DTP'nin Diyarbakır'da düzenlediği, ‘Ekoloji ve Yerel Yönetimler Konferansı'na katılan bu partili 54 belediye başkanına, DTP Yerel Yönetimler Komisyonu tarafından hazırlanan 36 sayfalık, ‘Demokratik, Ekolojik ve Cinsiyet özgürlükçü Yerel Yönetimler Modelinin Pratik Politikaları' başlıklı rapor verildi. Raporda, DTP yönetiminde olan belediyelerin hizmetlerinde başta Kürtçe olmak üzere yerel dillerinde kullanılmasında ısrarlı olduğu vurgulandı. Raporda Diyarbakır'ın Sur Belediye Başkanı DTP'li Abdullah Demirbaş'ın görevden alınmasına, Belediye meclisinin fesh edilmesini ve bir çok partili Belediye başkanı hakkında soruşturma ile dava açılmasına neden olan ‘Çok dilli Belediyecilik' ile ilgili görüşlere yer verildi.
Raporun, ‘Çok dillilik ve çok kültürlülüğe ilişkin' bölümünde, yıllardan bu yana Türkiye sınırları içinde yaşayan herkesi tek tipleştiren ‘Herkes Türk'tür' politikasının benimsendiği öne sürülürken, “Bu durum, çok kültürlülük anlayışına ters düşerken, inkar ve asimle eden despot bir anlayış ile tekabül eder'' denildi.
Tüm yerel uygulamalarda önce devlet yönetimi bağlamında makro anlamda Anayasal ve yasal düzenlemelerin gerekli olduğu ileri sürülen raporda, şöyle denildi:
“Bu amaçla yurttaşların kendi kimlikleri ve kullandıkları dilleriyle kendilerini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen süreçlere katılmalarının sağlanması, ‘Türkiyelilik' kimliğinin Anayasa'da bir çatı olarak belirlenmesi ve Anayasal normların bu eksende dikkate alınması sağlanmalıdır.''