KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
06 Kasım 2024 Çarşamba
°C

Deprem, bölgesel kalkınma ve liyakatsizlik…

Katıksız: 'Kurumlarda liyakat sağlanmadığı, siyasetle yönetimler belirlendiği müddetçe Türkiye kısır bir döngünün içine hapsolmaya mahkumdur.'

Deprem, bölgesel kalkınma ve liyakatsizlik…
01 MART 2023 ÇARŞAMBA 00:15
11
3129
15
AA aa

“Herkese Kitap” adlı bir proje hazırlayıp AB'ye sunan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlık döneminde örnek gösterip övgüyle bahsettiği Bingöllü genç Ahmet Katıksız, Proje ve Fon Geliştirme Koordinatörü olarak çalıştığı GAP İdaresi'ndeki kamu görevinden istifa edip yurtdışına yerleşmişti.

Katıksız, Ağustos 2022'de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada ülkeden ayrıldığını duyururken "Bugün itibariyle memuriyetten çekildim. Beni yönetenlerin liyakatsiz bir şekilde atandığı kadroların altında kendimi tüketeceğime dünyanın bambaşka bir coğrafyası olan Belçika'dayım. Buyurun koltuklar sizin!" ifadelerini kullanmıştı.

Liyakatsizliğe isyan edip ülkeyi terk eden Katıksız, Kahramanmaraş merkezli büyük depremlerin ardından liyakatsizliğin sonuçlarına değindiği bir yazı kaleme aldı.

İŞTE AHMET KATIKSIZ'IN O YAZISI….

ENAG'ın kurucusu hani TÜİK'in rakamlarının karşısında hepimizin her gün yaşamın içinde hissettiklerini yansıtarak gerçekleri dile getiren Gerçek Gündem yazarı Veysel Ulusoy Hocamın Kalkınma Ajansları üzerine yazdığı yazıdan sonra yaptığım yoruma köşemiz açık demesi üzerine geçtim klavyenin başına!

Bir tarafta ihmaller, tedbirsizlik ve koordinasyonsuzluktan dolayı resmi rakamlara göre 44.000 ama mezarlıklara bakınca çok daha fazlasını gördüğümüz ölümler dururken Anadolu'nun düştüğü yerden kalkması için bakış açısını değiştirmek gerektiğine inandığım için yazıyorum bu yazıyı.

Şehirlerimiz, bizim şehirlerimiz,

Mahallelerimiz, bizim mahallelerimiz,

Köylerimiz, bizim köylerimiz,

Evlerimiz, bizim evlerimiz, ışıkları bir bir sönen...

Her birimizden bir parça koptu. Hayatta olanlarımızın her biri dünden bugüne daha eksik bir şekilde soluk alır olduk.

Ne anlama imkânımız var yaşanan acıları,

Ne de hissetme,

Yaşayan bilir derler ya, öyle işte…

Tam 1 yıl önce bugün Türkiye'den ayrılmak zorunda bırakıldım.

Veysel Hocamın yazdığı Bölgesel Kalkınma alanına 20 yılımı verdikten sonra yaşanan liyakatsiz atamaları zihinsel dünyamda kabul etmemem dolayısıyla baskılara tahammül edemeyerek Anadolu adlı aşık olduğum coğrafyadan ayrılmak zorunda kaldım!

Yıkılan 10 şehrimizin ilçeleri ve köyleri ile beraber yeniden inşa edilmek zorunda. Bu süreçte olması gereken ama asıl kuruluş amacından çok uzakta olan Bölgesel Kalkınma kurumları olan Kalkınma Ajanslarını ve Kalkınma İdarelerini yapısal olarak her zaman savundum.

Kurumsal kültürün simgesi olan Devlet Planlama Teşkilatı'nın kalkınma yerelden başlar anlayışı ile planlamayı merkezden değil yerinden yapmak adına kurduğu 26 kalkınma ajansı ve 4 bölge kalkınma idaremiz var. Yereldeki ihtiyaç ve beklentileri en doğru şekilde tespit etmek merkezi yönetimin kaynakları Anadolu'ya daha verimli bir şekilde aktarması için kurulmuş yapılar.

YOK OLAN DPT KÜLTÜRÜ

Kuruluş mantığı olarak baktığımızda tam da Türkiye'nin ihtiyacı olan yapılar. Çünkü merkezden bakış açısıyla yereldeki insanların yaşamına dokunamazsınız. Her gün sahada olanlar en doğru planlamayı yapar ve yaşamların içerisine girerek ihtiyaç ve beklentileri karşılarlar.

Devlet Planlama Teşkilatına sonradan entegre edilmiş bu yapılar aynı zamanda planlama kültürünü yerele indirgeyen ve kamunun yatırım önceliklerini belirleme noktasında önemli roller üstleniyorlardı. Maalesef Devlet Planlama Teşkilatı'nın kapanması yerine Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın kurulmasıyla birlikte DPT kültürü ortadan kayboldu. DPT insanların liyakate olan inancıyken, inancın yerini emek vermeden kurum dışından atamalar aldı. Devletin yetiştirdiği isimlerin yerini alanlar kurumsal kültürü de yok ettiler.

Bugün 26 Kalkınma Ajansı ve 4 Bölge Kalkınma İdaresi en ilgisiz oldukları Bakanlıklardan birine Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na bağlı bir şekilde çalışıyor. Planlama ve yerinden kalkınma anlayışını geliştirmek, kamunun kaynaklarının kullanımındaki verimliliği arttırmak ve en önemlisi bölgeye ulusal ve uluslararası arenadan daha fazla kaynak getirilmesi için var olan bu yapılar kendilerine ayrılan bütçeleri ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına aktarmaktan sorumlu aracı yapılara dönüşmüş durumda.

Bir örnek vermek gerekirse; kitap okumak ve kütüphane kurmak önemli bir iştir. Fakat bu yapıların kütüphane kurmak yerine model geliştirmek ve bu modelin yaygınlaşmasına öncülük etmeleri gerekirken kütüphaneler kurmakla uğraşmaları, onların etkinlik derecesini inanılmaz ölçüde düşürmektedir... İnsanlar açken ve gelirleri yokken memleketin her tarafını kütüphane yapmanın bir anlamı olmaz. Bu yapıların insanların kitap okuyabilmesi için istihdamı arttırarak refah düzeyini yükseltme süreçlerine katkı sunmaları gerekirken maalesef bundan çok uzaklar.

Devlet Planlama Teşkilatı liyakati kendi içinde koruduğu gibi bağlı kurumlarında da koruyan bir yapıya sahipken, maalesef Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na bağlandıktan sonra, bir ilçeye belediye başkan adayı yapılan şahsın hiçbir devlet memurluğu tecrübesi yokken bir anda bölge kalkınma idaresine başkan olabilmesi akıllara durgunluk veren bir gelişmeydi. Ya da belediyeye istisnai kadrodan özel kalem müdürü yapılmış bölge kalkınma idaresine veri kontrol hazırlama elemanı olarak geçmiş biri bölgesel kalkınma alanında tecrübesi yokken kurum başkanı olabilmişti...

Örnekleri çoğaltmak mümkün…

Son günlerde sosyal medyada gördüğümüz gaza niyetine ok atan AFAD Daire Başkanı'nın da aynı Sanayi Bakanlığı'nda Genel Müdür Yardımcısı olarak atanmış olması da aslında liyakatin geldiği noktayı görmemizi bir kez daha sağladı.

Bugün AFAD'ın başında çekirdekten yetişme biri olmamasını kamuoyu derinden eleştiriyor. Zaten AFAD'ın başında çekirdekten yetişme, kurumsal kültürü bilen ve sahadan gelen biri olsaydı deprem sonrasındaki yaşanan birçok sorunu yaşamayıp belki de bir kişiyi fazladan hayatta tutabilecektik.

Bölgesel kalkınmadaki durum tam da böyle…

Çekirdekten yetişen, bölgesel kalkınma coğrafyasına ve süreçlere hâkim olmayanlar yönetici olarak atandıkları için bir yönüyle ENAG ile TÜİK'in verileri örtüşmüyor.

NEDİR/NE DEĞİLDİR BÖLGESEL KALKINMA?

Bölgesel kalkınma deneme yanılma yöntemiyle şekillendirilebilecek bir süreç değildir. Onun yapısal bir sistemi vardır ve yönetim mekanizması sistemi koruduğu müddetçe elde edilen başarı artar. Siyasi basamaklardan hızla yükselmişlerin bu yönetim kadrolarına atanması ve her seferinde yeni gelenin taa baştan her şeyi şekillendirmek istemesi hem kurumsal etkinliği azaltmış hem de çalışanların enerjisini tüketmiştir.

Kurumlarda liyakat sağlanmadığı, siyasetle yönetimler belirlendiği müddetçe Türkiye kısır bir döngünün içine hapsolmaya mahkumdur. Ben, tercihimi yaptım. Memuriyeti, kariyerimi, yıllarca verdiğim emekleri, ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından anlatılan hikayem dahil her şeyi geride bıraktım. Ve Türkiye'den ayrıldım. Ayrıldım demek kolay. Nasıl ayrıldım onu bir ben bir de Allah bilir. Zaten istedikleri buydu. Kendilerinden daha iyi olanlar sistemden çıkacak ki liyakatsizlikle geldikleri koltukları sağlamlaşsın.

Koltukta oturmak sorumluluktur. Depremin üzerinden 20 günden fazla bir zaman geçti. Bölgesel Gelişme alanında sorumluluk sahibi olan kurumlar ve kişiler neler yaptılar?

Sahaya indiler mi?

Hangi bölgede/bölgeye göçün nasıl olması gerektiğine dair çözüm önerileri ortaya koydular mı?

Yanıtlar koca bir HAYIR!

Bugün kurumların asli görevlerinden uzaklaşmasının acısını bütün toplum olarak yaşıyoruz. Bir günde on binlerce insanını kaybetmiş bir coğrafyanın insanları olarak artık biraz daha şu anlamsız kavgaları bırakarak gerçek manada halk olarak dayanışmayı sağlama zamanımız gelmedi mi?

Gelmedi diyorsanız daha yaşayacak çok acımız var demektir!

Bu acı hepimize bir ömür yeter!

Çocuklarımıza acının olmadığı bir coğrafya bırakmak dileğiyle,

Selam ve saygılarımla

Ahmet Katıksız

 

 

AHMET KATIKSIZ KİMDİR?

1986 yılında Bingöl'de doğdu. 17 yaşında, Türkiye'nin 01 sözleşme numaralı ilk Ulusal Ajans Projesi'ni gerçekleştirerek proje kavramının içine girdi. Oluşturduğu imkân ve fırsatlarla 64 dünya ülkesini gezerek, dünyanın farklı yerlerindeki yaşamları deneyimledi. 5 yıl GAP İdaresi, 4 yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi ve 3 yılı da KOP İdaresi olmak üzere 12 yıl kamu hizmetinde bulundu ve liyakatsizliğe isyan ederek kamu görevinden istifa edip Belçika'ya yerleşti. Sivil toplum kuruluşlarında gönüllü, yönetim kurulu üyesi ve başkan olarak görev yaptı.

2013 yılında ilk kitabı İnsan Yaşamına Dokunmak,

2018 yılında ise ikinci kitabı Hikâyelere Dokunmak yayımlandı.

Aradığın İçinde 2021 yılında yayımlanan üçüncü kitabıdır.

2013 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, gerçekleştirdiği projelerden dolayı Türkiye'ye örnek gösterildi. “Ben, yaşamına dokunulmuş biriyim,” diyerek edindiği kazanım ve tecrübelerle yaşamlara dokunmayı ve hikâyeler toplamayı benimseyen bir yaşam serüveni oluşturdu. Farklılıkların zenginliğine ve insanların gökkuşağının ahengi gibi oluşturduğu birlikteliğe inandı.

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Misafir Kullanıcı (@Misafir_98860)
02 Mart 2023 Perşembe 23:19
Okurken gözlerim doldu. Dilerim bu ülkeye geri dönersin ve bizi içinden bulunduğumuz bataklıktan kurtarmak adına katkı sunarsın. Selamlar
Misafir Kullanıcı (@Misafir_98840)
02 Mart 2023 Perşembe 13:06
Kendi emekleri ile yapabileceklerini yaptı. Bingöl için büyük bir değer. Youtube programını da izledim. Başarılı insanları tüketmek gibi toplumsal bir sorunumuz var. Yüreğine sağlık bingolonline bu yazıyı paylaştığı için teşekkür ediyorum.
M. Ergun
Misafir Kullanıcı (@Misafir_98818)
02 Mart 2023 Perşembe 09:51
Böyle boş adamları burda konuşturuyorsunuz. Kendisine kim getiridi oraya Cevdet yılmaz, kendisine sunulan imkanlar birçok kişiye sunulsaydı daha başarılı gençler görürdü. Diğer insanlar sıkıntı çekerken nerdeydi, bahsettiği sorunlar hep vardı, kendisine dokununca önünde yurtdışı imkanu olunca böyle bir yolu seçmiş. Doğruluğun dürüstlüğün bile kimseye kalmadığı günlerdeyiz, şimdi sen dürüstsün ha
Misafir Kullanıcı (@Misafir_98795)
01 Mart 2023 Çarşamba 22:31
Suçlara gark olmaktan kendini beri tutabilir mi? Liyakatsizlik, gelişmenin, mutluluğun önündeki en büyük engeldir. Bu temel ahlak sorunuyla başedemediğimizde umutsuzluğa kapılıyoruz. Bu umutsuzluk karşısında gençlerimizi yurt dışına kışkırtarak (içimize taş bastırarak) gönderiyoruz. Kimimiz ise, aşiret diyerek, bölge diyerek kendi 'adamımız'ı Ankara'ya milletvekili olarak gönderme 'sevda'sı peşine düşüyor, seçimler yaklaşınca bu yolda 'nutuk'lar atıyor kimimiz; kimimiz toplantılarla 'burdayız' demeye çalışıyoruz: 'Git Ankara'dan birşeyler getir,
Misafir Kullanıcı (@Misafir_98793)
01 Mart 2023 Çarşamba 22:22
hangi usulle işe alınacağını kanunlarımız belirlememiş mi? Belirlemiş! Kanunları bu şekilde dolamak en basit bir ahlak sorunu değil mi, Evet! Bütün bunlar hepimizin gözü önünde olmuyor mu, oluyor! Peki bununla bir mücadelemiz var mı? Mesela buna yol açanlarla toplumun bir mücadelesi var mı acaba? Mesela sebebiyet verenleri görünce yolumuzu değiştiriyor muyuz? Masamıza geldiklerinde kalkıp çıkıyor muyuz veya mevlüdüne, düğününe gitmekten, cenazesine katılmaktan, selam vermekten geri duruyor muyuz? Hayır mı, peki böylesine temel bir ahlak sorunu yaşayan
Misafir Kullanıcı (@Misafir_98791)
01 Mart 2023 Çarşamba 22:14
Kanunları dolamak bir ahlak sorunu değil midir? Mesela bir temizlik işçisi devlet kapısına taşeron şirket vasıtasıyla işe alınacak; siyaset makamlarına yalvarmadan evet bu mümkün; Ankara'yla, siyasetle, ne ilgisi var bunun: altı üstü bir temizlik işçisi alınacak diye düşünürsünüz değil mi; Peki buna inanan bir tek kişi var mı ülkede! Peki neden acaba! Peki bu bir ahlak sorunu değil mi? Peki bu yolda yani çocuğunun işe girmesi yolunda siyaset makamlarının tezgahından geçmeyenimiz var mı acaba? Peki madem bu bir ahlak sorunudur; başka bir ifadeyle, devlet
Misafir Kullanıcı (@Misafir_98786)
01 Mart 2023 Çarşamba 21:25
Meclise seçilenler hiçbir şekilde ihalelere karışamamalı; kimin il müdürü olacağına dair hiçbir etkileri olamamalı; sadece yasaların nasıl olması gerektiğine dair kafa yormalı. Tabii ki bu partilerin değismesiyle olacak bişey değil; toplumun çoğunluğu bu bilincine varmalı ki, umut
olsun, ışık doğsun bu yolda. Böyle bir ışığın toplumda doğmayacağı kanaatine varan şark toplumlarındaki bütün gençler yurtdışına gitmek macerasına kapılıyor ne yazık ki
Misafir Kullanıcı (@Misafir_98785)
01 Mart 2023 Çarşamba 21:16
Siyaset, toplumun uyacağı kuralları belirleme sanatıdır. Şark toplumlarında ise, kapasitesizleri su başlarına getirip ihale ve tayin işlerini elinde tutmak ve bu sayede düzeni sürdürmek şeklinde yürüyor siyaset. Bunun değişeceğine dair bir umut doğar gibi oluyor bir süre; sonra bakıyorsun herşey başa dönmüş; kediyi nasıl atarsan at havaya, dört ayak üstüne düşer misali!
Misafir Kullanıcı (@Misafir_98784)
01 Mart 2023 Çarşamba 21:10
yakalamak mümkün. Devlet kapısına bir temizlik işçisi alınacak, Ankara'dan karar gelmeden, siyasetçilerin kapısından geçmeden mümkünatı yok işe giremezsin! Siyaset bu olmamalıdır. Bunun değişeceğine dair bir umut ta yok görünürde doğrusu.Yüzyıldır böyle ve muhalefet diye öne atılanların il başkanlarına bakıyorsun iktidara gelseler aynı minval üzre hareket edeceklerine dair en ufak bir şüphe kalmıyor vatandaşta.Böyle gelmiş böyle (mi) gidecek!
Misafir Kullanıcı (@Misafir_98780)
01 Mart 2023 Çarşamba 20:59
Öncelikle tebrikler diyecektim; bu ülkede ekonominin, gelişmenin, mutlu olmanın önündeki engelleri böylesine açıkça yazan bir cesaret kimde olabilir ki; Ahmet Katıksız kardeşimiz kimdir acaba dedim kendi kendime daha yazının başlığına göz attığımda. Sonra baktım yurtdışından yazmış. Maalesef bütün şark toplumlarında olduğu gibi ülkemizde de; çalışmayı, üretmeyi kısaca liyakati arzulamak başına belayı almak halini almış. Onun için eli iş tutabilecek gençler yurtdışına kaçar olmuşlar. Başımızı kumdan çıkaralım; bu güzel ülkenin kıym
05.11.2024
17:21
'Yedisu sismik boşluğu yüksek risk teşkil ediyor'
Bingöl İli Deprem Master Planı toplantısında sunum yapan Dr. Öğr. Üyesi Kenan Akbayram, Yedisu Sismik Boşluğunun gelecekte deprem açısından yüksek risk teşkil ettiği belirtti ve hızlı görsel değerlendirme yöntemi ile incelenen yapıların bir kısmının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Akbayram, özellikle deprem anında doğru adımların atılabilmesi için toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
05.11.2024
15:23
Bingöl`de 22 kişi yakalandı
Bingöl'de 22 kişi yakalandı
Bingöl'de polis ekiplerince düzenlenen operasyonlarda, haklarında kesinleşmiş hapis cezası ve arama kaydı bulunan 22 kişi yakalandı.
05.11.2024
15:22
Bingöl`de aranan 304 şahıs yakalandı
Bingöl'de aranan 304 şahıs yakalandı
Bingöl'de son bir haftada polis ve jandarma ekiplerince yapılan çalışmalarda aranan 304 şahıs yakalandı.
05.11.2024
15:21
Bingöl`de uyuşturucu operasyonları: 11 gözaltı
Bingöl'de uyuşturucu operasyonları: 11 gözaltı
Bingöl'de jandarma ve polis ekiplerince son bir haftada gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonlarında 11 kişi gözaltına alındı.
04.11.2024
17:52
Bingöl Gençlik ve Spor`a 5 kişi alınacak
Bingöl Gençlik ve Spor'a 5 kişi alınacak
TYP kapsamında yapılacak alıma dair başvuruları 04-08 Kasım 2024 tarihleri arasında alınacak. Noter Kurası 12 Kasım 2024 günü çekilecek.
04.11.2024
17:36
Vali Usta, İl Genel Meclisi kasım ayı toplantısına katıldı
Vali Usta, İl Genel Meclisi kasım ayı toplantısına katıldı
2025 bütçesinin görüşüldüğü toplantıya katılan Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta, yıllık bütçe görüşmelerinde hazırlanacak bütçenin, kente hayırlı hizmetlere vesile olması dileklerinde bulunarak, meclis çalışmalarında tüm üyelere başarılar diledi. Tahmini bütçenin yaklaşık 1 milyar lira civarında olduğu, görüşmelerin ay sonuna kadar devam edeceği öğrenildi.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın