Bakan yılmaz: 2011'de havaalanımız tamamlanmış olacakBingöl Polisevi'nde basın mensuplarıyla bir araya gelen Yılmaz, Bingöl Havaalanı'nın ihalesinin yapıldığını hatırlatarak, “2011'de havaalanımız tamamlanmış olacak” dedi.Toplantıda Bakan Yılmaz, basın mensuplarının yerel ve ulusal gündemle ilişkin bazı sorulara cevap verdi. Bingöl Havaalanı'nın ihalesinin yapıldığını hatırlatan Bakan Yılmaz, “Havaalanı 2011 programına göre bitmesi gerekiyor. Yinede elimizden geldiğince 2010 yılında tamamlamaya çalışacağız. Teknik sıkıntılar, işin gidişatı teknik işlerde hiç umulmadık aksiliklerin olması süreci uzatabiliyor. Fakat en geç 2011'de havaalanımız tamamlanmış olacak. Biraz daha kalitesini arttırmak istiyoruz bunun içinde özellikle pistin genişliğini arttırmak istiyoruz, daha fazla tip uçak inişi ve kalkışı olabilmesi için. Orda bir sıkıntımız kalmadı çok şükür. Bildiğiniz üzere havaalanının ihalesi oldu, şimdi artık firması belli ismi belli. Gelecekler ve işlerini yapacaklar, firma ile açılış türünden bir şeylerde yapmayı düşündük fakat sonradan ortaya somut bir şeyler çıksın ondan sonra arkadaşlarla birlikte hep beraber gideriz inşallah oradaki ilerlemeleri somut olarak görürüz diye düşündük. Havaalanı inşaatı açısından bir sıkıntımız kalmadı. İlave yapılması gereken ihaleler vardı üst yapı ile ilgili olarak onlarda bu dönem yapılacak” dedi. İLK DEFA BİNGÖL DE BU KADAR BÜYÜK ÖLÇEKLİ BİR ÜRETİM MERKEZİ OLUŞUYOR Bingöl Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ile ilgili bir soru üzerine Bakan Yılmaz, “Organize Sanayi Bölgesi'nde Valiliğimizle çok güzel bir çalışma yürüttük. Orda ilk aşamada kimse olmadığı için gelenlere başımızın gözümüzün üstü deyip yer tahsis ettik ama şu şartı da koyduk bunu kullanamayacaklarda geçici tahsisat yaptık iş yapamayacaklardan alıp iş yapabileceklere vereceğiz. Bazı araziler üstünde kurulu tesisler var biz daha fazla tesis kurmak için imkân sağlamaya çalışacağız. Organize sanayinin genişlemesi de önemli, organize sanayinin yavaş yavaş büyümesi de mümkün. Organize sanayi tam bir başarı hikâyesi oldu. İlk halini görenler bilir her tarafı kırılmış dökülmüş, elektriği suyu olmayan, hırsızların malzemesini çaldığı dağ başı bir yerdi. İşte o dönemde 500 milyar destek verdik. Bu dönemde yılsonuna doğru 1 Trilyon para gönderdik. İnşallah onunla bir takım ihtiyaçlar giderilecek. Bizler orda ki tesislerin somut olarak çalıştığını, istihdam oluşturduğunu gördüğümüzde çok daha farklı bakacağız oraya ilk defa Bingöl de bu kadar büyük ölçekli bir üretim merkezi oluşuyor. Bizlerin üretim kültürünü geliştirmemiz lazım elbirliği ile. İnsanlarımızın artık üreterek yaşama kültürüne geçmesi gerekmektedir. Bingöl insanı aslında çok girişimci bir insandır dışa çok açık Almanya'sından, İstanbul'undan, İzmir'inden. Her taraftan bağlantıları olan bir toplumuz. Yeter ki moralimizi bozmadan gereksiz kavgalara tutuşmadan gereksiz çatışmalarla vaktimizi kaybetmeden gerçek gündemimize odaklanalım gerçek gündemimiz aslında aş, iş, istihdam üretimdir. Bunlar olmadan hiçbir şey olmuyor. Genç ile Bingöl'ün bağlantısı açısından da güzel bir yer orası. Bir süre sonra çok güzel bir üretim merkezi olacak, TOKİ de orda konut yapıyor, meslek yüksek okulumuzda Genç'te açılacak o açıdan çok önemli bir bölge haline gelecek olan bir yerdir” diye konuştu. AFET ESNASINDA ÇOK İYİ ORGANİZE ETMEK LAZIM Bingöl'de yaşanan 2003 depremi sonrası yapılan yapıların sağlamlığına dikkat çeken Bakan Yılmaz, “Bingöl de yaşanan 2003 depreminin ardından hem kamu kuruluşları hem de vatandaşlar yapı konusunda oldukça hassas 2003 ten sonra yapılan yapılar çok sağlam yapıldı. Bingöl geçmişten beri doğal afetlere maruz kaldı, özellikle deprem konusunda. Fakat afetin iki boyutu var bir tabiat olayı olarak afet var, bir de insanın yapıp ettiklerinden dolayı gerçekleşen zarar ziyan söz konusu, o açıdan olayı 3'e ayırıyor afet uzmanları, afet öncesi afet esnası birde afet sonrası. Şimdi esas olan tıpkı sağlıktaki gibi afet öncesinden tedbir almak yani burada kamuya da vatandaşa da görev düşüyor. Kamu, kendi binalarını düzenlemelerini ona göre yapacak. Vatandaş ta kendisine ev yaptığı zaman yapı yaptığı zaman nasıl bir bölgede yaşadığının bilincinde yapacak. 2003 depreminden sonra Bingöllü hemşerilerimiz sağ olsunlar artık buna çok dikkat ediyorlar. Bingöl de artık bu bilinç oluşmuş durumda. Fakat onun öncesinde bu kadar dikkat edilmiyordu. İl müdürlüğümüz zaman zaman şaka olsun diye değil gerçek tatbikatlar yapması lazım. Bu tür durumlarda organizasyonlar çok önemli yani afet esnasında geliyorum. Afet öncesinde bu tür tedbirleri almak gerekiyor. Birde afet esnasında afetin olduğu an. Burada da şoka giriyor insan, ölmese yaralanmasa bile farklı bir psikolojik hava oluşuyor. İşte o anda nasıl idare ettiğiniz çok önemli çünkü zamanla yarışıyorsunuz 2 dakika erken ulaşabileceğiniz bir yaralıyı kurtarabiliyorsunuz. 2 dakika geç kalırsanız o hayatı kaybedeceksiniz. O derece önemli bir durum. Burada da il afet acil durum yönetimi başkanlığını ve bizim akut'u tebrik ediyorum. İkisi de ilk yetişen kurumlar oldular Elazığ'a. Tabi burada yönetimi çok iyi organize edebilmek lazım afet esnasında. Çünkü insanlar adeta çocuklaşıyorlar. Bunu geçmişte de yaşadık, bir yanda açıkta kalıyorlar bir yanda ev yok bark yok, yakınlarını kaybetmiş olabiliyor ya da yaralı yakını olabiliyor. Bir kargaşa oluyor o anda. İşte o kargaşayı serinkanlı bir şekilde idare etmek çok önemli” şeklinde konuştu. TAŞ ATAN ÇOCUK İFADESİ YANLIŞ Bir gazetecinin taş atan çocuklarla ilişkin sorusuna Bakan Yılmaz, Taş atan çocuk ifadesinin yanlış olduğunu söyleyerek, “Taş atan çocuklar ifadesi bana göre çok yanlış bir kavram. Suça itilen, istismar edilen çocuklar ifadesi daha doğru olur” dedi. YASA BU HAFTA MECLİS GÜNDEMİNDE Terörle Mücadele Kanunu'nda değişiklik öngören tasarının TBMM'ye gönderildiğini ifade eden Bakan Yılmaz, “Bu konuda zaten bir hazırlık yapılıp meclise gönderilmişti. Meclisin de kendine göre bir programı var. Bu hafta meclis gündemine geliyor. Biz hiç kimsenin özellikle çocukların istismar edilmesini istemiyoruz. Hangi görüşten olursa olsun, hangi ideolojiden olursa olsun, hangi amaçla olursa olsun hiç kimsenin çocukları istismar etmesini istemiyoruz. Onlar bizim geleceğimiz. Çocukların psikolojilerini bozmak, belli konularda damgalanmasına yol açmak son derece zararlı bir durum” diye konuştu. HEP BİRLİKTE ÇOCUKLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM Suç işleyen çocukların cezalandırılması gerektiğini belirten Bakan Yılmaz, “Tabi ki suç işleyen bir şekilde cezasını görecek. Bunun başka çaresi yok. Ama burada özellikle çocuklara uygun bir mahkeme süreci ve uygun bir cezalandırma süreci olmasını arzu ediyoruz. Bu yönde bir hazırlık yapıp, Meclise göndermiş bulunmaktayız. Fakat basından istirham ediyorum, taş atan çocuklar ifadesini kaldırın. Taş atan çocuklar ifadesi yerine suça itilmiş, istismar edilmiş çocuklar ifadesi daha doğru olur. Söz konusu çocuklara aileleri, polis, kolluk kuvvetleri, eğitim kurumları ve diğer kurumlarla birlikte sahip çıkılması gerekiyor.” şeklinde konuştu. Bingölonline Haber Servisi YORUM YAZIN
|
|