Manisa'da meydana gelen 5.6 şiddetindeki depremin çevre illerde de hissedildiğini aktaran Bingöl Doğal Afet Gönüllüleri Dernek Başkanı Semiramis Karaarslan, Bingöl'ün de deprem bölgesi olduğunu anımsatarak hazırlık yapılması çağrısında bulundu.
Uzmanların 6 şiddeti altındaki depremlerden sorun teşkil ettiğini, bu depremlerle zemin etütlerinin yapılıp binaların dayanıklılığının ölçülmesi gerektiği konusunda uyardığını söyleyen Karaarslan; “Deprem ülkesi olan Türkiye'de olası yıkıcı bir depremde alınacak önlemlerle depremi daha az bir zayiatla atlatabileceğimizi söylüyorlar. Dönüp kendimize bakalım, acaba kendi evimizde ne gibi önlemler alıyoruz. Bazı eşyalarımızı sabitleyebildik mi? Deprem olunca neler yapacağız. Yapılan afet tatbikatları ve ilk yardım tatbikatlarını ne kadar uygulayabileceğiz. Panik ve deprem bizi ne kadar etkileyecek? Tüm bunları düşünerek bir an olayın senaryosunu kurgulayıp yola çıkmalıyız” dedi.
“DEPREM OLURSA NELER YAPMALIYIZ?”
Her an depreme hazırlıklı olunması gerektiğini söyleyen Karaarslan; “Japonya da ayda bir kez tüm ülke gerçekmiş gibi bir deprem senaryosu hazırlayıp, tatbikat yapıyor. Tatbikatları şöyle; 1 gün ve gecesinde orada kalmak üzere, depreme dayanıklı olan kendilerine en yakın okullarda çoluk, çocukları ve uyku tulumlarıyla yanlarına aldıkları su ve yiyeceklerle kalıyor ve ertesi gün evlerine dönüyorlar. Biz ise hep kaçıyoruz depremi konuşmaktan. Yıllardır hep tanık olurum şu konuşmaya "hocam depremden bahsetmeyelim ne olur. Bahsettikçe deprem gelir" Oysa Bingöl Kuzey Anadolu Fay Hattı ile Karlıova İlçesinde kesişen Doğu Anadolu Fay Hattında bulunduğundan Japonya gibi bizim olası depremlere her an hazırlık yapmalıyız. Eğitim alıp, tatbikatlara hep birlikte katılmalıyız. Japonya'da 9 şiddetindeki depremlerde burunları bile kanamıyorsa, yapılarının sağlamlığı ve aldıkları önlemlerdendir. Biz bir kat daha fazla çıkmak için nerdeyse yapı yönetmeliğini değiştirmek isterken, canların gideceğini hiç düşünüyor muyuz? Onlar her an depremi yaşayacakmış gibi tedbirlerini alarak yaşıyor. Onların yaptığı gibi bizim de depremin ilk 3 günü her canın ailelerinin hiçbir kimseye muhtaç olmadan su ve yiyecek stoku ile tüm deprem geçirenlerin de bir can olduğunu düşünerek hareket etmemiz gerek” şeklinde konuştu.