Ali Bayram: Demokratik açılım konusunda geride kaldık. Açılım konusu açılmadan önce amacı açıklanmalıydı. Şimdi değişik kesimler tarafından yorumlar yapılıyor, amaç bu değildi.
Ercan Aslan: Ülke insanı huzur konusunda yıllarca sorun yaşadı. Türkiye'de sadece Kürt sorunu yoktur ama diğer sorunlar içerisinde en büyük sorun Kürt sorunudur.
Sait Yılmaz: TRT Şeş seksen yıllık bir ezberi bozdu, devlet bünyesinde resmi bir kanal açıldı. Kürt realitesi artık tanınıyor. Bu yeterli değildir ama önemli bir adımdır.
Hacı Ketenalp: İster Güneydoğu ve Doğu Anadolu sorunu deyin, isterseniz Demokratik açılım deyin, isterseniz de Kürt açılımı deyin ama yıllardan beridir biriken sorunlarımız var.
Ali Burakgazi: Türkiye'nin kendine göre birtakım sorunları olmuştur. Demokratik açılım süreci ile beraber Kürtler ve Türkler birbirlerini anlamaya başladı.
Zeki Alimoğlu: Cumhuriyet tarihi boyunca Kürtlerin devlet ile her zaman sorunları olmuştur. Bu süreç iyi bir şekilde idare edilseydi Kürtler ile Türkler birbirlerini daha iyi anlayacaklardı.
Fahri Alimoğlu: Açılıma bir ad konulması doğru bir yaklaşım değildi. Açılıma bir ad koyarak o adın çizdiği sınırlar içinde tutmak zorunda kaldık. Bu aynı zamanda problemin de başlangıç noktasıydı.
Serdar Atalay: Yapılan bütün işlemler demokratikleşme adına olduğu için Demokratik açılım tanımlamasını doğru buluyorum. Bu ülkede yaşayan herkes vatandaşlık bağı ile birbirine bağlıdır.
Metin Karaarslan: İsim konusunda bir karışıklık söz konusuydu. Ama ilk söylem yani Kürt açılımı söylemi doğru bir tanımlamaydı. Yıllardır ülkemizde yaşanan gerçek anlamda bir Kürt sorunuydu.
Cihan Uzunyayla: Demokrasinin; dillerin, dinlerin, kültürlerin bir arada yaşama sanatı olduğunu düşünüyorum. Hiçbir zaman hiçbir surette demokrasinin pazarlığı olmaz.
Mustafa Kurban: Devlet kimlerle ilgili bir çalışma yapmak istiyorsa ona uygun bir isim kullanması gerekirdi. Eğer Kürtler ile ilgili bir çalışma yapıyorsa Kürt Açılımı, yok eğer toplumun bütün katmanları ile ilgili bir çalışma yapıyorsa o zaman da adını Demokratik Açılım koymalıydı.
Ahmet Esendemir'in sunduğu “Pusula” adlı programda Demokratik Açılım konusunu tartışmaya açtık. Bingöl'ün önde gelen simalarına ve halkta mikrofonu uzatarak Demokratik Açılım ismini doğru buluyor musunuz, sizce bu süreçte Kürt ve Türk halkı yakınlaştı mı yoksa uzaklaştı mı, süreç nasıl daha iyi işleyebilirdi gibi sorular sorduk.
İşte cevaplar… Ali Bayram (Esnaf ve Sanatkârlar Odası Birliği Başkanı)Demokratik açılım dediler ama Türkiye'de demokrasinin tam olarak oturduğunu düşünmüyorum. Kürt açılımı kavramını da kabul etmiyorum; çünkü biz kitaplardan okuyarak değil, atalarımızdan hiçbir zaman başkalarına karşı bir ayırım yapıldığını görmedik. Bu topraklardan bizim atalarımız farklı milletler ile beraber yaşadı. Biz de şu anda yaşıyoruz, biz de böylesi bir ayırımı yapmıyoruz. Milliyetçilik noktasında bizim gibi ılıman olanlarda baktığımızda hiçbir sorun yok. Ama uç fikirli olanlarda bir çatışma ortamı doğdu. Doğuda ve Batıda sokaklarda birçok üzücü hadise yaşandı. Gelinen süreçte Kürtler ve Türkler birbirinden uzaklaştı. Bunun sebebi de birbirlerini kabul etmemeleridir. Ben böylesi bir ayırıma her zaman karşıyım. Hepimiz bu topraklar üzerinde yaşayan insanlarız. Demokratik açılım konusunda geride kaldık. Açılım konusu açılmadan önce amacı açıklanmalıydı. Şimdi değişik kesimler tarafından yorumlar yapılıyor, amaç bu değildi. Halka inilmeliydi. Halkın samimiyetine ve ciddiyetine inanmaları gerekirdi.
Ercan Aslan (Avukat)Türkiye'de demokratik açılım ihtiyacının nasıl doğduğunu öncelikle analiz etmek gerekir. Özellikle 25–30 yıllık yakın geçmişe damgasını vuran olaylar süreci söz konusu. Bu olayların çıkış noktası ve ilerleyen süreci konusu değişik zamanlarda tartışıldı. Bu sorunlar özellikle ekonomik anlamda çok büyük tahribatlara yol açtı. Ülke insanı huzur konusunda yıllarca sorun yaşadı. Tüm bu sorunların bir araya gelmesi ve tıkanmaya yol açması açılım sürecini de doğurmuş oldu. Demokratik açılım adını da doğru buluyorum. Türkiye'de sadece Kürt sorunu yoktur ama diğer sorunlar içerisinde en büyük sorun Kürt sorunudur. Sorunları çözme noktasında bir ismin şart olduğu söylenemez ama demokratik açılım ismi tabii ki isabetli bir isimdir. Açılımın istenilen noktada olmasından ziyade; konunun detaylarıyla incelenmeye, düşünülmeye ve konuşulmaya başlanması kanaatimce bu aşama itibari ile yeterlidir. Hükümetin başlatmış olduğu bu süreç ile daha çok şey konuşulmaya başlandı. Hükümetin açılım konusunun sonunu getireceği kanaatini taşıyorum.
Yüksel Bey:Hükümet öncelikle Kürt açılımı diyerek yola koyuldu, daha sonrasında ise adı demokratik açılım olarak anılmaya başlandı; ama gelinen noktada herhangi bir şeyin yapıldığı söylenemez. Açılım süreci ile beraber Kürt ve Türk halkının birbirinden uzaklaştığı söylenemez, bilakis iki halkı birbirine biraz daha fazla yakınlaştırdı.Eğer açılım süreci başarılı bir şekilde sona ererse Ak Parti bundan karlı çıkacaktır ama eğer sonu hüsran olursa Ak Parti de ağır bir darbe alacaktır.
Erhan Şenyuva Açılım konusu ilk önce Kürt açılımı olarak ortaya çıktı, süreç işledik çok farklı çekilmeye başlandı, son olarak da Milli Birlik Projesi olarak adlandırılmaya başlandı. Adı ne olursa olsun hükümeti bu konuda samimi bulmuyorum. Açılım konusu sadece sanatçılar ile çözülebilecek bir sorun değildir. Öncelikle bu konunun muhatabı kimlerse onlar muhatap alınmalıdır. Eğer muhatap alınması gereken kişiler muhatap alınmazsa zaten ortada açılım diye bir şey kalmaz. Kürtler ile Türkler arasında geçmişten gelen bir farklılık her zaman olmuştur. Eğer açılım konusunun arkasında durulsaydı bu farklılığı ortadan kaldırmak mümkün olabilirdi. Ama maalesef bu yapılamadı, bir sonuca varılmadı. Hükümet tamamen yanılgılar üzerine bu süreci devam ettirmeye çalıştı, süreç başarıya ulaşmadı.
Sait Yılmaz (Kitapçı) Kürt sorunu uzun vadeli bir sorundur, kısa vadede çözülmesi beklenemez. Zaman içerisinde çözülecektir. Şimdiye kadar atılan adımlar olumludur, bundan sonra da devam etmelidir. Herkes de katkıda bulunmalı. Kürt sorunu konusunda atılan adımlarda Türklerin kendi haklarından feragat ettikleri gibi bir yanılgıya düşülüyor, bu doğru bir yaklaşım değildir. Kürtler de Türkler ile aynı şartlar ve koşullar altında yaşamak istiyor. TRT Şeş seksen yıllık bir ezberi bozdu, devlet bünyesinde resmi bir kanal açıldı. Kürt realitesi artık tanınıyor. Bu yeterli değildir ama önemli bir adımdır. Ak Parti dünden farklı şeyler yapıyor, doğru adımlar da atıyor. Ak Parti bu süreçten geri adım atarsa sonunu getirmiş olur. Ama bütün sosyal sınıfların sorunlarını dile getirip çözüm üretirse daha farklı bir yerde olup, olumlu bir sonuç da alacaktır.
Muhyeddin Aydar (Emekli Öğretmen)Demokratik açılım süreci henüz beklediğimiz ya da arzuladığımız noktada değil ama istenilen beklentileri verdiği söylenebilir. Bu süreç olması gereken bir durumdur. Bazı kesimlerin açılımı tam olarak anladığı söylenemez ama zaman içerisinde anlaşılacaktır ve bütün ülkede birliği sağlayacaktır. Açılım konusunda siyasileri ya da muhalefeti, halkın ve sivil toplum kuruluşlarının çok gerisinde görüyorum. Ülkemizin sancıları olduğu doğrudur, bu noktada demokratik bir anayasaya da ihtiyacımız var. Türkiye'nin açılıma fazlası ile ihtiyacı olduğu söylenebilir. Kökle bir değişime ihtiyacımız var. Yeni yapılanan uluslar arası düzene bizim de uymamız ve değişim evreni geçirmemiz gerekir.
Hacı Ketenalp (Eski Belediye Başkanı)İster Güneydoğu ve Doğu Anadolu sorunu deyin, isterseniz Demokratik açılım deyin, isterseniz de Kürt açılımı deyin ama yıllardan beridir biriken sorunlarımız var. Bu sorunlar zamanında çözülmedi, günümüze kadar geldi. Demokratik açılım sürecini olumlu buluyorum ve destekliyorum. Türkiye'nin üniter yapısını korumak şartı ile Türkiye sınırları içerisinde yaşayan herkesin ana diliyle kültürel haklarının verilmesinden yanayım. Bizler bin yıldan beridir bu topraklarda beraberlik içerisinde yaşıyoruz. Bu topraklarda yaşayan halklar et ile tırnak gibidir, birbirinden ayrı düşünülemezler. Herkesin ana dili ile konuşmaya ve eğitim almaya da hakkı vardır. Eğer insanlar serbest bir ortamda olursa sorunlar kendiliğinden çözülecektir. Ekonomik ve siyasi rant peşinde olanlar bu sorunların çözülmesini istemiyor. Açılımın birçok boyutu vardır. Siyasi, ekonomik ve hukuk boyutları gibi. Bu boyutların birbiri ile paralel olarak devam etmesi gerekir. Bugün yapılan halk anketlerine ve değerlendirmelerine baktığımız zaman toplumun büyük bir kesimi açılımı destekliyor. Açılıma karşı çıkanlar Türkiye'de bir korku rejimi oluşturmak istiyor. Türkiye toplumsal sorunlarını çözdüğü zaman, bu topraklarda bölgesel bir güç haline gelecektir.
Ali Burakgazi (Bingöl FM Sahibi)Toplum her zaman bir değişim süreci içerisindedir. Zamanla birtakım sorunların ve bu sorunlara ait çözümlerin olması doğal bir durumdur. Türkiye'nin kendine göre birtakım sorunları olmuştur. Hükümetin bu sorunları çözmek için başlattığı Demokratik açılım hareketi yerinde ve olumlu bir harekettir. Açılım hareketi Türkiye'nin sorunlarını çözmek için bir fırsat niteliğindedir. Değişik etnik kökenler ya da dinsel vb. konularda birtakım sorunlar varsa bunların çözüme kavuşturulması gerekir. Hükümet bu sorunları görerek çözme girişiminde bulunuyorsa bu yerinde ve doğru bir adımdır. Bütün siyasi partilerin de bunu desteklemesi gerekir. Gecikmiş bir proje olarak görülse de olumlu bir projedir. Demokratik açılım süreci ile beraber Kürtler ve Türkler birbirlerini anlamaya başladı.
Fahrettin ÖnalanDemokratik açılıma herkesin destek vermesi gerekir. Açılım zaruridir ve bir an önce yapılması gerekir. Tabii bu süreçte çeşitli sıkıntılar olmaktadır. Bunun sebebi de anayasadır ve bu anayasanın değiştirilmesi gerekir. Mevcut anayasa ile sorunların çözümü zor görünmektedir. Bizler bu topraklarda yüzyıllarca beraber yaşamış toplumlarız. Kavga etmeden, çatışmadan bu topraklarda yaşamayı bilmişiz. Herkes birbirine sarılarak kardeşçe yaşamayı kavrayacaktır.
Zeki Alimoğlu (Emekli Öğretmen)Açılım konusunda bir kavram kargaşası var. Yapılan bir şey varsa iyi bir tanımlama yapmak gerekir. Atılan adımlar doğru adımlardır. Ancak statükocu bazı kesimler değişimin önünde bir engel olarak duruyorlar. Gelinen noktanın iyi bir aşamada olduğu söylenemez. Cumhuriyet tarihi boyunca Kürtlerin devlet ile her zaman sorunları olmuştur. Bu sorunlar dini, etnik veya farklı sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu süreç iyi bir şekilde idare edilmiş olsaydı Kürtler ile Türkler birbirlerini daha iyi anlayacaklardı. Ancak bu süreç sabote edildi ve iyi işlenmedi. Sürecin aksayan birçok yönü bulunmaktadır. Hükümet bu noktada muktedir mi değil mi bunun da sorgulanması gerekir. Türkiye'de belirli güçler iktidar konumundadır. Eksikliklerin ve aksaklıkların giderilmesi ile bu süreçten iyi bir sonuç alınabilir.
Süleyman Nezir Aydın (Emekli Bankacı)Bu sürecin adı ne olursa olsun her zaman için destek vermeye hazırım. Açılım konusunda herhangi bir alt yapı olmadan bu işe girişilmesi yanlış bir davranıştı. Alt yapı hazırlandıktan sonra bu işe girişilseydi daha iyi olurdu. Gelinen noktayı yeterli ve doğru görmek de mümkün değildir. Hükümet gelinen süreçte Kürtler ile Türkleri karşı karşıya getirdi. Daha geniş ve daha alt tabanlı olsaydı daha yararlı olabilirdi.
Fahri Alimoğlu (Avukat) Açılıma bir ad konulması doğru bir yaklaşım değildi. Açılıma bir ad koyarak o adın çizdiği sınırlar içinde tutmak zorunda kaldık. Bu aynı zamanda problemin de başlangıç noktasıydı. Başlangıçta Kürt açılımı dendi ve sadece ülkedeki Kürtlere has bir olaya dönüştü. Bunun yanlış olduğu hissedilir hissedilmez, eleştirilmeye başlandı ve arkasından hemen Demokratik açılım kavramı getirildi. Demokratik açılım kavramı doğruya en yakın kavram olmasına rağmen Habur görüntülerinin ülkede yarattığı- özellikle Batı illerinde yarattığı- travmadan sonra bu defa da Milli birlik ve Demokrasi Projesi gibi ucube bir kavram kullanılmaya başlandı. Açılım konusunun bir yere geldiği söylenemez. Açılımın tek bir faydası oldu, bugüne kadar konuşulamayan birçok şeyin konuşulmasına imkân sağladı. Açılımın amaçlandığı doğrultuda seyrettiğini düşünmüyorum. Doğru yerde olduğumuz da söylenemez. Demokrasi kavramını etnisiteden ayrı tutmak gerekir. Bizim tek sorunumuz etnisite sorunu değildir. Eğer bu ülkede insanlara daha fazla demokrasi ve hak verilirse etnisiteden kaynaklanan sorunlar da ortadan kalkacaktır. Süreç sil baştan düzenlenebilir; çünkü süreç yanlış başlatıldı, yanlış pazarlandı, yanlış ifade edildi, içine yanlış şeyler sokuldu. İçine daha fazla akıl, daha fazla zekâ, daha fazla plan olan bir biçimde yeniden düzenlenebilir. Açılım yanlış başlatıldı, yanlış yürütüldü. Açılımın insanları birbirine yaklaştırması, kaynaştırması gerekirken; gelinen süreçte yaşanan olaylar insanları birbirinden ne yazık ki biraz daha fazla uzaklaştırdı. Açılım çok daha iyi yapılabilirdi.
Serdar Atalay (Belediye Başkanı)Yapılan bütün işlemler demokratikleşme adına olduğu için Demokratik açılım tanımlamasını doğru buluyorum. Bu ülkede yaşayan herkes vatandaşlık bağı ile birbirine bağlıdır. Kişilerin görüş ve düşünceleri farklı da olsa hepsi bu ülkenin vatandaşıdır. Bu ülkede eğer birtakım politikalar geliştirilecekse, söz söylemesi gereken herkesten bu anlamda da görüş alınmalıdır. Zaman zaman birtakım yavaşlamalar ya da engellemeler olsa da yine de bu süreç devam etmektedir. Türkiye'nin aşması gereken birçok anti demokratik konular bulunmaktadır. Açılım konusunda bütün taraflara büyük görevler düşüyor. Demokratik açılım ismi daha kuşatıcı bir isim konumundadır.
Cihan Uzunyayla (İş Adamı)Demokrasinin; dillerin, dinlerin, kültürlerin bir arada yaşama sanatı olduğunu düşünüyorum. Hiçbir zaman hiçbir surette demokrasinin pazarlığı olmaz. Son bir yıllık süreçte bu demokrasi sanatını ne kadar yaşadığımız ve yaşattığımız sorunudur. Genellikle gelişmekte olan ülkelerde bu süreçler hep sancılı olmuştur, bizler de bu sürecin sancılarını yaşıyoruz. Öncelikle tüketen bir toplumdan çıkıp da üreten bir toplum konumuna gelmemiz gerekiyor. Tabii bunun sağlanması için de sosyal barışın tesis edilmesi gerekir. Son bir yıldaki tartışmaları doğru ve olumlu buluyorum. Gelinen süreç kötü değildir. Hükümet açılım sürecinin alt yapısını hazırlamadan bu işe girişti. Hükümetin bir taslak hazırlayıp bunu halka sunması gerekirdi, ya da toplumdan gelen düşünce ve görüşler doğrultusunda bir taslak hazırlamalıydı.
Metin Karaarslanİsim konusunda bir karışıklık söz konusuydu. Ama ilk söylem yani Kürt açılımı söylemi doğru bir tanımlamaydı. Yıllardır ülkemizde yaşanan gerçek anlamda bir Kürt sorunuydu. Ama bunun yanında hukuksal anlamda da birtakım problemlerimiz de vardı. Kürtlerin yanında mağdur olan dindar bir kesimi de görmek mümkündür, daha farklı azınlıklar da vardı. Açılımı toplumun büyük bir kesimi olumlu karşılıyor. Bütün kesimleri bu açılım konusuna dahil etmemiz lazım.
Mustafa KurbanAçılım konusunu hükümet başlattığı için ismi de hükümetin koyması doğru olacaktı. Devlet kimlerle ilgili bir çalışma yapmak istiyorsa ona uygun bir isim kullanması gerekirdi. Eğer Kürtler ile ilgili bir çalışma yapıyorsa Kürt Açılımı, yok eğer toplumun bütün katmanları ile ilgili bir çalışma yapıyorsa o zaman da adını Demokratik Açılım koymalıydı. Ulus devletleri 19. yüzyıldan itibaren kurulmaya başlandı. Günümüzde artık bu geçerli değil. Avrupa birliği bugün birçok ulustan oluşan ortak bir yapıdır. Gelinen noktada insanlık artık bireyin mutluluğunu arıyor. Bireyin mutluluğu neleri gerektiriyorsa o yapılıyor. Milliyetçilik insanlığı ırkçılığa götürür. Bu ister Türk milliyetçiliği olsun ister Kürt milliyetçiliği olsun fark etmez. Bugün Kürtler ile Türkler bu topraklarda tam bir bütünlük içerisindeler, bu tarihi bir birlikteliktir.