Anayasa Mahkemesi, 15 yaşından küçük çocuklarla cinsel ilişkiye giren ve bu birlikteliklerinden birer de çocukları olan iki ayrı başvurucunun, mağdurelerle evlenmiş olmalarına karşın cezaevinde tutulmaları nedeniyle yaptıkları başvuruyu reddetti. Başvurulara ilişkin ilk olay Adana'da meydana geldi. Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan T.A. hakkında, suç tarihinde 12 yaşında olan (1994 doğumlu) mağdureyi kaçırıp alıkoyma ve cinsel ilişkide bulunma suçlarından dava açıldı. Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ifade veren mağdure, kendi isteğiyle T.A. ile birlikte kaçtığını ve karı koca hayatı yaşadığını, bu beraberliklerinden nüfusa kaydı yapılmayan 9 Aralık 2007 doğumlu bir çocuğunun olduğunu söyledi. Yerel mahkeme, 14 Şubat 2011'de T.A.'yı, 15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı suçu nedeniyle 8 yıl 4 ay, 15 yaşından küçük çocuğu hürriyetinden yoksun bırakma suçu nedeniyle ise 2 yıl 6 ay olmak üzere toplam 10 yıl 10 ay hapse mahkum etti. Yargıtay 14. Ceza Dairesi'nin onama kararını öğrenen T.A., Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yaptı.
Diğer olay ise Kütahya'da yaşandı. Suç tarihinde 17 yaşında olan İ.E. hakkında, suç tarihinde 13 yaşında olan çocuğun cinsel istismarı suçundan dava açıldı. İddianamede, İ.E. ile mağdurenin birlikteliğinden 22 Nisan 2008 doğumlu bir çocukları olduğu belirtildi. Kütahya 1. Ağır Ceza Mahkemesi, İ.E.'yi 15 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı suçu nedeniyle 8 yıl 4 ay hapse mahkum etti. Karar, Yargıtay 14. Ceza Dairesi'nce onandı. İ.E. de Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yaptı.
‘Olumsuz etkileri olacağı açık'
T.A. ve İ.E., ayrı ayrı Anayasa Mahkemesi'ne verdikleri başvuru dilekçelerinde, suç mağdurlarıyla evlenmiş olmalarına karşın cezaevinde tutulmalarından dolayı aile hayatlarının sürdürülememesi nedeniyle aile hayatlarının saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etti. Anayasa Mahkemesi, her iki başvuruyu da kabul edilemez buldu. Ayrı ayrı verilen kararlarda, suçtan sonra mağdurelerle evlenen başvurucuların cezaevinde bulunmalarının aile hayatları üzerinde olumsuz etkiler doğuracağının açık olduğu ancak bu durumun kamu makamlarının aile hayatını hedef alan işlem veya eylemlerinden kaynaklanmadığı, 5237 sayılı TCK'nın 103. maddesinde düzenlenen küçük yaşta çocuğu cinsel istismar suçunu işlemelerinden kaynaklandığı belirtildi.
12 yaşından küçüklere istismara müebbet geliyor
Çocuk istismarını önlemeye yönelik kurulan Çocuk İstismarı Komisyonu'nun çalışması şekillenmeye başladı. Buna göre 12 yaşını tamamlamamış çocuğa cinsel istismarda bulunana verilen 10 yıllık hapis cezası artırılacak. Bu istismarın vücuda organ veya sair cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda verilen 18 yıllık hapis cezası ise müebbet hapse kadar yükseltilecek. 18 yaşından küçük çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi de üst sınır olan 15 yıl hapse mahkum edilecek. TCK'nın 62. maddesinde düzenlenen takdir indirimi de çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında uygulanamayacak.
‘Okulda, sokakta istismara hayır'
İstanbul Bahçeşehir'de bulunan bir lisede görevli temizlik görevlisinin bir süredir kız öğrencileri taciz ettiği iddiaları üzerine, veli ve öğrenciler okul önünde eylem yaptı. Okul müdürü ve temizlik görevlisinin görevden alınmasını isteyen öğrenci ve veliler “Okulda sokakta istismara hayır”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, idare etmiyoruz” sloganları attılar. Başakşehir İlçe Milli Müdürlüğü tarafından da okul müdürü ve temizlik görevlisi hakkında soruşturma açıldığı öğrenildi.