Bütün bayramların dini ve milli bir inanıştan, o toplumu ilgilendiren ortak bir hatıradan, geleneklerden, duygulardan ve tabiattan doğduğunu ifade eden Boğatekin şunları söyledi: “Anadolu'da bayramlar, gerçekten de milli şuur ve milli birlikteliğe önemli bir zemin hazırlar. Bayramlarda yoksullar doyurulur, küskünler barıştırılır. İhtiyaç sahiplerine yardım ve sadaka verilir. Akrabalar, komşular ve aile büyükleri ziyaret edilir. Bütün bunlar toplumdaki bağları güçlendirir. Fertler arasındaki müşterek vasıfların artmasını temin eder.
Anadolu topluluklarında tabitan değişmesinden kaynaklanan ve topluma malolmuş ilgili gelenekleri oldukça çeşitlidir. Ancak bahar bayramı geleneğinin Türklerde tarihin en eski dönemlerine kadar indiği görülmektedir. Bunların içinde hiç şüphesiz, kışın soğuğundan karından kurtuluş ve yeşeren can bulan tabiata duyulan sevginiin şekillendirildiği “Bahar Bayramları” oldukça önemlidir. Baharın gelmesi tabiatın yenilenmesi ve canlanması ile ilgili olarak her çağda Nevruz'un bayram olarak kutlanması çeşitli topluluklardan günümüze kadar devam ede gelmiştir.
Eski Türklerin ve İranlıların yılbaşı olarak kabul ettikleri bir gündür. Farsça ve bir kelime olan Nevruz yeni gün anlamına gelen birleşik bir kelimedir. Güneşin Koç Burcuna girdiği gün Miladi 22 Mart'a ve Rumi 9 Mart'a rastlamaktadır. Türklerde yılbaşı gece ile gündüzün eşit olduğu 21 Mart günüdür. Divanü Lügat-it Türk'te 12 hayvanlı Türk Takviminde yılbaşı 21 Mart günü yani Nevruz günüdür. Bu gün Türk topluluklarında Nevruz çeşitli adlarla kutlanır. Nevruz, Nevroz, Nevriz, Ergenekon, Bozkurt, Çağan Yenigün, Ulusun Ulu Günü gibi adlarla kutlanan bu bayramla ilgili olarak çeşitli gelenekler meydana gelmiştir.
Yeni gün Nevruz kutlamaları benzeri mevsimlik bayramların en önemlisidir. Farklı yörelerimizde uygulanış tarihlerinden ileri kaymalar olabilmektedir. Yeni günde yapılan Dini-folklorik uygulamaların kökeninde aklanma ve arınma vardır. Bunlardan birisi de bizim üzerinde durmaya çalıştığımız “Bereket” motifidir. Uzun kış mevsimi insanların, hayvanların yiyeceklerinin, yakacaklarının tükendiği ciddi bir imtihandır. Adeta Tasavvuftaki “Çile” yaşanılarak nefis terbiyesinden geçilmiştir. Nitekim kışın dönemleri arasında çile ve yarı çile de vardır. Çileden çıkış bir kutlamayı, sevinç bayramı gerektirir. Bu rızkı verene bir sükun yine daha bol vermesi için yakarıştır. Bir yerde tabiatın, hayvanların ve insanların yeniden doğmalarıdır.
Kültürümüzün bir parçası olan “Nevruz Bahar Şenlikleri” insanlar arasındaki karşılıklı sevgi, saygı ve kardeşliğin perçinlendiği günlerdir. Bayramlar insanların birbirleri ile olan dargınlıkları unuttukları, barıştıkları ve kardeşçe kucaklaştıkları günlerdir. Bayramlar, toplumlarda milli birlik ve beraberliğin bir arada yaşama arzusunun kuvvetlendiği günlerdir.
Bayramlar, milli ve dini duyguların, inançların sergilendiği, örf ve adetlerin uygulandığı bir toplumda Mille olma şuurunun şekillendiği ve kuvvetlendiği günlerdir. Bu duygularla Nevruz Bahar Şenliklerinin kardeşlik, beraberlik ve huzur içinde yapılmasını, baharın bereketli bir yılın başlangıcı olmasını dilerim.”
Bingölünsesi Gazetesi