Budan: 'Kalbimiz her daim Bingöl için atmaktadır'Detay Dergisi'ne verdiği röportajda iş hayatından siyasete birçok konuya değinen Kazakistan Fahri Konsolusu Nam-ı Diğer Zaza Güneşi Ahmet BUDAN: 'Çalışmalarımız ve istihdam odaklı çabamızı devam ettirecek, rahmetli babamızın nasihatine bağlı kalarak memleketimize faydalı olma gayretimizi sürdüreceğiz. Her ne kadar iş hayatımız kilometrelerce uzakta olsa da, kalbimiz her daim Bingöl için atmaktadır.'“Bingöl Dağlarının Mavi Dumanlarına Gönlümü yayla yaptım Bingöl çobanlarına…” dizeleriyle biten Bingöl şiirinin ana temasına hayat veren çobanlığı daha çocuk yaşlarda icra etmiş, meşe ormanları arasındaki koşuşturmacaları, sürüyü bir arada tutma çabaları ve evde hazırlanıp koca taşlar üzerinde yenilen azığın vazgeçilmez tadıyla anlam bulan zaman dilimi çocukluğunun en renkli ve unutulmaz anlarını oluşturmuştu. Aşağı Köy'de geçen çocukluğunun ardından Malatya'da devam eden ortaöğretim süreciyle bir yandan eğitim hayatını sürdürmüş, diğer yandan çalışarak hayatın zorlu sınavlarının ilklerini yaşamıştı. Yıllar bir birini kovalarken emek ve mücadelesinin neticesi olarak Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'ni kazanmış, 1980 ihtilalinin derin yaralar açtığı bir dönemde okulunu başarıyla bitirip meslek hayatına atılmıştı. Kamuda başlayan iş hayatına, sonrasında verdiği istifa kararının ardından özel sektörde devam etmiş, inişli çıkışlı bir mücadelenin son durağı olarak iş yaptığı Kazakistan'da başarısına yeni başarılar katarak Fahri Konsolos olmuştu. Konuk olduk kendisine… Dünden bugüne geçen zamanı ve dahasını konuştuk. Çocukluğunun unutulmaz anılarını anlatırken yüzünü sarmalayan tebessüm, iş hayatında çıktığı başarı merdivenleri ve binlerce Bingöllüye ekmek kapısı aralamanın haklı gururuyla ışıldıyordu gözleri. Ve sorduk; İlk iş deneyiminizi hatırlıyor musunuz? Bu deneyim size ne kazandırdı? Hayat bizlere erken yaşta çalışmayı mecbur kıldı. İlkokulu Aşağıköy'de okudum. Bu yıllarda özel bir iş deneyimim olmadı. Daha çok sürü peşinde koşturmakla geçiyordu zamanımız. Köydeki yıllarımdan sonra ortaöğretim sürecini Malatya'da geçirdim. Bu yıllarda aileme yük olmamak için özel sektörde çeşitli işlerde çalıştım. İlk iş deneyimimim bu yıllarda olmuşu. Akabinde Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nde yükseköğrenimimi sürdürdüm. 1980 ihtilalinin sıcak dönemleriydi. Bu süreçte de elimden geldiğince hem çalışıyor, hem de okuyordum. Mezun olduktan sonra da 1985'te Devlet Karayolları Van Bölge Müdürlüğü'nde mühendis olarak göreve başladım. Buradaki 5 yıllık görev sürem içerisinde hayatıma dair yol haritamı çizeceğim deneyimi kazandım, yol yapım metotlarını ve tekniklerini öğrendim. Bu edindiğim bilgi ve deneyim, binlerce kilometre yol yapımına imza atıp önemli oranda istihdam sağladığımız iş hayatımızın temelini oluşturdu. Kamudaki iş hayatınıza neden ve ne zaman ara vermeyi düşündünüz? Bu kararın neticeleri neler oldu? Mühendis olarak kamuda çalıştığım yıllarda tecrübe bakımından çok önemli kazanımlarım oldu. Edindiğimiz deneyimler artıyor ancak içerisine sıkıştığımız kalıbı kıramıyorduk. Bu sebeple çalışmalarıma özel sektörde devam etme kararı alıp 1990'da istifa ettim. Bu karar, bir bakıma hayatımdaki dönem noktam oldu. 1996'da ise aile firmamızı kurduk. Ben uzaktan destek verirken rahmetli babam H. Mehmet Selim ve kardeşlerim birçok projeye imza atmışlardır. İlk ticari deneyimimiz böylelikle başlamıştı… Gerek firma, gerekse şahsınız otoyol projelerinde nam yapmış bir isimdiniz. Bir ara sallantılı bir süreç yaşadınız. Nasıl oldu, neler yaşandı o süreçte? Türkiye'deki aile firmasıyla yaptığımız işler devam ederken, 2003'te Kazakistan'da gittim. Burada 3 yıl kadar özel sektörde yöneticilik yaptıktan sonra 2006'da kendi firmamızın temellerini atarak ilk Kazakistan müteahhitlik deneyimine başlamış olduk. İşlerimizin iyiye gitmeye başladığı bir dönemde hiç beklenmedik bir sınav verdik. Malumunuz, 2008 yılında gıda fiyatları tarihin en yüksek düzeylerine ulaştı. Altın ve petrol gibi değerli maddeler de tarihinin en yüksek değerini kazanırken Amerikan dolarının değeri hemen hemen bütün diğer para birimleri karşısında önemli ölçüde düşmüştü. Amerika'da yükselen emlak borsası beraberinde bankaların hızlı bir şekilde uygun faizlerle “mortgage” yani konut kredisi serüveni ile devam etti. Bu, tüm dünyayı etkileyen ve “mortgage” adıyla tarihte yerini alan çok büyük bir krizdi. Bu krizden bizler de önemli oranda nasiplendik. Petrol ve ham madde fiyatlarında fiyat farklarının ödenmemesi bizleri ciddi zararlara sokarak zor bir süreç geçirmemize neden olmuştu. Şükür ki, ailemizin birbirine olan bağlılığı ve güveni sayesinde bu zorlu sürecin de üstesinden gelmeyi başardık. PERSONEL SAYIMIZ 6 BİN CİVARINDADIRKazakistan'da devam iş hayatınızın her geçen gün daha ileri boyutlara taşındığını görüyoruz. Neler yapıyorsunuz? Kaç kişi istihdam ediyorsunuz? Biraz projelerden ve detaylarından bahsedebilir misiniz? Firma olarak Kazakistan'da 14 yıllık süreçte onlarca büyük projeye ve 1.500 kilometre otoyol yapım inşaatına imza attık. 2020 sonu itibariyle firmamız bünyesinde 1.800 personel çalışmaktadır. Bu personelin 500 kadarı Türkiye vatandaşıdır. Bunların içinden 300 civarı personel de Bingöl'den hemşerilerimdir. Taşeron ve kiralık ekipler de dahil edildiğinde personel sayımız 6 Bin'e ulaşmaktadır. Bingöl'den personel götürmeyi neden tercih ediyorsunuz? Orada çalışacak kime yok mu? Tabi ki var. Kazakistan'dan da çok sayıda kişi çalışıyor. Ama bizler, yıllardır hemşehrilerimize sağladığımız istihdamı sürdürmek istiyoruz. Yanımızda meslek sahibi olan binlerce hemşehrimiz oldu. Elimizden geldiğince hemşehrilerimizi kalifiye personel olarak yetiştiriyor, bir süre sonra ülkeye dönmek isteseler bile önemli firmalarda iş bulma olanaklarını sağlıyoruz. Sadece firmamız bünyesinde çalışan hemşehrilerimiz sayesinde Bingöl'e aylık çok önemli oranda sıcak para girişini sağlıyoruz. Her Bingöllü iş insanının bu girdiyi sağladığını düşünsenize..! Bu önemli bir katkıdır şehrimiz için. İŞ KALİTEMİZİN TAKDİR GÖRMESİ GURUR VERİCİDİRBunca yatırım, istihdam ve elde edilen başarı Kazakistan'da nasıl karşılık buldu? Elbette gerek kamuoyunda, gerekse devlet makamlarında önemli bir karşılık görmemize vesile oluyor. Bu anlamda aldığımız birçok başarı ödülü de bulunmaktadır. Başkent Kuruluşu Ödülü, Anayasa ve Bağımsızlık Ödülü, Hürmetli Yolcu Ödülleri gibi Kazakistan'daki en değerli ödülleri şahsıma layık gören öncelikle Sayın Elbaşı Nursultan Nazarbayev ve Sayın Cumhurbaşkanı J. Tokayev nezdindeki Hükümet ve Ulaştırma Bakanlığı'na teşekkür ederim. Kazakistan'daki coğrafi ve hava şartlarının zor olması, buna rağmen yaptığımız otoyolların; hem zamanında teslim edilmesi, hem de kaliteli olması sebebiyle devlet nezdinde taktir edilmesi bizim için gurur vericidir. Kazakistan toprak genişliği bakımından dünya sıralamasında 10. ülkedir. Bu sebeple şehirlerarası yolların mesafesi bazen en kısa 1000 kilometreye kadar çıkabilmektedir. Bu bağlamda yapılan yollar ülke halkına ve ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır. Başarılarınızın neticesi olarak Fahri Konsolosluk görevi de üstlendiniz. Bunun iki ülke ilişkilerinde ne tür katkıları var? Ya da fahri konsolos olarak neler yapıyorsunuz? 2003 yılında başlayan ve tam 11 yıl vermiş olduğum zorlu mücadele sonucunda; 2014 yılında Kazakistan 1. Cumhurbaşkanı ve ülke kurucusu Sayın Nursultan Nazarbayev tarafından onaylanarak Kazakistan adına fahri konsolosluk görevi şahsıma tevdi edilmiş olup, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından da onaylanmıştır. Görevimin 6'ıncı yılında; Kazak ve Türk iş adamlarını birlikte koordine ederek iki ülkeye de katkıda bulunmalarını sağlamak, Kazakistan'dan Türkiye'ye veya Türkiye'den Kazakistan'a yatırım yapmak isteyen onlarca iş adamının yatırımlarının geliştirilmesini sağlamak ve iki ülke arasındaki dostluk-kültürel dayanışmaya ve ticari hacmin artışına katkıda bulunmak amacıyla çalışmalar yapmaktayım. UYGUN ORTAM OLUNCA BİNGÖL'DE BİR FABRİKA AÇMA NİYETİMİZ VARTürkiye veya farklı ülkelerde yatırımlarınız var mı? Ya da planlaması olan yeni yatırımlar gündeminizde bulunuyor mu? Türkiye, Asya ve Avrupa'da biten ve devam etmekte olan yatırımlarımız mevcuttur. Bazı işler de projelendikten sonra devam edecektir. Ayrıca Afrika ülkesinde de projeler takip etmekteyiz. Hemşerilerime de şunun müjdesini vermek istiyorum; Bingöl'de uygun ortam oluşunca hayata geçirmek istediğimiz bir fabrika projemiz vardır. Şimdiden detay vermeyi uygun görmüyorum. Ancak belirttiğim gibi uygun ortamı beklemekteyiz. İnşallah beklenen koşullar oluştuğunda önemli bir istihdam yaratacak olan fabrika projemizi hayata geçirmiş olacağız. Bingöl'deki fabrika projenize dair “Riskli bir yatırım olmaz mı?” dense, neler söylersiniz? Karakteristik özelliği, maneviyatı, memleket sevgisi ve özellikle “aile” kavramına verdiği değer bakımından bizler için en önemli yol gösterici olan rahmetli babamızın bize en büyük nasihatlerinden biri de, “çevreye ve insanlığa faydalı olmak”tır. Bu bağlamda, elimden geldiğince ve gücüm yettiğince öncelikli olarak Bingöllü hemşerilerimin yanında olmak, onlara destekte bulunmak ve bir nebze de olsa fayda sağlamak, benim için en büyük mutluluktur. Şuanda 300 Bingöllü hemşehrimi istihdam ediyorum ama şimdiye kadar en az 3 Bin hemşehrimi de donanımlı meslek sahibi yaptığımızı söyleyebilirim. “ZAZA GÜNEŞİ” İSMİ BENİM İÇİN GURUR VERİCİDİRBiraz özel olacak ama sosyal medyada neredeyse adınızla bütünleşen ‘Zaza Güneşi' tanımlaması var. Bunun nedeni nedir? Sizin için ne ifade ediyor ya da çevrenizde nasıl bir etki tepki oluşturuyor? Özellikle 1990 yılında Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) otoyolu yapımında çok sayıda hemşerimle birlikte çalışma fırsatı buldum. Burada herkes “Zaza” olarak hitap ederdi. Benim için dünyanın en güzel gün doğumu Bingöl'dedir. Güneşin doğuşuna dair övgülü sözlerimin sıklığı ve birlikte çalıştığımız Zaza hemşehrilerimin beni sağladığım istihdam bakımından aydınlatıcı bulmalarının neticesinde “ZAZA GÜNEŞİ” diye bir isim taktılar. O gün bugündür bu isim dillerde. Ben de buna alıştım. Bu ismi kullanmak benim için gurur ve onur vericidir. Zazaca'ya verdiğiniz önem de dikkat çekiyor. Zazaca hakkında neler düşünüyorsunuz? Zazaca kadim ve şiir gibi bir dildir. Anadilimizi her daim korumak ve yaşatmak bizler için önemli bir vazifedir. BU minvalde, Zazaca'yı çocuklarıma da öğrettim. Çok şükür evlatlarım da Zazaca'yı iyi konuşurlar. Öyle ki, Bingöl'den gelen hemşehrilerimizin de vesilesiyle Kazakistan'da Zazaca öğrenen Kazaklar var. “SİYASET ÖNCE KISMET SONRA DA HALKIMIZIN TAKDİRİDİR”İş hayatında önemli başarılar sağlamış olmanın yanında 1990'lı yılların sonlarına doğru siyasette de önemli bir etkiniz olmuştu ancak sonrasında kenara çekildiniz. Neden siyasetten uzaklaştınız? Ya da gelecekte bir siyaset yapma düşünceniz var mı? Amaç hizmet olunca siyaset güzel bir araçtır. Tabi ki bu bağlamda rahmetli babamın da teşvikleri ile 90'lı yıllarda siyaset hayatım başladı. Büyük projelerimiz vardı. Ancak Bingöllü hemşerilerimin takdiridir. Sonrasında iş hayatımda yoğun bir serüvene girince ister istemez uzak kaldık. Sayın Bakanımız Cevdet Yılmaz 2007 yıllarında siyasete başlayınca aynı bölgeden ve bir aileden olmamız sebebiyle siyasette devam etmem etik olmazdı. Siyaset önce kısmet sonra da halkımızın takdiridir. Halkımızın verdiği ve vereceği hiçbir görevi geri çeviremeyiz. Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler olacak mı? Ya da bir mesajınız? Kendimizi ifade etme fırsatı tanıdığınız için teşekkür ediyorum. Çalışmalarımız ve istihdam odaklı çabamızı devam ettirecek, rahmetli babamızın nasihatine bağlı kalarak memleketimize faydalı olma gayretimizi sürdüreceğiz. Her ne kadar iş hayatımız kilometrelerce uzakta olsa da, kalbimiz her daim Bingöl için atmaktadır. Tüm okurlara ve hemşehrilerime sevgi, saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.
YORUM YAZIN
|
|