1961 Anayasasında gazeteciler lehine yer alan hükümlerden sonra ‘Çalışan Gazeteciler Bayramı' olarak kabul edildiğini fakat 12 Mart 1971askeri darbesinden sonra bu hakların bir kısmının geri alınması üzerine ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü' olarak değiştirildiğini belirten Şanlı, ‘Bayram' kelimesinin çıkarılmasının bugün daha çok anlam kazandığını söyledi.
Şanlı, “Çünkü 2016 yılının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü buruk bir şekilde geride bırakmanın üzüntüsünü yaşıyoruz. Burukluğumuz, halen 30'a yakın gazetecinin cezaevlerinde bulunmasındandır. Burukluğumuz, 3 yıl devam çözüm sürecinden sonra bölgede yeniden çatışmaların başlamasındandır. Huzurlu günlere olan umudumuz, inancımız her geçen gün artarken, ülkede yeniden savaşa dönülmesi, karanlığa doğru bir yol alınmasındandır” dedi.
Çatışmalı sürecin derhal son bulmasını gerektiğini kaydeden Şanlı, şunları kaydetti: “Burukluğumuz, önümüzde barış umudu varken çıkan çatışmalarda, çocuk-yaşlı-genç ayrımı olmaksızın her gün yeni ölüm haberlerinin gelmesindendir. Lidya kralı Kroisos'un söylediği bir söz vardır, ‘Barışta oğullar babalarını, savaşta babalar oğullarını gömer.' Biz artık babaların; küçücük çocuklarını, gencecik yavrularını kan içinde toprağa gömmelerini istemiyoruz. Oğulların, eceliyle ölen babalarını gömdüğü bir Türkiye, bir dünya görmek istiyoruz. Bu nedenle daha fazla insan ölmeden savaşın, çatışmalı sürecin derhal son bulmasını istiyoruz. Ülkenin barışa, huzura eriştiği gün bizim de bayramımız olacaktır.”