Prof. Dr. Serdar Akyüz, Bingöl Yedisu fay hattında deprem olacağı iddiası kamuoyunda büyük bir korku yaşattı.
Vatan Gazetesi'ne bir açıklama yapan Prof. Dr. Serdar Akyüz, Bingöl Yedisu fay hattında 7.0 ila 7.2 arasında büyüklükte bir depremin beklendiği açıklaması üzerine bir açıklama yapan Alimoğlu, Akyüz'le bir telefon görüşmesi yaptığını söyledi.
Alimoğlu, gazetelere yansıyan haberler üzerine Akyüz ile yaptığım telefon görüşmesinde şunları aktardı: “Konu ile ilgili hazırladığı raporu Bingöl Valiliğine ve Yedisu Kaymakamlığına sunduğunu ve önlem alınması gerektiğini açıkça belirttiğini” söyleyen Sayın Hoca; “Bizle yer bilimciyiz. Bilimsel verilerle doğayı tanımaya ve riskleri göstermeye çalışıyoruz. Yedisu fayı ile ilgili çalışmalarımızda bu yöndedir. Riski açık biçimde gördük verilerle teyit ettik ve bunu bir rapor halinde ilgili yerlere sunduk. Kamunun önlem alması gerekiyor” dedi.
Bu görüşme üzerine bir konferans vermek ve halkı bilgilendirerek kamu üzerinde baskı oluşturmayı sağlamak amacı ile Prof Serdar Akyüz'ü Bingöl'e davet etim. Nisan ayının ikinci haftası içinde Allah'ın izni ile hocamız Bingöl'e gelerek bu konudaki çalışmaları ve yapılması gerekenler hakkındaki görüşlerini düzenleyeceğimiz konferansla kamuoyu ile paylaşacaktır.”
“Kaçınılmaz olan depremi çaresizce beklemek bize yakışan bir tavır değildir” diyen Alimoğlu, “Olması gereken şudur. Deprem beklenen Yedisu bölgesinden başlayarak tüm Bingöl'de acil bir biçimde bölgede özellikle köylerde depreme dayanıklı konutlar üretilmelidir. Depremden önce yapılmış böyle bir afet uygulamasının hem maliyeti daha düşük hem de binlerce can kurtarıcı olduğu açıktır. Depremde yıkılacağı ve içinde barındırdıklarına zarar vereceği açıkça belli olan bütün köy evlerinin deprem olmadan önce tıpkı deprem olmuş gibi süratle yapılmasından başka çare yoktur.
Yedisu Kaymakamı Sayın Mustafa Pala ile yaptığım görüşmede depremden zarar görmesi muhtemel evlere ilişkin tespitlerin yapılmış olduğunu söyledi. Bu açıdan yasal düzenlemelere boğulmadan ve deprem beklenmeden TOKİ'nin buraya yönlendirilmesi sağlanarak bu sorun afete uğramadan çözülmelidir. İkincisi ise deprem sonrasına ilişkin önlemlerdir. Türkiye'nin en tehlikeli fay hatlarının birleştiği yer olan Bingöl'de, Kızılay'ın bir üretim tesisinin ya da depolama tesisinin olmaması izah edilebilir bir durum değildir. 2 Mayıs çadır kavgası şeklinde yaşadığımız utanç verici olayları kimse hala unutmamıştır. Bu konu ile ilgili olarak acil girişimlerde bulunularak Kızılay'ın üretim tesislerinin bir kısmı ile depolama tesislerinin bir kısmının Bingöl'e nakli sağlanabilir. Bir yandan istihdam sorununa çözüm olacak bu yaklaşım öte yandan afet sonrası için de hayati derecede önem taşımaktadır” şeklinde konuştu.