Bingöl'de gün geçtikçe yeni kalıntılar bulunuyor
Zamanla yıpranan kalıntılar çürümeyle yüz kalırken, kendini günümüze kadar koruyabilen tarihi yerler ise ya define avcıları tarafından tahrip ediliyor, yâda bilinçsiz bir şekilde yok ediliyor. Yetkililerin bu konuya duyarsız kalması tepkilere neden oluyor.
Uzunsavat Mahallesi Devlet Su İşleri ( DSİ ) parkının üst kısmında bulunan tarihi kalıntılar kaderine terk edilmiş. Şehrin merkezinde bulunan bu tarihi değerler kime olduğu bilinmemekle birlikte bugüne kadar hiç araştırma yapılmamış. Hiç bir bilimsel araştırmadan geçmeyen kalıntılar, tahrip edildiği için bir kaleye yâda han'a ait olduğu tahmin edilen birkaç duvar kalıntısı kalmış. Üç ayrı noktada sadece bir iki metre yükseklikte sağlam kalabilen kalıntılar hazine avcılarının tahribatı ile çoğu dağılmış. Farklı bir sıva yönetimin kullanıldığı tarihi kalıntılar ilgi bekliyor. Çevre ve kültürel miras kavramlarının önemsenmediği bir dönemde ilimizin tarihini kendi kaderine ve doğa şartlarına bırakıldığını ifade eden vatandaşlar; “Hiç araştırma yapılmadığı için bu kalıntıların hangi medeniyetin eseri olduğu bilinmiyor. Birçok şehirde bulunan tarihi kalıntılar o bölgeyi her açıdan kalkındırmaya yetiyor. Gün geçmiyor ki ilimizin her yerinde tarihi kalıntılar bulunuyor. Ama hiç biri araştırılmıyor. Bugün artık üniversitemizde var. Biz vatandaş olarak, Bingöl Üniversitesinde Arkeoloji Bölümüne önem verilmesini istiyoruz. Hiç olmazsa bizim kendi üniversitemiz ileride bu bölgede araştırmalar yapabilecek” şeklinde konuşarak, beklentilerini dile getirdiler.
Burası ova olduğu için kurulan tarihi yapıtların bu yörenin o dönemde stratejik açıdan çok önemli olduğunu gösterdiğini ifade eden vatandaşlar, şu şekilde konuştular; “İlimiz konum itibari ile yukarı Mezopotamya'nın sınırları içindedir. Dolayısıyla birçok kavmin uğrak yeri olmuştur. Urartu yolunun buradan geçmesi zaten bu yörenin ne kadar önemli bir geçiş güzergâhı olduğunu kanıtlıyor. Bunun yanında yüzlerce bulunamayan kalıntılar var. Medeniyetin beşiği olarak bilinen birçok şehir yapılan kazılar ve araştırmalar sonunda önemi fark edilmiş. Burada kazılar ve araştırmalar yapılsa kim bilir ne yapıtlar çıkar ortaya. Fiziki gücün hâkim olduğu çağlarda, kavimlerin paylaşamadığı birçok yer yapılan geniş çaplı araştırmalar neticesinde o bölgenin önemi fark ediliyor. Stratejik ve askeri önemi çok açık bir şekilde ne derece mühim bir konumda olduğu belli olan Bingöl'ün tarihine sahip çıkılmalıdır. Onlarca kavmin ya da insanlığın ortak mirası haline gelen doğası ve konumu ile ilimizin tarihi önemi fark edilmelidir. Burada olan eserler her şeye rağmen bir arada ve ahenk içerisinde bugüne kadar kalmalarının en önemli nedeni ise, burayı ele geçirenlerin, kendilerinden önceki yapıları yıkmadan, yanına kendilerine ait eserler yapmaları, yine bu eserleri yenileyip kendi medeniyetlerine ait motiflerle süslemeleridir. Fakat günümüz insanı bu tarihi değerleri korumak yerine yok ediyor. Sırasıyla buralara egemen olan insanlar bu yapıtlara zarar vermediler. Ancak günümüz insanı sahip çıkmadığı gibi yok etmek için çabalıyor”