KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
15 Ocak 2025 Çarşamba
°C

Çiçek: demokrasi yoluna bu anayasa ile çıkılmaz

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Anayasa'nın miadını doldurduğunu, son kullanım tarihinin geçtiğini ifade ederek yürürlükteki anayasa ile Türkiye'nin demokrasi yolculuğuna çıkmasının mümkün olmadığını söyledi.

Çiçek: demokrasi yoluna bu anayasa ile çıkılmaz
26 OCAK 2010 SALI 13:34
0
1193
0
AA aa

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Anayasa'nın miadını doldurduğunu, son kullanım tarihinin geçtiğini ifade ederek, ''Bu Anayasa ile Türkiye'nin çağdaşlaşma, modernleşme, daha ileri bir demokrasi yolculuğuna çıkması mümkün değildir'' dedi.

Çiçek, Memur-Sen tarafından Rixos Otel'de düzenlenen ''Uluslararası Demokrasi Kongresi''nde yaptığı konuşmaya, vefat eden Diyanet-Sen Başkanı Ahmet Yıldız'a rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyerek başladı.

Türkiye'de demokrasi ve anayasa sorunu olduğunu belirten Çiçek, mevcut bazı sorunların da bu etkenler dolayısıyla yaşandığını kaydetti. Anayasaların ülkelerin demokratik standartlarını gösteren önemli göstergeler arasında yer aldığını dile getiren Çiçek, ''Anayasa dediğimiz şey bir toplumun, bir milletin kendi devletinden beklentileridir. Kendi devletini siyasi ve hukuki anlamda değerlendirmesidir'' dedi.

Bir ülkede demokrasi sorunu olursa bunun anayasa sorununa dönüşebileceğini ifade eden Çiçek, ''Anayasa miadını doldurmuştur, son kullanım tarihi geçmiştir. Bu Anayasa ile Türkiye'nin çağdaşlaşma, modernleşme, daha ileri bir demokrasi yolculuğuna çıkması mümkün değildir. Çünkü bu Anayasa her gün uygulamada yeni problemler çıkartıyor ve biz de onları tartışıyoruz'' diye konuştu.

Mevcut Anayasa'nın 1982 yılında anayasa yapılış tekniklerine ve demokratik bir tarza uygun olarak yapılmadığını anlatan Çiçek, uzlaşma metni olan anayasalara toplumun her kesiminin katkı vermesi gerektiğini ancak bunun 1982 Anayasası için geçerli olmadığını kaydetti.

Anayasa'nın önceliklerinin günümüz şartlarına uymadığını ifade eden Çiçek, şöyle konuştu:

''Belki o günün şartlarında anlayışla karşılanabilecek bir tepki anayasası. O günün şartlarında, Soğuk Savaş'ın da acımaz bir şekilde devam ettiği bir dönemde güvenliği öne çıkaran bir anayasadır. Güvenlik birinci öncelik, özgürlükler olsa da olur olmasa da olur... Günümüz dünyasında artık özgürlük ya da güvenlik, '40 katır, 40 satır' gibi, 'Ya bunu ya bunu tercih edeceksiniz' anlayışı geride kalmıştır. Hem güvenliğe hem özgürlüğe ihtiyaç var. Güvenliğin olmadığı yerde özgürlük olmaz, özgürlüğün olmadığı yerde de güvenlik olmaz. Bunu dengede tutmak lazım. Bununla birlikte güvenlik ile özgürlük dengesi, özgürlük ile sorumluluk dengesini de kuracağız. Çünkü verilen özgürlükler de sınırsız değil. Bu açıdan da baktığımızda 1982 Anayasası günümüz şartlarına uygun değil.''

''1982 ANAYASASI TAM BİR VESAYET ANAYASASIDIR''

1982 Anayasası'nın siyaset kurumuna bir tepkinin sonucu oluştuğunu dile getiren Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Türkiye'de en kolay suçlanan kurum siyaset kurumudur. Ancak unutulmamalıdır ki vatandaşlarımızın iyi gününde de kötü gününde de yanlarında olan siyasetçidir. Az veya çok, seçimden seçime de olsa vatandaşlarımıza hesap veren tek kurum da siyaset kurumudur. 12 Eylül sabahından itibaren yapılan açıklamalara bakılınca siyaset kurumu tencereyi kirletenlerdir. Dolayısıyla olabildiğince siyasetin yasaklanması, siyasetin neredeyse bir binada, bir merdiven boşluğunda yapılır hale gelebilmesi için alan daraltılmıştır. Tam da şu günlerde, bir vesayet deniliyor. İşte tam da bir vesayet anayasasıdır. Siyaset kurumunu ve siyasetçiyi vesayet altında tutan bir anayasadır. 'Siz bunu kendi haline bırakırsanız, ya filancaya ya falancaya gider siyasetçi. Onun için mutlaka bir vasi tayin edilmesi, mutlaka vesayet altında tutulması lazım.'

Küçük bir ilimizin bir milli eğitim ya da başka bir müdürü bile üçlü kararnameyle atanıyor. Başbakana, bakana o yetki verilmez. Niye? 'Çünkü her şeyi muhakkak yanlış yapar, her şeyi mahveder. Tepe noktada bunun bir gözetleyeni olması lazım'. O açıdan bakıldığında bile, özgürlükler verilirken bile siyasetçilerden bir çok şey esirgenmiş. Vesayet tabiri bu Anayasa'ya uyuyor.''

Anayasa'da yasama ve yürütmenin yerine bürokrasinin öne çıktığına işaret eden Çiçek, ''Bu Anayasa da ayağımızı sıkıyor, bu elbise gerçekten üzerimize dar geliyor'' dedi.

Anayasa'nın bazı konularda ''takoz görevi'' gördüğünü ifade eden Çiçek, Türkiye'nin mevcut Anayasa ile bir çok açmazın içinde olduğunu söyledi.

''(YETER SÖZ MİLLETİNDİR) LAFI TAM BİR DEMOKRATİK AÇILIMDIR''

Türkiye'nin 1963'ten beri önünde Avrupa Birliği hedefinin olduğunu anımsatan Çiçek, son 10 senedir AB konusunun Türkiye için daha belirgin hale geldiğini belirtti. Çiçek, 2002 yılından itibaren AB'ye tam üyelik konusunda önemli bir mesafe alındığını anlatarak, yapılanların AK Parti iktidarının demokrasi konusundaki çalışmalarına referans olduğunu belirtti.

AB'de demokratik olmayan hiçbir ülkenin yer alamayacağını anlatan Çiçek, şunları kaydetti:

''Diktatörlüklerin, demokrasiyi askıya alanların AB'nin içerisinde yeri yoktur. Onun içindir ki Türkiye, bu standartları yakalamak adına bir çok düzenleme yaptı. Açılım lafı son 3, 5 aydır konuşuluyor ama 2002'den beri açılım yapılıyor. Çıkardığımız uyum paketleri, bir çok hukuki düzenleme Türkiye'deki demokratik standartları yükseltmek içindir. Türkiye'deki çok partili hayat zaten demokrasi talebiyle ortaya çıkmıştır. 'Yeter, söz milletindir' lafı tam da bir demokratik açılımdır. Bürokrasiye karşı bir demokrasi talebidir.''

Bugünkü gibi toplantıların yapılmasının Türkiye'nin geldiği noktanın anlaşılması açısından önemli olduğunu belirten Çiçek, Türkiye'nin AB hedefini yakalayabilmesi için yapması gereken bir çok iş olduğunu anlattı. Çiçek, bunların anayasal düzenleme gerektirdiğini, İlerleme Raporlarında Türkiye'nin eksiklerinin anlatıldığını söyledi.

Çiçek, 2002'den beri yargı konusunda önemli reformların yapıldığını kaydederek, yapılan tüm değişikliklerin mutlaka Anayasa'ya dayandığını söyledi. Yasaların anayasaya uygun olarak çıkartılması gerektiğini hatırlatan Çiçek, ''Eğer Anayasa'ya uygun çıkartmazsınız Ahlatlıbel'den dönüyor. Oranın görüşlerine itibar edeceksek AB normlarına uymuyor. AB normlarına uyan yasal düzenleme yapmak istediğimizde ise Anayasa'ya uymuyor. Türkiye öyle bir açmazın içerisinde'' diye konuştu.

''ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İÇİN UZLAŞMA''

Anayasa'nın 80'den fazla maddesinin değiştiğini, bütünlüğünün bozulduğunu ifade eden Çiçek, ''Dili zaten başlı başına bir sorun. Ben edebiyat öğretmeni olsam bu Anayasa diline 3'ten fazla not vermem. Bir ülkenin dilinin en güzel kullanıldığı metin anayasa olması lazımken her gün problem çıkartıyor. Antidemokratik bir çok kararların önemli bir kısmında hep bu dil problemi karşımıza çıkıyor'' dedi.

AK Parti iktidarının ''cesur, demokrasi adına gereken her şeyi açıkça ortaya koyan'' bir iktidar olduğunu anlatan Çiçek, hükümetin demokrasi konusunda önemli açılımlar yaptığını, yapmaya da devam edeceğini bildirdi.

Anayasa değişikliği için Meclis çoğunluğu ve uzlaşma gerektiğini dile getiren Çiçek, şöyle konuştu:

''Biz hep uzlaşmadan yana olduk, aramaya da devam ediyoruz. Biz uzlaşma ararken bir ülkenin Başbakanı'na başka ülkelerin başbakanları randevu veriyor, benim ülkemde siyaset yapan bazı partilerin genel başkanları, ülke meselesi konuşulacak, buna randevu bile vermiyor. Bunlar Türkiye'nin yaşadığı acı gerçeklerdir.

Eğer bizim politikamızı yanlış buluyorsanız basın aracılığıyla ya da meydanda değil bir araya geliriz orada söylersiniz. Biz kapınızı çalmaya çalışıyoruz, görüşmek istiyoruz, düşüncelerimizi ortaya koymak istiyoruz, randevu bile verilmiyor. O zaman uzlaşmaz taraf kim? Anayasa değiştirilemiyorsa bunun sorumlusu kim? Çünkü siyaset eninde sonunda sorumluyu da tespit etmelidir.

Eğer bu taleplerimizin toplumsal müeyyidesi yoksa o zaman bu ülkede demokrasi konusunda mesafe almakta zaman kaybederiz. Türkiye için yapılması gereken böylesine önemli bir konuda yan çizen, ayak sürüyen, 'Bugün değil de önümüzdeki döneme bırakalım' diyen varsa 'Ben bu işe karşıyım' diyen varsa toplumsal müeyyidesi siyasette sandığa gömmektir. Bu konuda sivil toplum kuruluşlarına da bazı görevler düşüyor. Bunu toplumsal talep haline daha fazla getirmek ama müeyyidesi olan talepler haline getirmek... Aksi halde anayasa değişikliklerinde 'ülke elden gidiyor, ülke çöküyor, rejim elden gidiyor' gibi 50 yıldır dinlediğimiz söylemler gelir önümüze konur. Bu laflarla anayasa değişikliğinin önü tıkanmış olur ve Türkiye bu dairenin etrafında döner durur.''

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Yaptığımız işlerle devlet elden gitmesin, daha büyük olsun, rejim daha köklü olsun, daha demokratik bir ülke olalım çabası içerisindeyiz'' diyerek, uzlaşmaya verdikleri önemi vurguladı. Çiçek, ''Bir araya gelerek daha toplumsal talep haline getirelim, şu Anayasa'yı çağdaş değerleri yansıtan, Türkiye'nin önünü tıkamayan, kurumlararası dengeleri iyi koyan ve bizatihi kendisi sorun olmayan bir anayasayı hiç olmazsa 2000'li yılların başında ülkemize armağan edelim'' dedi.

DİĞER KONUŞMALAR

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da yaptığı konuşmada, ''Türkiye'nin demokratikleşmesi için mevzuatındaki darbe izlerini silmesi gerektiğini'' söyledi.

Devletin vatandaşını ötekileştirmeyen bir devlet olabilmesi için yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu ifade eden Gündoğdu, ''Herkes hukuka uysun. Hukuk, hukukçuların hukuku olmasın'' dedi.

BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, demokrasinin sorunlarının ''inadına demokrasi'' ile çözülebileceğini vurguladı. Demokratik bir anayasanın omuz omuza verilerek hayata geçirilebileceğini dile getiren Topçu, ''12 Eylül cuntacılarını yargının önüne çıkaralım ki kimsenin aklına balyoz, malyoz gelmesin'' dedi.

Topçu, meselenin 72 milyonun 24 saat kesintisiz demokrasiye kavuşturulması meselesi olduğunu, bunun birlik ve bütünlük içinde gerçekleşebileceğini kaydetti.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Vehbi Hatipoğlu ise devletin ve kurumlarının milletin inancı ve tarihi ile barışık hale getirilmesi gerektiğini belirterek, bunun için demokratik, katılımcı ve sivil anayasanın hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti.

Türkiye'nin ''Kürt sorunu''nu aşmadan geleceğin yıldız ülkesi olamayacağını ifade eden Hatipoğlu, ''Bu konudaki resmi söylem iflas etmiştir. CHP, statükonun bekçiliğini yapmaktadır. MHP ve BDP bu sorunun çözülmemesi için her şeyi yapmaktadır'' diye konuştu.

AK Parti'nin ise sorunu gördüğünü ancak bütün boyutlarıyla algılayamadığını öne süren Hatipoğlu, sorunun çözülmesi için bölgedeki en küçük sivil toplum örgütlerinin dahi görüşlerinin alınması gerektiğini kaydetti.

AA

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
15.01.2025
15:34
Hülakü`den Bingöl`deki intihar vakaları için Meclis Araştırması önergesi
Hülakü'den Bingöl'deki intihar vakaları için Meclis Araştırması önergesi
Bingöl'de intihar olaylarının 2000-2023 yılları arasında 2,6 kat arttığını belirten Hülakü, intihar vakalarının araştırılması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını istedi. Hülakü, üç bakanlığa da soru önergesi verdi.
15.01.2025
13:57
Bingöl`de işgal denetimi! 28 bin TL ceza kesildi
Bingöl'de işgal denetimi! 28 bin TL ceza kesildi
Bingöl Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, İl Emniyet Müdürlüğü'nün de desteğiyle kaldırım işgali ve marketlerdeki hijyen ihlalleriyle ilgili denetimlerini sıkılaştırdı. Kaldırımlardaki işgallere el konuldu, birçok kişiye idari para cezası uygulandı.
15.01.2025
13:55
Bingöl`de kuyumcuları dolandırdılar! 3 şahıs yakalandı
Bingöl'de kuyumcuları dolandırdılar! 3 şahıs yakalandı
Bingöl'ün Karlıova ilçesinde kuyumculara sahte altın satan 3 kişi, bir kuyumcuda suçüstü yakalandı.
15.01.2025
13:55
Bingöl`de uyuşturucu operasyonu: 34 gözaltı
Bingöl'de uyuşturucu operasyonu: 34 gözaltı
Bingöl'de güvenlik güçlerince son 15 günde düzenlenen uyuşturucu operasyonlarında 34 kişi gözaltına alındı.
15.01.2025
13:54
Bingöl`de araması bulunan 27 firari yakalandı
Bingöl'de araması bulunan 27 firari yakalandı
Bingöl'de düzenlenen operasyonlarda haklarında arama kararı bulunan 27 kişi yakalandı.
15.01.2025
13:51
Çelik:
Çelik: 'Tarımın kritik rolünü güçlendirmeye çalışıyoruz'
'Bingöl Üniversitesi Ziraat Fakültesi gibi kurumlarımızda çağın gerekliliklerine uygun şekilde sürdürülmektedir' diyen Rektör Çelik; 'Ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasında tarımın kritik rolünü güçlendirmeye çalışıyoruz. Tarımın sadece bir üretim alanı değil, aynı zamanda toplumları şekillendiren bir güç olduğunun bilinciyle, daha yeşil ve verimli bir geleceği hep birlikte inşa edeceğimize inanıyorum' dedi.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın