Bingöl'de 1 Mayıs 2003 yılında meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki ve 176 hemşerimizin hayatını kaybettiği felaketin ardından 15 yıl geçti.
Bingöl depreminin yıldönümünde yazılı bir açıklama yapan İl Afet ve Acil Durum Müdürü (AFAD) Mehmet Emin Boğatekin, cumhuriyet tarihinde ülkenin yaşadığı en büyük depremlerden birinin Bingöl depremi olduğunu söyledi.
176 hemşerimizin hayatını 1 Mayıs 2003 Bingöl depreminde kaybettiğini anımsatan Boğatekin; “Geçmişte olan bir afet günün birinde mutlaka tekrarlayacaktır, doğaya aykırı bir yapılanmanın sonucu acıdır, hüzündür ve en önemlisi de can kaybıdır. Bu realiteye ilimiz hiç de yabancı değildir. Çünkü ilimiz birinci dereceden deprem fay kuşağı hattında bulunmaktadır. Bilindiği üzere hükümet deprem riski taşıyan bazı illeri kentsel dönüşüm projesi kapsamına almış olup, ilimiz de depremlerden etkilenen bir bölgede bulunduğundan dolayı bu proje kapsamına dahil edilmiştir. Bu uygulama ile son yıllarda kentsel dönüşüm projesi kapsamında ilimizde metruk birçok eski bina yıkılmış yerine yenileri yapılmıştır, olası deprem afetine karşı yapılan bu tür iyileştirme çalışmaları ile devletimizin amacı kriz yönetiminden risk yönetimine geçmektir. Amaç; Risk yönetimi sayesinde olası afet sırası ve sonrası oluşabilecek zararları asgari seviyeye indirmektir. İl AFAD Müdürlüğü olarak Afetlere karşı dirençli ve yaşanılabilir bir kent oluşturma çabası ve gayreti içerisindeyiz. Aynı zamanda afet öncesi, sırası ve sonrasında uygulanması gereken kuralları da okullarımızda, kamu kurumlarımızda, üniversitemizde, şehrin muhtelif yerlerinde sivil vatandaşlarımız için eğitim çalışmalarına da aralıksız devam etmekteyiz” ifadelerine yer verdi.
“Bingöl riskli bir il”
Boğatekin; “2009 yılında Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının kurulması ve 81 ilde teşkilatlanması ile gerek Arama Kurtarma Personel sayısı arttırılmış ve çağdaş arama kurtarma materyallerinin, iletişim ağının il müdürlüklerine tahsis ettirilmesi ile olası afet anlarına karşı personellerin tam teçhizatlı olması sağlanmıştır. Yine 2013 yılında ilan edilen Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) ile kamu kurumları ve özel bazı kuruluşlar arasında protokoller imzalanmış olup afet sırası ve sonrası için birlikte çalışma kararları alınmıştır. Bugün bir afet olduğunda hangi kamu kurumu ne yapacağını nasıl organize olacağını bilmektedir. Yani biz olası bir afet durumunda sadece AFAD İl Müdürlüklerimiz ile değil birçok kamu ve özel kurum/kuruluş ile birlikte müdahale ve iyileştirme çalışmalarını yürütmekteyiz. Ayrıca Başbakanlık AFAD tarafından "O Kahraman Benim" adlı AFAD Gönüllülüğü projesi kabul edilerek özellikle de üniversite öğrencilerimiz ile sivil toplum kuruluşlarımızı ve gerçek kişileri afetler ile mücadele yönteminde resmi gönüllümüz yaparak arama kurtarma eğitimleri ile kendilerini geliştiriyoruz. Bu sayede sadece kamu kurumlarımız ile değil bizzat eğitilmiş halkımızı da yanımıza alarak afetlere müdahale çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Artık “-Yara Sarma- politikasından çağdaş afet yönetimine geçiş sağlamak için büyük bir çaba içerisindeyiz “ diyebiliriz. İlimiz afetsellik açısından riskli iller arasında olması nedeniyle paydaş kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliğine gidilerek gerekli iyileştirme çalışmaları aralıksız devam etmektedir. İlimizde çeşitli tarihlerde meydana gelen depremlerden dolayı çok ciddi can kayıpları yaşanmıştır, gerekli tedbirleri aldığımızda ve afet bilinci kültürümüzü yükselttiğimizde can ve mal kayıplarını asgari düzeye indirmiş oluruz. Bu vesile ile depremlerde hayatını kaybetmiş tüm vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum” şeklinde belirtti.