Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş, YÖK'e başvurarak Zaza dilini yeniden yaşatabilmek için kolları sıvadıklarını belirterek, Türkiye'nin hızlı bir demokratikleşme sürecine girdiğini ve bu süreçten Bingöl Üniversitesi'nin de faydalanabilmesi için buna paralel olarak birtakım adımları attıklarını söyledi.
“Bizi böyle bir sürece hazırlayan sebepleri sıralarsak eğer, bu süreç ile Türkiye'deki demokratikleşme süreci paralel yürüyor” diyen Rektör Baydaş; “Türkiye'de daha önce demokrasi biraz geride kaldığı için bu tür teşebbüsler olmadı. Ama son dönemlerde ülkemizin; demokratik açılım, hak özgürlükler açısından atmış olduğu önemli adımlar bize bu cesareti verdi. Hem hükümetin ve hem de YÖK'ün bu olaya olumlu bakışı, üniversite olarak bizi harekete geçirdi. Bingöl halkı yüzde 90 Zazaca konuşan bir topluluktan oluşmaktadır. UNESCO 2009 yılında, kaybolan diller arasında Zaza dilini de gösterdi, bu bizim için üzücü bir durumdu. Bir dilin kaybolması, bir milletin kaybolması anlamına geliyor. Bu dilin konuşulabilirliğini araştırmak, geliştirmek, bu konuda bir merkez ve enstitü kurmak istedik. Buna da YÖK'ün olumlu baktığını gördük. Bu nedenle Zaza Dili ve Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi kurduk. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor” dedi.
Rektör Gıyasettin Baydaş, Yaşayan Diller Enstitüsü'ne YÖK tarafından onay verildiğini söyledi. Enstitü için Milli Eğitim Bakanlığı'nın Bakanlar Kurulu kararını beklediklerini bildiren Baydaş, 5 yıl sonra bu alanda, Zaza dili konusunda akademik personelin yetiştirileceğine dikkat çekti.
Bingöl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Burhanettin Baydaş; bölgede Zaza dilinin günlük hayatta daha fazla yer bulabilmesine ve Zaza dilinin önemine de vurgu yaparak, çalışmalarla ilgili TRT Şeş'e özel açıklamalarda bulundu.
Baydaş, sempozyumun Milli Birlik ve Kardeşlik Projesine ciddi bir katkı sağlayacağını söyleyerek, aralık ayından itibaren yapılan başvurulardaki yoğunluk karşısında şaşırdıklarını ifade etti.
Şimdiye kadar yaklaşık 40 başvuru geldiğini söyleyen Prof. Dr. Burhanettin Baydaş; “Bunların yarısı yurt dışından. Almanya'dan, Avustralya'dan, İsveç'ten, İran'dan, bu alanda uzman olan kişiler tarafından geldi. Bizim amacımız Zazaca alanında neler olduğunu ortaya koymaktır. Eğer kongre merkezimiz mayıs ayına kadar biterse orda yapmayı düşünüyoruz. İnsanlar gelip dinlemeyi istiyor. Biz insanların gelip dinlemesini de istiyoruz. Onların da bunları bilmeleri istiyoruz” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.