Mart Salı günü de Cumhurbaşkanı Gül tarafından kabul edildi. Bunu tesadüf saymak, siyaseten safdillik olur. DTP'lilerin bu temasları ne kadar beklemedikleri yapılan açıklamalardan ortada. Onlar, PKK'ya karşı süren şiddetli harekâtın artık kendi misyonlarını geri plana attığını düşündükleri sırada bu randevular verildi. Türk, Toptan ve Gül ile görüşürken, asıl görüşmek istediği kişi olan Başbakan Erdoğan, içeriye ve dışarıya, Kürtçe televizyon yayınlarının artırılacağı ve GAP projesi dahil milyarlarca liralık bölgesel kalkınma paketi açılacağını ilan etti. Mutlaka olumlu ekonomik ve sosyal sonuçları görülecek bu adımların DTP'yi ne kadar rahatsız ettiği yine açıklamalarına yansıdı. Dün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Anayasa Mahkemesi'ne DTP'nin neden kapatılması lazım geldiğinin gerekçelerini sıralarken, Başbakan Erdoğan da DTP'nin PKK'yı terör örgütü olarak kınaması halinde görüşeceğini söylüyordu. Ahmet Türk'ün buna yanıtı da eskisinin aynısı oldu. Aynı saatlerde Genelkurmay, Şırnak'ta 10 PKK'lının daha "etkisiz hale getirildiğini" açıkladı. Siyaseti siyaset sınırları içinde yapmak isteyene kapıların açıldığı, istemeyenlere şiddetin aynı süreçte uygulandığı bir dönemi yaşıyoruz. DTP, olaya, tıpkı Irak'ta Mesud Barzani'nin baktığı gibi maksimalist, toptancı bakıyor ve yalnızca kendi dedikleri gibi bir çözümün çözüm sayılacağında ısrarlı görünüyor. Oysa son basın toplantısında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt dahi (ki 21 Şubat MGK'sı adımlarının onun itirazına karşı atıldığını söylemek mümkün değil) "siyasi çözüm diyenlerin PKK programı dışında" bir şeyler söylemesini beklediği çizgisine ulaşmış bulunuyor. Irak'ta Barzani'nin ve Türkiye'de Türk'ün mevcut çizgilerinden yumuşama göstermeden sonuç alması mümkün görünmüyor. Bu plana Ankara açısından düşen gölge, ABD'den gelen "harekâtı bitirin" açıklamaları olmuştu. Şimdi, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'in Ankara ziyareti öncesinde, hem askeri alanlar dışında atılan adımların hem de Irak ve Kürt cephelerindeki siyasi adımların hızlandığı görülüyor. İçeride ve dışarıda atılacak dikkatli adımlarla, Kürt sorunu na, demokratikleşme ve kalkınma çerçevesinde birebir PKK'ya bağlı olmayan çözümler geliştirilmesi ülke ve insanları adına kazanç olacaktır. MURAT YETKİN - RADİKAL YORUM YAZIN ![]()
|
|