-BİNGÖL ONLİNE ÖZEL İÇERİK -
Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem, 10 ilde yıkıcı hasara yol açtı. On binlerce insan öldü, on binlercesi yaralandı, bölgede arama kurtarma çalışmaları devam ederken, yaralar da sarılması da sürüyor. Ayrıca bölgede enkaz kaldırma faaliyetlerine de aralıksız devam ediliyor.
11 İL AFET BÖLGESİ İLAN EDİLDİ
Kahramanmaraş, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa'dan sonra Elâzığ da afet bölgesi olarak nitelendirildi. Bu gelişmelerin akabinde Bingöl için son günlerde artan uyarılar nedeniyle kamuoyunda da büyük bir beklenti oluştu. Kamuoyu, Bingöl'ün de en riskli illerin başında geldiğine dikkat çekerek Afet Bölgesi kapsamına alınması çağrısında bulunuyor.
ALANINDA UZMAN MÜHENDİSLER NE DİYOR?
Yaşanan gelişmeler kapsamında alanında uzman isimlerle görüşen Bingöl Online, hem depremsellik riski, hem yapı stoğu, hem şehrin taşıdığı riskler ile hem de afet bölgesi ilanının kazanımlarına dair değerlendirmeleri de aldı. İşte A'dan Z'ye tüm detaylar…
BİRİCİK; “HER AŞAMASI KONTROLLÜ, BETON NUMUNELERİ ÇİPLİDİR”
Bingöl'de bir inşaatın kazı aşamasından kaba inşaatının bitimine kadar olan sürecin her aşamasının Yapı Denetim Firmalarınca kontrol edilip fotoğraflandığını, ayrıca numunelerin alınarak laboratuvarda incelendiğini belirten İnşaat Mühendisi Hamza Biricik, yapının sağlamlığının sadece yapı denetim firması, belediye yada mühendisle sınırlı olmadığını vurguladı.
Biricik; “İnşa sürecinde kalıpçıdan demirciye, duvar ustasından sulamayı yapacak bekçisine kadar herkesin titizliğine ihtiyaç var. Basit gibi görünse de betonun sulanması bile çok önemli. Çalışan ustaların zaman ve zahmet diyerek yapacağı en küçük bir hata, ileride sıkıntıya sebebiyet verebilir. Beton numuneleri her katta ayrı ayrı alınıp inceleniyor. Sıkıntı varsa imalat durduruluyor, yoksa devam ediliyor. Beton numunelerinin konulduğu tüplerde çip var. Bu çipler Aselsan tarafından üretilmiştir ve bunlar sayesinde numunenin hangi tarihte alındığı, hangi tarihte kırıldığı ve diğer birçok detay takip edilebiliyor. Bu çipler, santral ve laboratuvarların herhangi bir aksaklığa mahal vermesinin de önüne geçiyor.”
“2003 ÖNCESİ YAPILAR MUTLAKA İNCELENMELİ”
2011'de yapı denetim uygulamasının hayata geçirildiğini anlatan Biricik; “2011'den sonra inşa edilen yapılar deprem yönetmeliğine uygun, gerekli teknik verimliliği karşılayan yapılardır. 2003 ila 2011 arasındaki yapılarda da ciddi bir sıkıntı gözükmüyor ama yine de dikkate alınması gereken hususlar var. O dönemde yapı denetim olmasa da insanlar depremi yaşadığı için binalarını buna göre inşa etse de tek sıkıntı, beton kısmıyla alakalı. İyi olduğunu düşünüyoruz ama özellikle 2003 depremi öncesi inşa edilen yapıların mutlaka testten geçirilmesi ve incelenmesi lazım. Bir diğer husus da 2003 depremi sonrası yapılan güçlendirmeler. 2003 depreminden önce inşa edilen ancak deprem sonrasında güçlendirilen binaların da incelenmesi elzemdir. Bunu göz ardı etmemek gerek” dedi.
SÖNMEZ; “YENİ BİNALARDA KAROT ALINMASI DA AYRI BİR RİSK!”
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Bingöl için yapılan uyarılarla halkta oluşan tedirginliğin binalarla ilgili durumu gözden geçirme gereksinimi oluşturduğuna dikkat çeken İnşaat Mühendisi Bayram Sönmez ise; “2011 ve sonrasındaki yeni yapılarda kesinlikle karot alımı ya da kolon sıyırması yapılmamalı. Bunlar yapıldığı taktirde olası büyük bir depremde bu boşluklar nedeniyle bir yıkım oluşabilir. Bunu yapmak yerine her binanın yöneticisi gidip ilgili yapı denetim firmasından binanın temelinden kaba inşaatının son anına kadarki bölümünü fotoğraflarıyla görebilir, gerekli durum bilgisini alabilir. 201 öncesi yapılar için de bir risk şüphesi varsa, o zaman gerekli tespitler yapılmalı. Bu tespitler de vatandaşlara bir külfet oluşturacak. Bu da işin mali boyutu. Ayrıca ağır hasar verildiğinde evin hemen boşaltılması, 60 gün içinde yıkılması gibi durumlar devreye girecek. Sadece risk analizi yapmak yetmiyor, yaptıktan sonraki sürece de kendimizi hazırlamamız gerekiyor.”
BAYNAL: “ACİL DÖNÜŞÜM GEREKLİ ALANLAR VAR”
Bingöl'ün yapı stokunun önemli ölçüde yenilendiğini ancak kırsal bölgelerdeki taş yığma yapılar ile il merkezindeki bazı bölgelerin acilen incelenmesi ve risk faktörlerinin ortadan kaldırılması gerektiğini ifade eden inşaat Mühendisi Abdulkadir Baynal ise bu yapılarla ilgili gerekli müdahalelerin yapılmaması durumunda olası büyük bir depremde ciddi bir hasara yol açacağı endişesini paylaştı.
Baynal; “Kırsal bölgelerin acilen incelemeden geçirilmesi lazım. Taş yağma yapıların boşaltılması da önemli. Ayrıca merkezde zemini sağlam olan ancak henüz yeterli dönüşümün başlamadığı Yeni ve Mirzan mahallelerinin acilen dönüşüme alınması gerekiyor. Buraların zemini iyi. Risk açısından ise özellikle İnönü ve Yenişehir mahallelerinin dikkate alınması gerekiyor. Çarşı merkezi diye tabir ettiğimiz alanda çok ciddi risk var ve acilen buralarda risk analizleri yapılmalı ve riskli yapıların yıkımı gerçekleştirilmelidir. Çünkü buralardaki yapıların çoğu 2003 depreminden çok çok önce yapılmış, deprem sonrası bir dizi güçlendirmelerle ayakta tutulmuş yapılardır. Harabeye dönüşmüş ama ana cadde diyerek açık tutulan yapıların durumu ürkütücü. İşletmeler bakımından mali kayıplar düşünülebilir ancak orası ayrı bir konu. Bizim önceliğimiz can güvenliği olmalıdır.”
VERGİ: “OLASI AFETE NE KADAR HAZIRIZ? BELİRLENMİŞ YERLER NERESİ?”
Bingöl'de depreme hazırlığın yapı stoğuyla sınırlandırılmaması gerektiğini aktaran Mimar Murat Vergi; “Uzmanlar Yedisu fay hattı için uyarıyorlar ve 72'lik bir depremden söz ediliyor. Peki buna ilişkin bir hazırlığımız var mı? Toplanma alanları için levhalar konulmuş ama bir alt yapısı var mı? Allah korusun deprem oldu ve yıkıcı bir etki gösterdi diyelim. Çadırlar ya da konteynerler nereye kurulacak? Buraların fosseptik çukurları hazır mı? Şehrin ana hatlarından bağımsız elektrik ve su hatları çekilmiş mi? Çünkü olası depremde ana hatlar zarar görebilir. Ayrıca toplanma alanı levhası konulan yerler ne kadar güvenli? Tüm detayları düşünmek durumundayız. Bir diğer konu da evlerimizdeki dolap ve benzeri eşyaları sabitlemiyoruz. Bunun mutlaka yapılması lazım”
“UZMAN MÜHENDİSLİK” KAVRAMI GETİRİLMELİ
“Türkiye'nin mühendislikle alakalı en büyük eksikliğinin tecrübeden ziyade diplomaya dayalı bir sistemin işletiliyor olmasıdır” diyen Vergi; “Herkes mühendislik fakültesinden mezun olabilir ama her mezun olan çok iyi mühendistir diyemeyiz. En az 2-3 yıl şantiyelerde, sahada aktif çalışıp tecrübe sahibi olunmalı, ondan sonra proje çizilmeli. Bilgisayar ortamında yapılan her çizim gerçeklikle uyuşmayabiliyor. Burada da tecrübe devreye giriyor. Ekip arkadaşlarımızla deprem bölgelerini bizzat dolaşıp enkazları inceledik, binaların yıkılma sebeplerini araştırdık. Oradaki projeleri alıp inceledik ve yapıların yıkılmasının sebepleri üzerinden Bingöl'deki imalatlara dair alınabilecek ek tedbirleri masaya yatırıyoruz. Kâğıt üzerinden mühendislik olmuyor. Uzman öğretmenlik kavramı gibi uzman mühendislik kavramı da geliştirilmeli ve belirli bir tecrübe, bilgi birikim aranmalı.”
BİNGÖL AFET BÖLGESİ İLAN EDİLEBİLİR Mİ?
Bu konuda ise görüşleri alınan Makine Mühendisi Mehmet Ekin, bunun kanuni dayanaklara göre mümkün olduğunu vurguladı.
Bingöl Valiliği ve AFAD'ın Yedisu merkezli olası 7,2'lik depremin ardından yapılacaklara dair 2021 tarihli senaryosunu içeren raporuna değinen ve il geneli 60 Bine yakın yapının bulunduğu Bingöl'de oluşması muhtemel hasara dikkat çeken Ekin, kamuoyunun “Bingöl Afet Bölgesi İlan Edilsin” talebinin de karşılık bulabileceğini belirtti.
Ekin; “7269 sayılı yasanın 1. Maddesinde ‘Genel Hayata Etkili olacak derecede zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerde alınacak tedbirler ve yapılacak yardımlar hakkında bu kanun hükümleri uygulanır' deniyor. Bingöl, zarar görmesi muhtemel şehirlerin başında yer alıyor. Ayrıca ‘Afetlerin Genel hayatı Etkililiğinin' temel kuralları hakkında yönetmeliğin 6. Maddesinde ‘meydana gelen veya gelmesi muhtemel afetlerin genel hayata etkili olup olmadığı, bu yönetmelikte belirtilen ölçü ve esaslara dayanarak Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nca karar verilir' deniyor. Anlaşılacağı üzere Bingöl'ün afet bölgesi ilan edilmesi için sadece belirli bir yıkımın yaşanması gerekmiyor. Bu risk kapsamında olması da önemli bir gerekçedir.”
EKİN: “AFET BÖLGESİ İLAN EDİLİRSE, BİNGÖL'ÜN ÖNÜ AÇILIR!”
Bingöl'ün Afet Bölgesi kapsamına alınmasının sadece ekonomik boyutlarının irdelenmesinin hata olacağının altını çizen Ekin; “Aft Bölgesi ilan edilirse, Orman ve Mera kanunları devre dışı kalıyor, ki, bu Bingöl'ün önündeki en büyük engellerden biridir. Bu sayede bürokratik ve kanuni düzenleme gerektiren konular hızlıca aşılabilecek ve yerel yönetimler, şehrin önünü açacak kararlarla tarım arazilerini koruyup özellikle dağlık bölgeleri imara açabilecek, imar değişikliklerini daha hızlı ve kolay yapabilecekler. Bu vesileyle ‘Bingöl'ün önü tıkandı' sorunu da ortadan kaldırılmış olacak. Ayrıca riskli yapıların tespiti ve yıkımı daha hızlı yapılabilir, burada mülk sahiplerinin itirazları ve engellemeleri devre dışı bırakılarak gerekli tüm müdahaleler gerçekleştirilebilir. Bu nedenlerden ötürü Bingöl'ün Afet Bölgesi ilan edilmesi hem tedbirlerin alınması hem de şehrin önünün açılması bakımından son derece önemli ve gereklidir. Ayrıca sunulacak desteklerle insanlarımız kredi ya da taksit olanakları sayesinde daha sağlıklı yapılara kavuşmuş olacak. Mali konular da elbette konuşulacak meseleler olacaktır ama bizim odak noktamız, can güvenliğinin esas alınmasıdır.”