KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
12 Ocak 2025 Pazar
°C

Darbe anayasa'sı kaldırılsın

Anayasa'nın tamamen değiştirilmesi gerektiğine dikkat çeken hukukçular,
sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar, çağa ve hukuka
uygun yeni ve herkese eşit mesafede yaklaşan, halkla bütünleşen bir
anayasa değişikliğinin yapılmasını istediler.

Darbe anayasa`sı kaldırılsın
31 MART 2010 ÇARŞAMBA 16:49
0
1819
0
AA aa
12 Eylül darbesinin ardından hazırlanan 1982 yılında referandumla kabul edilen Anayasa, sürekli olarak tartışıldı ve değişikliğe uğradı. Anayasa'daki ilk değişiklik 1987 yılında yapılırken en kapsamlı değişiklikler ise 23 Temmuz 1995 ve 3 Ekim 2001'de gerçekleşti. 'Başlangıç' bölümünün tümü 1995 yılında değiştirilen Anayasa'nın, başlangıç bölümünün beşinci fıkrasının başında geçen 'Hiçbir düşünce ve mülahazanın' ibaresi de 2001 yılında 'Hiçbir faaliyetin' şeklinde değiştirildi. Tüm bu değişikliklerin ardından gündeme gelen Kısmi anayasa değişikliği ve Halk oylamasının 120 günden 60 güne düşürülmesi tekrar tartışmalara sebep oldu. Anayasa hukuku profesörleri ise yıllardır Anayasa'nın birçok maddesinin değiştirildiğini belirterek her değişikliğin başka sorunlara yol açtığını kaydettiler. Anayasanın tamamen değiştirilmesi gerektiğini ifade eden hukukçu, Sivil Toplum Kuruluşları ve vatandaşlar son Anayasa değişiklik teklifine dair düşüncelerini ve önerilerini gazetemize açıkladılar.

AYDEMİR: MEVCUT ANAYASA TAMAMEN DEĞİŞTİRİLSİN


Özellikle 1982 anayasasının gerek bundan önceki süreçte, bu hükümet ve önceki hükümetler döneminde yapmış oldukları teklifler sonucunda yasama organı olan mecliste yapılan anayasal değişikliklerin, sadece kısmi değişiklikler olduğunu belirten Bingöl Baro Başkanı Erdal Aydemir, 1982 anayasasının kül halinden değiştirilmesi gerektiğini söyleyerek, “Çağa ve günümüze uygun olmayan hukuk dışı, geliştirmiş olduğu kurum, kuruluşlar, tümü yeniden ele alınıp hukukun üstünlüğüne ve demokrasinin özüne uygun bir şekilde yeniden ele alınmalı. Bu ele alınışta özellikle ülkemizin çok reel gerçekliği olan Kürt sorunu, Alevi sorunu, samimi dindarların yaşamış oldukları problemler, bunların haricinde özellikle kendilerini laik olan tanımlayan kesimlerden kendi kaygılarını da gidereceği, toplumdaki farklı olan bütün düşünceleri bir araya getirebilen yeni ve kül halinde bir anayasa değişikliği ülkenin ihtiyacı ve zaruri giderilmesi gereken bir hukuki zorunluluk olarak ortada durmaktadır. Tabi şuanda Ak Parti hükümetinin hazırlığını yapmış olduğu kısmi anayasa değişikliklerine bakıldığında özellikle seçim yasasının sandık güvenliği açısından ele alınması bence ülkenin reel gerçekliğiyle biraz aykırılık teşkil etmekte olup, seçim yasasının tümünü elden geçirilmesi gerekir. Özellikle son dönemde yüksek yargıda yaşanan problemlerden kaynaklı olarak gerek HSYK, gerek Anayasa Mahkemesi, gerek Yargıtay, gerekse Danıştay'ın kuruluş yasaları ve bu yüksek mahkemelerin oluşturma biçimleri yeniden düzenlenmeli. Bunda da demokratik, çağdaş, hukuk ve demokrasiler örnek alınmalıdır. Bu kapsamda Avrupa Birliği Ülkelerindeki uygulamalar ve yasal düzenlemeler, hukuki düzenlemeler esas alınarak bu yüksek yargı kurum ve mahkemeleri yeniden düzenlenmeleridir” dedi.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ ELE ALIRKEN ÜLKE GÜNDEMİ İLE SINIRLI KALINMAMALI

Şuandaki anayasa değişikliğini ele alırken ülke gündemi ile sınırlı kalınmaması gerektiğine dikkat çeken Aydemir, “Özellikle 1982 Anayasası'nın ülkemize kazandırdığı kurumlar arasında olan YÖK'ün, RTÜRK'ün, Siyasi Partiler Yasası'nın, Seçim Yasası'nın bunları komple yeniden ele alınıp değiştirilmesi gerektiği kanısını taşımaktayım” dedi.

HALK OYLAMASININ SEÇİM YASASI'YLA ALAKASI YOK


Halk oylamasının 120 günden 60 güne düşürülmesinin seçim yasasıyla alakasının olmadığını söyleyen Aydemir, “Anayasa'nın 67. maddesi dahilinde 67'ye 87. maddesi derki: “Seçim ile ilgili yapılan anayasal değişiklikler Ancak bir yıl sonra yürürlüğe girebilir” Bu amir hükme dayalı olarak muhalefet yorum yapmaktadır. Orada referandum bir seçim olarak mı nitelendirilecek yoksa halk oylaması olarak mı nitelendirilecek ona bakmak lazım. Referandum veya seçim yasası dışında bir değerlendirmeye tabi tutulursa, bu referandum sonucunda yapılacak ola düzenlemelerin hemen yürürlüğe girmesi gerekir. Ama aksi görüş; eğer bir seçim düzenlemesi olarak değerlendirilirse bununda anayasanın ilgili amir hükmü gereği bir yıl sonra yürürlüğe girmesi gerekir. Bu mevzu mevcut anayasadan kaynaklı bir çok problemi ile yeniden bu madde kapsamında veya o referandum düzenlenmesi ile yeniden önümüze çıkmakta. Buda bir kere daha anayasanın kül halinde değiştirilmesinin gerekli olduğunu bir kere daha göstermiştir” diye konuştu.

ENSARİ: MEVCUT ANAYASA, 12 EYLÜL DARBESİNİN ÜRÜNÜ

Türkiye'nin en büyük sorununun demokratikleşememe sorunu olduğunu söyleyen Memur-sen Bingöl İl Başkanı Abdurrahman Ensari, Demokratikleşememenin önündeki en büyük engel de, mevcut Anayasa'nın olduğunu söyledi. Mevcut Anayasa'nın, 12 Eylül darbesinin ürünü olduğunu belirten Ensari, “Her tarafı askeri vesayet kokmaktadır. Zaman zaman yapılan kısmi değişiklikler, yeterli olamamıştır. Askeri ve yargının vesayeti devam etmektedir.  Türkiye, çağdaş hukuk normlarına uygun, özgürlükçü, sivil bir anayasa hazırlamak zorundadır. Mevcut anayasa ile gelişmiş ülkeler arasında yer almak mümkün değildir. Anayasa'nın kısmi olarak değiştirilmesini doğru bulmuyorum. Anayasa'nın bir an evvel tümünün değiştirilmesi gerekir” diye konuştu.

ANAYASA MAHKEMESİ VE HSYK ‘NIN YETKİLERİ SINIRLANDIRILMALI


Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yetkilerinin sınırlandırılması gerektiğinin altını çizen Ensari, Anayasa Mahkemesi ve HSYK benzeri kuruluşlar gelişmiş ülkelerde de mevcut olmakla birlikte, bu kurumların yetki alanı bizdeki gibi geniş olmadığını söyleyerek; “Bence bu kurumların tamamen kaldırılmasından öte, yetki alanlarını ve üyelerinin seçim usulünü değiştirmek ve yetki alanlarını daraltmak daha doğru görünüyor. Çünkü milletin iradesinin tecelli ettiği TBMM, bu kurumlara üye veremiyor. Bu kurumlara bazen yetkilerini aşarak yasamanın görev alanına müdahale edebiliyor. 11'in 411'den büyük olduğunu, Anayasa Mahkemesinin Üniversitelerde kılık kıyafeti serbest bırakan düzenlemeyi iptal etmesinde gördük, 367 kararında gördük. HSYK'nın anayasayı çiğneyerek devam eden bir davaya müdahil olarak başsavcının yetkilerine müdahale etmesinde gördük. Bütün bu görüntüler, AB'ye üye olmaya hazırlanan bir ülkeye yakışmıyor. Bunun için, bu kurumların yetki alanlarını daraltmak, üye sayısını artırmak ve üyelerinin de en az yarısının TBMM tarafından seçilebilmesinin önünü açmak gerekiyor” dedi.

DURSUN: TOPLU SÖZLEŞME HAKKI İLE İLGİLİ OLARAK YAPILMAK İSTENİLEN DEĞİŞİKLİĞİ OLUMLU BULMAKTAYIZ


“Kamu görevlilerinin toplu sözleşme hakkı ile ilgili olarak yapılmak istenilen değişikliği olumlu bulmaktayız” diyen Türkiye Kamu Sen İl Temsilcisi Sedat Dursun, “Ancak memurların grev hakkı ve siyaset yapma yasağı ile ilgili bir değişiklik düşünülmemiştir. Grev hakkının olmadığı bir yapılanma, yıllardır mücadele ettiğimiz değerler adına tam bir kazanım anlamı taşımamaktadır. Yine de gelinen noktanın kamu görevlilerinin sendikal hakları bakımından önemli olduğunu vurgulamakta fayda vardır” ifadelerine yer verdi.

BOĞATARHAN TUĞ: ANAYASA HALKLA BİRLİKTE YAPILMALI


Ülkemizde anayasal metin süreçlerinin tarihi geçmişi çok uzun süreli olmaması gerektiğine vurgu yapan Avukat Hatice Boğatarhan Tuğ, “Bu güne kadar olan anayasa metinleri genellikle dayatma metinler olup, halkın içeriğinin ne olduğunu bilmeden yapılan, halka danışılmadan yapılmışlardır. Siyasi elitlerin milletin ‘Ülkede anayasaya ihtiyaç var' diyerek anayasada değişiklik ya da tamamen metni değiştirmesi yapması devrinin kapanarak halka danışılarak tamamen halkında her değişen maddeye madde madde kabul ve reddi belirtilerek yapılması gerekir diye düşünüyorum. Anayasa değişiklikleri yapma sürecinde partilerin kendi anayasasını dayatması yerine, bir ortak diyalog, konsessus sonucu partilerin kendini iktidarda yada muhalefette olduğuna bakmadan halkın yararlarının olduğu noktada bireysel çıkarlardan vazgeçilmeli.  Ve anayasa birlikte yapılmalıdır. Çünkü hak ve adalet herkes için gerekli olup, bu kavramlar iktidar ve muhalefetler için farklı anlamlar taşımaz” diye ifade etti.

AKAN: HUKUK BİR GURUBUN İNSİYATİFİNDE


Şu anki mevcut anayasa yıllarca bir gurup sivil veya askerin güdümünde onların hukuk anlayışı çerçevesinde uygulandığını veya yorumlandığını ifade eden Bilal Akan, Mevcut anayasanın maalesef özgürlük insan hak ve hürriyetlerini korumaktan çok kısıtlayıcı veya yok edici bir kısır döngü haline geldiğini söyledi. Akan, “Demokratik bir toplumda hukuk her şeyin üstünde olması gerekirken maalesef bizim ülkemizde hukuk bir gurubun insiyatifi ile şekilleniyor veya uygulanıyor bu nedenle herkese veya her şeye hakim olması gerekirken bir kesimin hükmü altında hukuk işliyor. Bu nedenle mevcut hukuk sistemimiz günümüz dünyasında veya uluslar arası arenada meşruiyetini yitirmiş, iflas etmiştir… mevcut yargı kendisiyle bile çelişir duruma gelmiştir... bu nedenle hükümetin bir an önce hazırladığı anayasa değişikliğini hızlandırması ve mart ayı içerisinde gündeme gelen yargı reformunu bir an önce değerlendirip mevcut siyasi partiler, sivil toplum kuruluşlarıyla, yargı mensupları ile görüşüp meclise getirip netice alması bekliyoruz. Şayet meclis kararı anayasa mahkemesine götürülüp aksi yönde bir karar çıkarsa derhal referandum yolu açılmalı ve millete baş vurulmalıdır” dedi.

KARACA: ÇİFTE STANDARTLAR ORTADAN KALDIRILMALI


Mevcut anayasanın değişmesini isteyen Bingöl Üniversitesi Bilgisayar Teknolojisi ve programlama öğrencisi Turgut Karaca, darbe anayasasının bir an önce değiştirmesini istedi. Karaca, “ Bir grup tarafından kendi istediği şekilde hazırlanmış, hukukun üstünlüğünü tanımayan anayasanın çoğunluğa hükmedeceğine, bir grubun özel hukuku haline gelmiştir. Dolayısıyla azınlığın çoğunluğa tahakkümü söz konusu olduğu için bir an önce bu durumdan kurtulup, herkese eşit mesafede yaklaşacak ve kimsenin dinine, diline, ırkına, görüşüne ters gitmeyecek bir anayasa düzenlemesinin olmasını istiyorum. Ayrıca mevcut meclisin milletin iradesini temsil ettiğine inanıyorum. Bu değişiklikleri yapabilecek kuvvette ve kudrette olacağına inanıyorum. Aksi yönde bir durum söz konusu olursa milletin kendisine yani referandum yolunun tercih edilmesini istiyorum. Şuan ki anayasa ile vatandaşlarımız mağdur ediliyor. Mevcut anayasa ile bölgelere göre çifte standart uygulanıyor. Buda bir ayrımcılıktır. Doğuda suç işleyen biri her ne olursa olsun bir provokatör olarak görülüp siyasi bir suçluymuş gibi yargılanıyor ve onun hayatına hipotek konuluyor. Aynı suçu batıda işleyen bir çocuğun siciline dokunulmayıp, yargı sürecine tabi tutulup salıverilir ve farklı muamele uygulanıyor. Çifte standartların ortadan kaldırılmasını, Kürt- Türk ayrımının ortadan kaldırılmasını, herkese eşit mesafede yaklaşan ve toplumu kucaklayan, korkulan değil güvenilen bir anayasa değişikliği istiyoruz” şeklinde konuştu. 
YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
10.01.2025
23:57
`Dünden Bugüne Bingöl Basını` programına yoğun ilgi
'Dünden Bugüne Bingöl Basını' programına yoğun ilgi
Bingöl Online tarafından düzenlenen, Bingöl'de ilk program olma özelliği taşıyan ve yoğun ilgi gören programda basının yaşadığı sıkıntılara dikkat çekilirken, büyük beğeni toplayan video gösteriminin yanı sıra gazetecilik ve Bingöl Basın tarihine dair sunumlar da yoğun ilgi gördü. Programda, vefa ve emek kategorilerinde çeşitli ödüller de verildi.
10.01.2025
22:03
Başkan Arıkan`dan dönüşüm vurgusu!
Başkan Arıkan'dan dönüşüm vurgusu!
Basın mensuplarıyla buluşmasında kentsel dönüşüm projeleri ve yeni imar çalışmalarıyla ilgili önemli bilgiler paylaşan Başkan Arıkan, dönüşüm kapsamındaki mahalle, bölge ve yeni alanlara dair yeni gelişmeleri paylaştı ve ekledi; 'Her yönüyle depreme hazır, dirençli ve gelişen bir Bingöl inşasında kararlıyız.'
10.01.2025
21:48
Birlik Haber Sen, PTT Personellerine saldırıyı kınadı!
Birlik Haber Sen, PTT Personellerine saldırıyı kınadı!
Birlik Haber Sen Bingöl İl Temsilciliği, Rize'de PTT Merkez Müdürlüğü'ne düzenlenen saldırıda hayatlarını kaybeden meslektaşları için bir araya geldi. Açıklamada; 'Bu insanlık dışı ve kabul edilemez saldırıyı en güçlü şekilde kınıyoruz' vurgusu yapıldı!
10.01.2025
21:33
Tiryaki:
Tiryaki: 'Halk, hesabı sandıkta soracaktır'
'23 yılda bütçeden payımıza düşen para ilimize gelse de bütçeden gelen paranın hovardaca kullanılması sebebiyle ilimiz gereken hizmetleri alamamıştır' diyen Saadet Partisi Bingöl İl Başkanı Muhammed Fatih Tiryaki; 'Bingöl halkı, yarım bırakılan işlerin hesabını ilk sandıkta fazlasıyla soracaktır' dedi.
10.01.2025
20:57
Bingöl`de aranan 4 şüpheli yakalandı
Bingöl'de aranan 4 şüpheli yakalandı
Bingöl'de jandarma ekipleri tarafından yapılan çalışmada aranan 4 şüpheli yakalandı.
10.01.2025
20:50
Karlıova`da uyuşturucuyla mücadele: 2 gözaltı
Karlıova'da uyuşturucuyla mücadele: 2 gözaltı
Bingöl'ün Karlıova ilçesinde yapılan çalışmada 187,51 gram olan skunk maddesi ele geçirilirken 2 şüpheli yakalandı.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın