AK Parti Medya Başkanı Keskin, yaptığı yazılı açıklamada muhalefete eleştirilerde bulunarak, Türkiye'de muhalefet sorunu olduğunu söyledi.
“Muhalefet etmek demek, iktidarın politikalarını rasyonel bir şekilde eleştirip, ortaya alternatif projeler, gerçekçi öneriler koyabilmek demektir. Yapıcı katkıda bulunmak, doğruya doğru, eğriye eğri diyebilmektir” diyen Keskin, Türkiye'de muhalefetin alternatif proje, fikir, katma değer üretmek yerine “çamur at izi kalsın” mantığıyla yapıldığını ifade ederek, “Bunun da ne sahibine ne muhalifine ne de topluma hiçbir katkısı olmaz. Muhalefeti sırf engel, laf, kriz, gerilim üretmek için yapıyor olmanın kime ne yararı olacak, onu anlamakta güçlük çekiyoruz. Bizim gözümüzde muhaliflerimiz asla bizim hasımlarımız değildir. Muhaliflerimiz bizim eksiklerimizi ayan beyan ifade ederken aslında bu noktada aksine bizim hısımlarımızdır. Çünkü demokraside bunun tanımı budur. Muhalefet, iktidarla özellikle ülke çıkarları konusunda her zaman için hasım değil, hısım olma konumundadır” ifadelerini kullandı.
Muhalefet bir denetim mekanizmasıdır
Yöneten demokrasinin içinde denetim mekanizmasının muhalefet olduğuna dikkat çeken Keskin, “Muhalefet sadece parlamento içinde değil, Parlamento dışında da olur. Halk da sağlıklı bir demokraside denetim mekanizmalarının en önemlisidir. Çamur at izi kalsın, anlayışı adil, adam akıllı, akil insanların veya kurumların işi değildir. İktidar kadar muhalefet de demokrasinin olmazsa olmaz unsurudur. Muhalefet yanlışı gösterip, doğruyu söylemektir. Eğer yanlış gösterilmeden, doğru söylenilmiyorsa görevinizi yapmıyorsunuz demektir. Halka da kendinizi ifade etmekte güçlük çekersiniz” diye konuştu.
Sivil toplum örgütleri toplumun aynasıdır
Sivil Toplum örgütlerinin toplumun bir aynası olduğuna vurgu yapan Keskin, “Bizim partimiz, toplumun temsilcileriyle farklı toplumsal kesimlerin sözcüleriyle birlikte düşünme birlikte karar alma konusunda son derece duyarlıdır. Toplumun taleplerine kulak verdiğimiz için sivil toplum örgütlerine büyük önem veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz.
Çünkü sivil toplum örgütlerinin gücü, toplumun ortak gücüdür. Yine sivil toplumun olmadığı bir karar mekanizmasını; aksak, acib ve aciz olarak görüyoruz” diye ifade etti.
Sosyal devletin gereklerini yerine getirmek zorundayız
Sosyal hukuk devletinde devletin vatandaşların tüm ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğini kaydeden Keskin, sosyal hukuk devleti demek, vatandaşı kendi başına terk etmek demek değildir. Vatandaşın tüm ihtiyaçlarıyla ilgilenen devlet demektir. Kış mevsimlerinde odun, kömür, soba yardımlarını yapmak sosyal devletin görevidir. Fakir ve yardıma muhtaç insanları kendi kaderleri ile baş başa bırakamazsınız. Çünkü onların sizlerin üzerinde hakları vardır.
Sosyal devlet demek; dara düşmüş olanın, garip gurebanın, fakir fukaranın yardımına koşmaktır. Garibin, gurebanın, yolda kalmışların ihtiyaç sahiplerinin, ezilmişlerin, dışlanmışların sesi, nefesi olmak bir erdemliktir. Bir sosyal sorumluluk bilincidir. Muhalefet karşı çıkıyor diye bu insanları göz ardı edemezsiniz.
Kimsesizlerin kimsesi olmak, yoksula sahip çıkmak, yakacak kömürü bulunmayan, yiyecek ekmeği bulunmayan vatandaşlarımıza kucak açmak sadece partimizin görevi değil, bir insanlık görevidir. Biz, sadece eğitimde, sağlıkta, ulaştırmada, tarımda, enerjide, çalışma ve sosyal güvenlikte, ihracat ve ticarette, kadastroda, barajlarda yatırım yapmadık. Elbette, annelere sağlık destekleri, kimsesiz bakımları, öğrenci paraları, şartlı nakit transferi, sosyal yardımlaşma ve dayanışma fonunun harcamaları gibi yardımları da beraberinde yaptık. Bu bizim parti politikamızdır. Bunlarla övünüp, yetinmeyeceğimiz. Daha çok işimiz var” şeklinde konuştu.