Solhan Kültür merkezi konferans salonunda verilen seminer, Erzurum TARSİM bölge müdürü Meriç Özdemir bir sunum yaptı.
Özdemir, “Siz üreticilerin en önemli ihtiyaçlarından biri olan tarım bakanlığında özellikle sürdürülebilir tarımı sağlayabilmek adına kurmuş olduğu tarım sigortaları sistemini anlatmaya geldik. İlçede yaptığımız toplantılarda üreticilere dokunamadık. Bundan sonraki toplantılarımızda inşallah ilçe müdürümüzle birlikte köy muhtarlarımız aracılığıyla köylerde üreticilere giderek sitemi anlatmaya çalışacağız. Çünkü doğal afetler ve birçok riskten dolayı birçok üreticilerimiz ürünlerini ya da hayvan varlıklarını kaybetmekteler. Kaybettikleri hayvan varlığını ki özellikle ‘küçük üreticiyiz yerine koya bilemiyoruz. Ya işletmelerimiz küçülüyor ya da işletmeyi kapatıp köyden kente göç olayı başlıyor.' Tarım sigortaları sisteminde devletin vermiş olduğu prim desteği var. Artık eskisi gibi doğal afetlerden dolayı tarım bakanlığı herhangi bir destek vermiyor. Üreticinin hayvanları öldüğünde nedeni ne olursa olsun ya da doğal afetten dolayı ürünlerimizi kaybettik eskiden tarım ilçe müdürlükleri hasar tespit çalışması yapar tarımsal mal varlığını kaybeden üreticiye belirlenen 2090 sayılı kanunla hasar ödemesi yapardı. Artık 2090 sayılı kanunda tarım sigortaları sistemiyle bütünleşti. Yani; 2090 sayılı kanundan faydalanacak üreticide tarım sigortaları şartı aranıyor. Artık tarım bakanlığının tarım sigortaları dışında doğal afetlerden ya da birçok riskten ürün kayıplarının her hangi bir desteği kalmadı. Sadece tarım sigortaları sistemiyle üretici ürünlerini ve hayvanlarını sigortalatması halinde vereceği yüzde 50'den yüzde 67'lere varan prim desteği var. Bunun dışında başka desteği yok. Özellikle bitkisel üretim yaparken üstü açık bir fabrika dediğimiz bir işletmemiz var. Her türlü doğal afete karşı maruz kalabilecek, her türlü doğal afetten etkilenebilecek üstü açık bir üretim. Bununla birlikte yine hayvansal üretimde hem küçükbaşta hem de büyükbaşta birçok hastalık yine doğal afetlerin verebileceği birçok hasar, üreticinin tarımsal üretimde ya tamamen kopmasını ya da işletmesinin küçülmesine neden oluyor. İşte tarım bakanlığı 2005 yılında tarımsal alandaki üreticiyi korumaya yönelik ürünlerini güvence altına alan tarım sigortaları sistemini kurdu. Bu sistem sayesinde üreticimiz doğal afetten veya birçok riskten etkilendiği zaman alacağı tazminatla birlikte işletmesini devam ettirecek ve hedeflediği işletme büyüklüğüne ulaşmak için kendisine bir finansman destek sağlamış olacak. Şimdi bölgemizdeki üreticilerin birçoğu genç çiftçi projesi sistemiyle tanışmakta ama şunu hep görüyoruz; üreticiler genç çiftçi projesi sistemini tanımadıkları için hasar ihbarını zamanında yapamamakta ve sigortalı olmasına rağmen bu sistemden faydalanamamaktadır. Yaptığımız birçok toplantılarda hep şunu gördük; üreticilerimiz sigortasını yaptırmış ama bir mağduriyet var. Bu da bilinçsizlikten dolayı sistemi tam tanımadığından dolayı bu nedenle biz ilçelerde toplantıların dışında köy toplantılarıyla üreticilerimize sistemi tanıtmak zorundayız ve üreticilerimizde artık tarımsal üretimde devam etmek istiyorsa eğer hayvansal üretimde yemden veteriner hekim hizmeti kadar ve bakım koşulları kadar tarım sigortaları da önemli bir ihtiyaçtır. Mutlaka üreticimiz bunu artık bir ihtiyaç olarak görmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.