İl Müftüsü Hasan Çaplar, Aşure Günü ile ilgili bir açıklamada bulundu. Günün anlam ve önemine ilişkin notlar aktaran Çağlar, 18-19 Ocak tarihlerine denk gelen Aşure Gününün birlik ve beraberlik içinde geçmesi temennisinde bulundu
İşte Çağların günün anlam ve önemine ilişkin açıklaması..
Türkçede genellikle Aşure şeklinde telaffuz edilen Aşûrâ kelimesi, sözlükte Onuncu anlamına gelen Arapça bir sözcük olup, Muharrem ayının onuncu günü için özel isim olarak kullanılmaktadır.
Aşuranın onuncu günü olduğu Muharrem ayı, Kuran-ı Kerimde Kutsal olan, hürmet edilen şeklinde vasıflandırılan dört aydan biridir.
Aşura gününde, dinler ve insanlık tarihi açısından bir kısmı sevindirici bir kısmı da, dünya durduğu müddetçe unutulmayacak derecede üzücü hadiseler vuku bulmuştur. Sevindirici olaylar arasında; tarihi tufan hadisesinde Hz. Nuh(A.S)un gemisinin Cudi dağına oturuşu, Hz. İbrahim (A.S)in (bir rivayete göre) doğumu, Hz. Musa (A.S)nın ve kavminin Firavunun zulmünden kurtuluşu gibi olaylar sayılabilir. Din Kaynaklara göre Nuh Peygamber (A.S) döneminden itibaren bütün semavi dinlerde ve Araplar arasında Hz. İbrahimden beri aşura gününde oruç tutulmuştur.
Hz. Muhammed (S.A.V)de peygamber olmadan önce, mensubu bulunduğu Kureyş kabilesinin Hz. İbrahimin hatırası olarak tutuğu Aşure orucunu tutmuş, Peygamber olduktan ve Ramazan orucu farz kılındıktan sonra bu orucu bir ara terk etmişse de, önceki semavi dinlerde var olan bu oruç ibadetini İslam dininde sünnet olarak devam ettirmek üzere, kendisi bu aşure günü tekrar oruç tutmaya devam etmiş ve hayatta kalması halinde sonraki yıl aşureden önceki günü (Tâsûa=Muharrem ayının dokuzuncu günü) de oruç tutacağını söylemiştir. Buna göre Muharremin 9 ve 10uncu günleri (Tasûa ve Aşûra) oruç tutmak sünnettir.(Bu yılı 18-19 Ocak 2008 tarihlerine rastlar)
Hz. Hüseyinin Aşure Gününde Kerbelada Şahadeti
Muharrem ayının 10.günü olan Aşurada, İslam alemini dilhûn eden, dünya var oldukça unutulması mümkün olmayan ve üzücülüğü kelimelerle ifade edilemeyen tarihin en müessif olayı diyebileceğimiz bir hadise de meydana gelmiştir:
Hz. Hüseyin (R.A)in Kerbelada şehid edilişi.Kainat Efendisi Hz. Muhammed (s.a.v)in aziz torunu Hz.Hüseyin
Hz. Muhammed (s.a.v)in Benim bir parçamdır. Buyurduğu Hz.Fatıma-tüz-Zehra (R.A) ile Hz. Ali (R.A.)nın küçük oğlu Hz. Hüseyin
Doğduğunda Hz. Peygamberin, adını kullağına bizzat ezan okuyarak koyduğu Hz.Hüseyin
Şekil ve şemaili Hz. Muhammed (S.A.V)e benzeyen Hz. Hüseyin
Hayatı, ibadet,ihlas,Zühd takva, nezaket,nezahet,safvet olan Hz. Hüseyin
Hz. Peygamberin çok sevdiği, taleplerini tereddütsüz yerine getirdiği, küçükken kendisiyle oyun oynadığı ve secdede iken üstüne çıktığında inmesine kadar beklediği Hz. Hüseyin
Hz. Muhammed (S.A.V.)in Hüseyin bendendir, ben ondanım.Hüseyin torunlardan bir tanedir.Allah,Hüseyini seveni sevsin buyurduğu muhabbet timsali Hz. Hüseyin
Tafsilatı İslam tarihinde yazılı meşhur zalimce savaşta.yanında aile fertleri ile birlikte yaklaşık 70 kişiden ibaret taraftarlarla Irakın Nineva bölgesindeki Kerbelada Hz.Hüseyin
Su ile, Fırat nehri ile irtibatı kesilmiş halde Hz. Hüseyin, aile fertleri ve arkadaşları 9 muharrem gecesini dua, namaz ve istiğfar ile geçirir.10.Muharrem günü, yezidin talimatı ile ve Kufe Valisi Ubeydullahın emri ile Bin kişilik bir kuvvet ile Kerbelada Hz. Hüseyinin üzerine gelinmiş ve Resul-i Ekremin aziz torunu burada şehit edilmiş ve başı kesilerek Şama Yezide gönderilmiştir.
Aşure günü, bu elim hadise nedeniyle aynı zamanda bir matem günü olmuştur. Bu matem ehl-i iman her kesin matemidir. Şiisiyle sünnisiyle her Müslümanın yas günüdür. Bu hadiseye üzülen sadece Şia değil her Müslümandır.
Cennet ehli gençlerin cennetteki efendisi, Ümmet-i Muhammedin reyhanesi Hz. Hüseyin (R.A)
Allah cümlemizi kendisinin, peygamberi ehli beytinin ve özelikle Hz. Hüseyinin sevgisi ile yaşatsın. Allah İslam alemini, kapanamaz yaralar açan bu gibi hadiselerden muhafaza eylesin, şuur birlik, beraberlik ve huzur nasip eylesin.
BingolOnline/Bingöl Kent Haber