Aralarında çeşitli üniversitelerden akademisyenlerin, yazarların ve araştırmacıların bulunduğu, yaklaşık yirmi yazarın katkısıyla vücuda getirilen kitap 1) Toplum, Kültür ve Gündelik Hayat, 2) Yakın Tarih ve Siyaset, 3) Edebiyat, Müzik ve Sinema olmak üzere üç ana bölümden oluşuyor. Her bölüm altı ayrı yazıdan meydana geliyor. Ayrıca birinci bölümün sonunda Bingöllü şair Metin Kaygalak'la Bingöl'ü odağa alan uzun bir söyleşi yer alıyor.
Kitap, Bingöl'ün ‘resmi tarih'ini olduğu kadar, ‘gayri resmi tarihi'ni de gözler önüne sermeyi hedeflemektedir. Başka bir deyişle, kolektif bir emeğin ürünü olarak vücuda getirilen bu mütevazı çalışmada, devlete, iktidara, merkeze, siyasete, büyük adamlara/‘kahramanlar'a ve ana caddelere yer verildiği kadar; bugüne dek büyük oranda -en hafif tabirle- göz ardı edilmiş veyahut dipnot olarak geçiştirilmiş topluluklara, gruplara, cemaatlere, sıradan insanlara, madunlara, ötekilere, ötekilerin ötekisine, baskılanmış dil ve kültürlere, aşiretlere, dengbêjlere ve en nihayetinde ara sokaklara da yer verilmeye çalışıldığını söylemek mümkündür. Bingöl Kitabı, yok sayılanların, dışarıda bırakılanların, sesi bastırılanların, sesi duyulmayanların, görmezden gelinenlerin ve unutturulmak istenenlerin seslerinin duyurulmasına ve görünür olmalarına dair mütevazı bir çabanın ürünüdür.
Kitapta, bilhassa gündelik hayatın neredeyse her alanına temas edilerek ‘sıradan insanlar'ın hayatları görünür kılınmaya çalışılmıştır. Defter boy olarak basılan ve 358 sayfadan oluşan kitapta, Bingöl özelinde Zazalar, Kurmançlar, Aleviler, Çingeneler, aşiretler, dengbêjler, şairler, ozanlar, halk kilamları, stranlar, gündelik hayat, siyasal temayüller, mutfak kültürü, kent ve çevre politikaları hakkında derinlemesine malumat sahibi olmak mümkündür. Bingöl'ü tüm yönleriyle ele almaya çalışan kitapta ünleri Bingöl'ü aşan Rençber Azîz, Ayşe Şan, Ehmedê Bertî ve Sidoyê Bozo gibi dengbêj ve ozanlara dair teferruatlı bilgiler yer alıyor. Son tahlilde, bir memleket kitabı olarak vücuda getirilen Bingöl Kitabının, Bingöl'ün son yüzyıldaki siyasi tarihini olduğu kadar toplumsal, kültürel ve çevresel tarihini de geniş ve eleştirel bir perspektifle gözler önüne sermeye gayret ettiği söylenebilir.