Bağışlanan organ ile bir yaşam armağan etmektesinizOrgan bağışıyla ilgili bilgilendirme yapan Demir, hangi organ ve dokuların nakli yapılmaktadır? Organ nakli kimlerden yapılır? Organ nakli dini açıdan uygun mudur? Ve kimler organ bağışında bulunabilir? gibi sık sorulan soruların cevaplarını verdi.![]() Bingöl Sağlık İl Müdürü Dr. Abdullah Demir, organ nakliyle ilgili vatandaşların kafalarındaki soru işaretlerine cevap verdi. Konuyla ilgili açıklama yapan Sağlık İl Müdürü Dr. Demir: “Görev yapmayacak kadar hasta ve hatta bedene zararlı hale gelen bir organın, bir yenisi ve sağlamı ile değiştirilebilmesi işlemine "Organ Nakli" veya "Organ Transplantasyonu" denir. Kişi hayatta iken, serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesidir” dedi. Organ nakliyle ilgili sık sorulan soruları cevaplayan Dr. Demir'in açıklaması şöyle: Hangi Organ ve Dokuların Nakli Yapılmaktadır? Dr. Demir: “Günümüzde böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas, kemik iliği, kornea, kemik ve ince barsak en çok nakledilen organ ve dokulardır. Organ Nakli Kimlerden Yapılır? Nakil ameliyatlarında kullanılan organların bir kısmı canlıdan (genellikle 4.dereceye kadar akrabalardan) veya vefat eden kişilerden (kadavra) sağlanmaktadır. Örneğin kalp hastalığından ölmüş bir kişinin sağlam kornea ve böbrekleri alınıp, görmeyen insanlara ya da böbrek hastalarına nakledilmektedir. İleri kalp, karaciğer ve böbrek yetmezliği olan hastalarda sağlıklı bir yaşam sadece organ nakli ile mümkündür. Gerçekleştirilen organ nakillerine karşın bağışlanan organ sayısının yetersiz olması nedeniyle günümüzde bağışlanan organlar ihtiyacı karşılamamaktadır. Bugün ülkemizde 40 binden fazla diyaliz hastası vardır (Ne yazık ki çoğu 20-40 yaşları arası genç ve orta yaşlarda hastalardır.) Yaşamlarını makinelere düzenli aralıklarla (haftada 3 kez ve her seferinde 3-4 saat) bağlanarak sürdürebilmektedirler. Bu da sosyal yaşantılarını oldukça kötü bir şekilde etkilemektedir. Böbrek nakli ameliyatı ile bu bağımlılık sona ermekte ve yaşam süreleri uzamaktadır. İleri dönem kalp ve karaciğer hastalarının durumları çok daha üzücüdür. Diyaliz gibi bir yardımcı tedavi olanakları da olmadığı için kısa sürede yaşamları sona ermektedir. Beyin ölümü nedir? Bitkisel hayattan farklı mıdır? Beyin ölümü, beyin fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak kaybolmasıdır. Beyin ölümü gerçekleşmeden kadavradan organ nakli yapılamaz. Bu durum koma veya bitkisel hayattan farklıdır. Beyin ölümünde, beyin fonksiyonları tamamen ve başa dönmeyecek şekilde, yani tamiri imkânsız bir biçimde kaybolmuştur. Solunum ve kalp atımları yapay olarak makinelere bağlı ve tıbbi tedavi ile sürdürülebilir, fakat beyin fonksiyonları yapay olarak sürdürülemez. Koma ve bitkisel hayatta olan hastalardan bazıları uzun yıllar sonra bile bazen hayata dönebilmesine rağmen, beyin ölümü gelişmiş hastalar için bu söz konusu değildir. O nedenle kişi ancak beyin ölümü gerçekleştiği zaman tıbben ölü kabul edilebilir. Beyin ölümünün gerçekleşmesinden sonra yakınları organları bağışlarsa bu kişiler kadavra donör olarak adlandırılır. Bu donörlerden en kısa süre içerisinde (organlar fonksiyonlarını kaybetmeden önce) organların alınarak bekleyen hastalara nakledilmesi gereklidir. Ölüm hali, nöroloji, nöroşiruruji, kardiyoloji ve anesteziyoloji-reanimasyon uzmanı olan toplam 4 hekimden oluşan heyet tarafından gerekli bütün tetkikler yapıldıktan sonra saptanır. Ölüm olayının tutanağını düzenleyecek bu 4 hekim, organ naklini gerçekleştirecek olan hekim ekibinden bağımsızdır. Yani o ekibin içinde yer alamaz. Bağışladığınız organlar para veya herhangi bir menfaat karşılığı başkasına verilebilir mi? Kişilerin bir bedel karşılığı organlarını vermeleri 2238 sayılı yasaya göre yasaktır. Kadavra donörlerden elde edilen organlar, Ulusal Koordinasyon Sistemi ile ülkemiz içindeki tıbben acilliği ve doku uyumuna göre en uygun alıcıya nakil edilir. Medyaya yansıyan organ ticareti haberleri tek böbreklerini para ile satan insanları anlatmaktadır. Organ nakli dini açıdan uygun mudur? Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, organ bağışını insanın insana yapabileceği en büyük yardım olarak tanımlanmıştır. Organ naklinin caiz olduğunu bildirmiştir. Diğer islam ülkelerinde de ve bütün büyük dinlerde de benzer kararlar mevcuttur. Kur'an-ı Kerim'de de (Maide Suresi, Ayet 32) "Kim bir kimseye hayat verirse, onun sanki bütün insanlara hayat vermişçesine sevap kazanacağı" beyan olunmuştur. Sağlık sorunlarınız var. Buna rağmen bağışladığınız organlarınız kullanılabilir mi? Yaş yüksek veya süregelen sağlık sorunları bile olsa organlardan bazıları uygun alıcılara nakledilebilir. Mesela 70 yaşında bir insanın böbrekleri gayet normal bir şekilde çalışıyor olabilir. Kimler organ bağışında bulunabilir? 18 veya üstünde bir yaşta olup akli dengesi yerinde olan herkes, Sağlık Müdürlükleri veya hastanelere ve organ nakliyle ilgili dernek ve kuruluşlara başvurarak, beklenmedik ölümleri halinde organlarını bağışladığına dair bir belgeyi iki tanık önünde doldurup, doku ve organ bağış belgesi alabilir. Ayrıca organ bağışınızı yakınlarınıza da bildirmenizi tavsiye ediyoruz. Cebinizden kart bile çıksa, yakınlarınızın o acılı anda böyle bir şeye karşı çıkarsa, biz organları alamayız. Vefat edenin henüz bilinçliyken organ bağışına yönelik olumlu bir açıklaması olmaması halinde, onun yerine akrabalarının organ bağışı konusunda karar vermeleri istenmektedir. Vefat edenin, organ bağışına yönelik yazılı rızası bulunması durumunda, akrabalarına bu konu hakkında bilgi verilebilir. Sonradan fikir değiştirirsem? Sonradan fikrinizi değiştirirseniz, bağış kartınızı yırtıp atmanız ve bu karar değişikliğinizi ailenize bildirmeniz yeterlidir. Bu konuda özgürsünüz. Sadece belirli organlarınızı bağışlamak isterseniz bu da mümkündür. Ne yazık ki insan ancak organ alıcısı durumuna gelince organ bağışının önemini fark edebiliyor. Herkes organ bağışında bulunmalı, yakınlarını bu konuda bilinçlendirmeli ve ancak bu sayede ihtiyacı olduğunda organ bulabileceğini bilmelidir. Birçok hasta bağışlanmış bir organ için beklerken ölmektedir. Ülkemizde organ bağışında gelinen nokta? Ülkemiz organ nakli faaliyetleri için yeterli donanıma, deneyimli nakil ekiplerine ve nakil merkezlerine sahiptir, en önemli sorunumuz ise organ bağış oranlarındaki yetersizliktir. Avrupa da yüzde 75 olan aile bağış oranı ne yazık ki ülkemizde yüzde 24 seviyesindedir. Organların çıkarılmasından hastalara nakline kadarki sürecin tüm aşamalarında organizasyonu sağlayan Ulusal Koordinasyon Sistemimiz, dünyada başarı ille uygulanan nadir sistemlerden biridir. Bağışlanmış bir organ, başarılı bir nakilden sonra, gerçek bir yaşam armağanıdır. Bağışlanan organ ile siz, bir yaşam armağan etmektesiniz.” YORUM YAZIN ![]()
|
|