Bingöllü Cerrah Akbulut, dünyada bir ilki gerçekleştirdi!Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen ve dünyada bugüne kadar yapılan en büyük en ileri çapraz karaciğer nakli ameliyatına katılan ekipte yer alan Bingöllü Cerrah Prof. Dr. Ahmet Sami Akbulut, kariyerinden mesleki tecrübelerine kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.Röportaj: EYLEM ÖZEN İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz öncülüğünde dünyadaki en ileri çapraz karaciğer nakli modeli, Turgut Özal Tıp Merkezi'nde gerçekleştirildi. Ameliyata, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Bingöllü Prof. Dr. Ahmet Sami Akbulut da katıldı. 1976 yılında Bingöl merkeze bağlı Yeniköy'de dünyaya gelen Akbulut, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Dünyadaki en ileri çapraz karaciğer nakil modelini İnönü Üniversitesi'nde Sezai hocanın öncülüğünde yaptık. Gerçekleştirdiğimiz cerrahi operasyon ile ilgili makale saygın bir Amerikan dergisinde yayımlandı. Ülkemize hayırlı olsun. Allah utandırmasın” ifadelerini kullandı. Bingöl Kent Haber Gazetesi'nden Eylem Özen'e konuşan Prof. Dr. Ahmet Sami Akbulut, yöneltilen soruları da içtenlikle yanıtladı. İşte o röportajın öne çıkan başlıkları… DOKTORUN ANNEME YAKLAŞIMI BENİM KARİYERİMİN TEMEL FAKTÖRÜ OLMUŞTUMeslek seçiminizi etkileyen faktörler neler oldu? Neden bu alanda uzmanlaştınız? Ben hekim olmayı hep düşünmüştüm ancak ortaokulda iken annemin rahatsızlığı nedeniyle sağlık ocağına tüm gücümle koştuğumda karşıma çıkan doktorun annem için yaptıkları beni çok etkilemişti. O doktorun İstanbul Tıp Fakültesi'nde okuduğunu öğrenmiştim. Ben de tüm defterlerime “ben İstanbul Tıp Fakültesi'nde okuyacağım' notunu yazmıştım. Temel hedefim orası oldu ve o doktorun anneme yaklaşımı benim kariyerimin temel faktörü olmuştu. BENİM İSLAM İNANCIM VE AHLAKİ DEĞERLERİM, İNSANI YAŞATMAK VE ‘İYİLİK İYİDİR' FELSEFESİNE DAYANIYORHastalarınızla iletişiminiz nasıl? Kaygı süreçlerinde psikolojik desteği nasıl sağlıyorsunuz? Benim hastalara yaklaşımımda temel kriterim ‘'Benim annem olsaydı, bir doktorun anneme nasıl davranmasını istiyorsam karşımdaki insanların anne-babasına da aynı şekilde davranmalıyım'' olmuştur. Evlendikten sonra çocuklarım için de ne istiyorsam hastalarıma da aynısını yapıyorum. Benim İslam inancım ve ahlaki değerlerim, insanı yaşatmak ve ‘iyilik iyidir' felsefesine dayanıyor. Ben hastalarla oldukça açık konuşmaktan yanayım. Bu yaklaşım ilk etapta hasta yakınlarını şaşırtsa da hastalarla aramda bir güven ilişkisi sağlıyor. Kaygı belirli seviyede kalmak koşuluyla vücudun kendi dengesini koruması açısından iyi bir şeydir. Ancak bunun süresi ve şiddeti arttıkça hastalarda ve yakınlarında sekonder (ikincil) sorunlara sebep oluyor. Bölge insanının İslam inancı, hastalığın ve kazanın Allah'tan geldiğine inancı kaygı atlatmada en önemli yollardan biridir ki ben de buna inanan bir insan olarak açıklamalar yapıyorum. Ayrıca hasta ve yakınlarına özellikle Bingöl'den gelen hastalarım, benim onlar için her şeyi yaptığımı bildikleri için kaygı düzeyleri minimalize oluyor. DÜNYADA BUGÜNE KADAR YAPILAN EN BÜYÜK ÇAPRAZ KARACİĞER NAKLİ PROSEDÜRÜ OLARAK KAYITLARA GEÇTİİnönü Üniversitesi'nde dünyadaki en ileri çapraz karaciğer nakli modelini gerçekleştirdiniz. Bu konuda kamuoyuna neler söylemek istersiniz? Bilindiği gibi Türkiye'de organ bağışı, batılı ülkelerden çok düşük olduğu için karaciğer hastalarının tek umudu, yakınlarından alınacak organların kendilerine takıldığı canlı vericili karaciğer naklidir. Canlı vericili nakillerde alıcı ile verici arasında kan grubu, karaciğer boyutu, karaciğer doku kalitesi, çocuklarda büyük karaciğer parçasının takılmasındaki zorluklar ve karaciğerin damarsal yapılarında görülen anatomik değişimler gibi birçok faktörün uyumlu olması gerekir. Bu sebeple ülkemizde birçok karaciğer hastası nakil olma şansını bulamamaktadır. Bu durumun sebebi ya bir canlı verici adayının olmaması veya buldukları verici adayının yukarıda bahsettiğimiz sebeplerden dolayı uygun olmamasıdır. Bu hastalara yardımcı olmak için daha önce birkaç ülkede sınırlı sayıda yapılan ''çapraz karaciğer nakli'' konusu bizim de ilgimizi çekti. Bu yöntem tamamen mevzuata uygun ve etik-ahlâki kurallar çerçevesinde yapılmaktadır. En basit ifade ile çapraz karaciğer naklini “bazı hastaların vericileri olmasına rağmen yukarıda bahsettiğimiz sebeplerden dolayı kendi vericilerinden karaciğer alamamaktadırlar. Dolayısıyla benzer durumdaki iki çift arasında birinin vericisinden diğerinin alıcısına karaciğerinin bir parçasının takılması'' şeklinde tanımlayabiliriz. Bizim merkezimizde ilk önce birer çift çapraz karaciğer nakli yapıldı. Ardından aynı günde ve eş zamanlı olarak dört çift çapraz karaciğer nakli işlemi gerçekleştirildi. Bu, dünyada bugüne kadar yapılan en büyük çapraz karaciğer nakli prosedürü olarak kayıtlara geçti. Birden fazla eşleştirmeyi doğru bir şekilde yapmak ancak belirli bir yazılım algoritması ile yapılabilmektedir. Bu çapraz karaciğer nakli modeli; eşleştirme algoritması, grafik teorisi, optimizasyon ve ekonomik tasarım tekniklerinin kombinasyonundan oluşmaktadır. Bu eşleştirme modeli, daha önceden Amerika'da böbrek nakli hastaları üzerinde uygulayan dünyaca ünlü Boston Koleji Ekonometri Bölümü'nde akademisyen olarak görev yapan Prof. Dr. Tayfun Sönmez ve Prof. Dr. Utku Ünver tarafından hazırlandı. Türkiye'de karaciğer nakli olmayı bekleyen yüzlerce hastanın bu model sayesinde karaciğer nakli olma şansı elde etmesi bizi çok heyecanlandırdı. Çünkü böbrek hastalarının aksine karaciğer hastalarında nakil listesine giren hastaların uzun süre yaşama şansları yoktur ve biz bu hastaların umudu olmaktan son derece mutluyuz. Bu ameliyatlar Malatya İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakli Enstitüsü'nde yapıldı. Bu merkezde yılda 250'den fazla karaciğer nakli yapılmakta ve bu merkez dünyada en çok karaciğer nakli yapan ilk 5 merkezden biridir. Bu arada bir noktaya değinmek istiyorum: Karaciğer Nakli Enstitüsü'nün kurulmasında ve gelişmesinde o dönemin Kalkınma Bakanı ve şu anda Sayın Cumhurbaşkanımızın yardımcısı olan hemşerimiz ve gurur kaynağımız Sayın Cevdet Yılmaz beyin çok büyük emekleri vardır. Kendisine çok teşekkür ediyorum.” PEK ÇOK FAKTÖR, KADAVRADAN ORGAN BAĞIŞININ BATILI ÜLKELERE GÖRE ÇOK DÜŞÜK SEVİYELERDE OLMASINA SEBEP OLUYORTürkiye'de organ nakli konusunda yaşanan zorluklar neler? Organ bağışı konusunda yeterli toplumsal bilinç var mı sizce? Maalesef, Müslüman ve Budist ülkelerde merhum hastalardan organ bağışı çok düşük seviyelerde. Bunun en temelinde ahiret inancı, öldükten sonra aynı organlarla dirilme inancı, organ bağışının suistimal edilmesi, organ ticareti, beden bütünlüğünün önemi gibi pek çok faktör, kadavradan (merhum kişilerden) organ bağışının batılı ülkelere göre çok düşük seviyelerde olmasına sebep oluyor. Zaten bu sebepten dolayı çapraz organ nakli, hayvanlarda organ nakli ve yapay organ oluşturulması gibi süreçlerin doğmasına sebep oluyor. Oysa İskandinav ülkelerinde o kadar fazla kadavradan organ bağışı var ki, ihtiyaç fazlası organlar bazı ender hastalıklarda deneysel olarak kullanılmış ve bu uygulamalar sonucunda çok ciddi faydalar sağlanmıştır. YAPAY ZEKÂ ORGAN NAKLİ ALANINDA GELECEKTE ÇOK İŞE YARAYACAKTIRBu tür ameliyatlarda gelecekte yapay zekâ teknolojisi kullanılabilir mi? Öngörüleriniz nedir? Yapay zekâ son yıllarda gündeme gelen çok ciddi bir konudur. Yapay zekâ hem organların temininde hem organların tahsis edilmesinde hem de kimlerin en iyi organ nakli alıcısı olabileceği konularında gelecekte çok işe yarayacaktır. AHMET SAMİ AKBULUT KİMDİR?Prof. Dr. Ahmet Sami Akbulut ilk ve orta öğrenimini Bingöl'de tamamladı. Daha sonra Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 1 yıl öğrenim gören Akbulut, dönem birincisi olarak İstanbul Tıp Fakültesi'ne geçiş yaptı. Genel Cerrahi alanında ihtisasını Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tamamlayan Akbulut, mecburi hizmetini Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaptıktan sonra 2014 yılında İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ve Karaciğer Nakli Merkezi'ne Yardımcı Doçent olarak atandı. Daha sonra sırasıyla Doçent ve Profesör unvanlarını alan Akbulut, ‘Halk Sağlığı' alanında doktora yaparak 2023 yılında Halk Sağlığı alanında da ayrıca Doçent unvanı aldı. Prof. Dr. Akbulut, şu anda Malatya'da ağırlıklı olarak karaciğer nakli ve mide-bağırsak kanseri cerrahisinde görev yapıyor.
YORUM YAZIN
|
|