Bingöl İl Genel Meclis'i 2011 yılı şubat ayı toplantısı İl Genel Meclisi Başkanı Yaşar Demir başkanlığında gerçekleştirildi.
Bingöl Valiliği Toplantı Salonu'nda saat 10.00'da gerçekleştirilen toplantıya Bingöl Valisi Mustafa Hakan Güvençer, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Edip Fırat, İl Genel Meclis Başkanı Yaşar Demir ve İl Genel Meclis Üyeleri katıldı.
2011 yılı Ocak ayı tutanak özetinin okunup onaylanmasıyla başlayan toplantıda Bingöl'ün Adaklı ilçesi merkez bucağına bağlı Çatmaoluk Köyü'nün adı Sevkar olarak değiştirilmesine ilişkin, İl İdare Kurulu kararı ile Bingöl merkeze bağlı Yukarı ve Aşağı Çavuşlar Köyü'nde hizmet veren ilköğretim okullarının eksiklerinin yerinde tespit edilmesine ilişkin rapor görüşüldü.
Oy birliğiyle kabul edilen gündem de İl Genel Meclis Üyeleri gündeme ilişkin fikir alışverişinde bulundular.
“Köylerin eski isimlerine dönmesine yönelik bir çalışma yapılmalı”
Çatmaoluk Köyü'nün adı Sevkar olarak değiştirilmesine ilişkin İl İdare Kurulu kararının oylanmasıyla birlikte İl Genel Meclis Üyesi Selahattin Koç, il genelinde köylerin eski isimlerine dönmesine yönelik bir çalışma yapılmasını istedi.
İl Genel Meclis Üyesi Koç'un bu talebine İl Genel Meclis Başkanı Yaşar Demir, “Köylerden gelen talep olursa dikkate alacağız. Bununla ilgili çalışma yapacağız” dedi.
Gündem sonrası toplantıya katılan Vali Güvençer, “Bir tek insanın meselesi bizim meselemizdir. Hiç kimsenin sorununu basit olarak görmemeliyiz, sorunu görmezden gelmek gibi bir şansımız yoktur” dedi.
“Vatandaşların nazlarını çekmek zorundayız”
Toplantıda kendisini alkışlayan İl Genel Meclis Üyeleri'ne ‘bizler çalışma arkadaşlarıyız bizler biri birimizi çok fazla alkışlamak, iltifat etmek değil bizim işimiz, el ele vererek Bingöl'ün meselelerini çözmek' diyen Vali Güvençer, “Temsil ettiğimiz toplumun bireyleri birebir aynı değil, herkesin farklı beklentileri var. Herkesin farklı düşünceleri, farklı kaygıları, farklı beklentileri var. Ve onlar bu kentin birebir hemşerileri olmak sıfatıyla bu kentin yönetiminde hak sahibiler, bizden bir şeyler beklemeye hak sahibiler. Nazlanmak gibi lüksleri de var. İstediklerini alamadıklarında sitem etmeye hakları da var. Onlar bizim hemşerilerimiz, temsil ettiğimiz insanlar bizim hizmet etmek zorunda olduğumuz insanlardır. Onların her türlü taleplerine kulaklarımızın, zihinlerimizin ve yüreklerimizin açık olmak gibi mecburiyeti var. Bundan vazgeçemeyiz, onları oldukları gibi kabul etmek zorundayız, nazlarını çekmek zorundayız” dedi.
“Herkes kendi sorununu en önemli sayıyor”
Her insan için kendi başına gelenin en önemli iş olduğunu belirten Vali Güvençer, “İnsan kendi başına geleni hep en önemli sanıyor. Bu insan tabiatının vazgeçilmezidir. Bingöllü hemşerilerimizin gerçek sorunlarını tespit ederek, sorunların önceliklerine göre çözülmesini sağlamak zorundayız. Keşke imkanlarımız olsaydı tüm sorunları hemen çözebilseydik. Ancak ne bütün sorunları hemen çözecek zamana, ne de paraya sahibiz. Bu dünyanın tabiatına aykırıdır” ifadelerini kullandı.
“Bir tek insanın meselesi bizim meselemizdir”
Bingöl'ün TUİK verilerinde geri kalmış bir olduğunu ve bunun gerçeklik payının olduğunu açıklayan Vali Güvençer, “Değerlendirmeler de doğrudur, Bingöl geri kalmış iller ve bölgeler arasındadır. Allah'a şükürler olsun son 10 yılda almış olduğumuz mesafeyle çok önemli gelişmeler olmuştur. Bu bir fırsattır bunu iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Kaynaklarımızı çok iyi tespit etmek, sorunları analiz etmek ve önceliklerine göre sıralamak ve sorunları önceliklerine göre çözmeliyiz. Bingöl'de pek çok yerde altyapı sıkıntımız var, çoğunda ciddi mesafeler aldık, hiç birini ne vali olarak ne il genel meclisi olarak ne de birey olarak küçümsemek, görmezden gelmek gibi lüksümüz yok. Herhangi bir yerleşim yerinde merkeze 80-90 kilometre mesafede bin 875 rakımda sadece 2 ev yaşayan, 2 yaşlı yolu yok, suyu yok, onunla mı uğraşacağım demek hakkına sahip değiliz. Bir tek insanın meselesi bizim meselemizdir. Hiç kimsenin sorununu basit olarak görmemeliyiz, sorunu görmezden gelmek gibi bir şansımız yoktur. O dağın başında 1 kişi dişi ağrıdığı için yatmamış, yolu olmadığı için hekim olmadığı için o acıyı çekmek zorunda kalmışsa bu bizim meselemizdir. Bu bizim sorunumuzdur. Bir tek insanımızın derdi bizim derdimizdir, tasası bizim tasamızdır, kayıtsız kalamayız. İmkanlarımız kısıtlı olduğu için imkanlar dahilinde elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.