Askeri ve sivil vesayet konuşulduBingöl küçük Millet Meclisi (kMM) Şubat ayı toplantısını Bingöl Kültür Merkezinde gerçekleştirdi. Taraf Gazetesi Yazarı Orhan Miroğlu'nun kolaylaştırıcı olarak katıldığı toplantıda “Askeri Vesayet-Sivil Vesayet” konuları ele alındı.Genel konu olarak Askeri ve Sivil Vesayet, yerel konu olarak da üniversite ve yerel gelişim ile sivil anayasanın konuşulduğu toplantıya kolaylaştırıcı olarak Taraf Gazetesi Yazarı Orhan Miroğlu, Bingöl Belediye Başkanı Serdar Atalay, Bingöl eski belediye başkanlarından Feyzullah Karaarslan ve Hilmi Elçi, CHP İl Başkanı Mesut Kayaoğlu, CHP eski İl Başkanı Mustafa Kurban, STK Temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Bingöl küçük Millet Meclisi (kMM) Koordinatörü Semiramis Karaarslan'nın konuşmasının ardından konuşma yapan Taraf Gazetesi Yazarı Orhan Miroğlu, gündemde darbe planları varken, sivil vesayetten bahsetmenin doğru olmadığını söyledi. Askeri Vesayetin ise, Askerin iktidara talip olma isteminden kaynaklandığını söyleyen Taraf Gazetesi Yazarı Miroğlu, bu yapının 82 Anayasasıyla belirlendiğine işaret ederek, “Darbe planlarına baktığımızda, ittihatçı bir geleneğinin sürdüğünü görüyoruz. Özünde Anadolu'da, homojen bir yapı oluşturulmak niyetinde olunduğu apaçık ortada. Müslüman olan Kürtlerin Türkleşebileceği düşünüldü, ama yanılgıydı. Kürtler direndiler ve asimile edilemediler. Öbür etnik yapılar ise tamamen mağdur oldular. Çünkü ayakta duramadılar. Kendi yapılarını koruyamadılar ve asimile edildiler. Ülke genelinde etnisite mühendisliği yapıldığını görmemek mümkün. Zaten askerin iktidara şiddetli bir şekilde talip olmasından kaynaklı baskılar gelişti ve darbe planları oluşturuldu. Bu noktada sivil yapı, Askeri vesayetin etkisine girdi” dedi. HÜKÜMET ELİNİ BDP'YE UZATMASINI BİLMELİ Hükümetin açılım konusunda tıkanıklığı aşması gerektiğini, elini BDP'ye samimi bir şekilde uzatması gerektiğini savunan Miroğlu, önümüzdeki dönemlerde etnik yapı üzerinden siyaset yapan CHP ve MHP'nin koalisyon yapabileceğini hatırlatarak, “Bu aşamada BDP ve AKP'ye çok iş düşüyor. Bu iki partinin tabanları dayanışma içinde olmalı. Neden dayanışma içinde olmalı, çünkü AK Parti açılım yapacağını iddia ediyor, BDP ise Kürtlerin kanadında olduğunu ve adım atılması gerektiğini belirtiyor. Eyer adım atılmak isteniyorsa, öncelikle AKP, BDP'ye elini uzatmasını bilmeli. Ötekileştiren politikalardan kaçınmalı. Çünkü muhalefette bulunan CHP ve MHP Milliyetçiliği körükleyerek, kazanım elde etmeye çalışıyor. Önümüzde muhtemel bir seçimde eğer, CHP ve MHP koalisyonu iktidara gelirse, olayların nereye varacağı şu andaki söylemlerden anlaşılıyor. CHP apaçık bu soruna Dersim modelinin uygulanmasını istiyor. Bunu mecliste apaçık söyledi zaten. Sonucu kestirmek güç değil. Ülkede artık bir şeylerin yapılmasını istiyorsak, demokratik adımlar kararlıkla atılmalı ve sorun çözülmeli” dedi. TOPLANTI DA POLİS KAMERASI OLURSA BİZ YOKUZ Vesayetin tartışıldığı toplantıda emniyetin 3 kamerayla programı izlemesi, sivil toplum kuruluşlarının tepkisine neden oldu. BİN-DER Başkanı Doğan Karasu ve İHD Bingöl Şubesi Başkanı Nihat Aksoy, STK'ların bu şekilde kayıt altına alınmasına sert bir şekilde tepki gösterdi. BİN-DER Başkanı Doğan Karasu, “Biz Askeri vesayeti tartışırken, nasıl kaldırılacağı yönünde önerilerde bulunurken, yine otorite olarak kendini gören emniyet, kamerayla bizi izliyor. Eğer isteniyorsa, buradaki fikirlerimizi Emniyet Müdürüne gider söyleriz. Kayıt altına aldırmasına gerek yok” diyerek tepki gösterdi. ASKER SİVİL SİYASETİ HİZAYA GETİRMEYE ÇALIŞIYOR Bingöl Barosu adına söz alan Av. Cevat İshakoğlu, Türkiye'nin askeri vesayetten çok çektiğini ve askerin sivil siyaseti hizaya getirmeye çalıştığını söyledi. Darbe planlarının sürekli tekrarlandığını belirten Av. İshakoğlu, “ Bu anlayışın toplum üzerinde sürekli bir tehdit havası oluşturuyor. Askeri vesayet vardır ve halen devam etmektedir. Sivil dikta sivil vesayet tartışması boşunadır. Anayasa Mahkemesinin verdiği anti-demokratik karar her şeyi açıklar niteliktedir. Askerin sivil yargıda yargılanmasının önü kapatıldı. Ordu yıllarca komşu ülkeleri düşman ilan edip sürekli bir tehdit gibi topluma aşıladı. Sanki her an gelip buraları işgal edecekmişçesine bir eğitim sistemi geliştirildi. Yıllar geçti hiçbir komşu gelip buraları işgal etmedi. Bu anlayışla ordu sürekli zinde tutuldu. Halk bu şekilde yıllarca kaldırıldı. Ama son zamanlarda ortaya çıkan darbe planları ordu içerisinde mevcut olan çeteleri ortaya çıkarmıştır. Özellikle JİTEM'in bölgede işlediği cinayetlerin bir mağduru da şuan aramızda bulunan Sayın Orhan Miroğlu'dur. Kendisi Diyarbakır ilinde suikasta uğramış ve bu saldırıda Kürt bilgini Musa Anter hayatını kaybetti. Askeri vesayeti iliklerimize kadar hissettik. Son olarak kaldırılan EMASYA protokolü gibi gizli yapılanma toplum üzerinde olumsuz etkiler bırakıyordu” diye ifade etti. ÜLKEMİZDE VESAYET SİSTEMİ 2. OSMAN'DAN BERİ DEVAM EDİYOR İnsan Hakları Derneği (İHD) Bingöl Şubesi adına söz alan Dernek Başkanı Nihat Aksoy, ülkemizde vesayet sistemi 2. Osman'dan beri devam ettiğini ve Osmanlı Devletinde başlayan bu anlayışın süreklilik kazandığını söyledi. 2.Osman idam edildikten sonra başlayan vesayet sisteminin süreklileştiğini belirten Aksoy, “Bu bir gelenek olarak günümüze kadar gelmiştir.200-300 yıllık bir süreç içerisinde farklı tarihlerde yaşanmıştır. Bende emniyet mensuplarının bu tavrına son vermesini bekliyorum. Bu uygulama toplantıya gölge düşürüyor. Bunların yanı sıra Bingöl Üniversitesinde öğrencilerin karşılaştığı bazı güçlüklerden bahsedeceğim. Burada üniversite idaresinin öğrencilere karşı yaptıkları uygulamalar bir bilim yuvasına yakışmamaktadır. Bir yerel motife gösterilen tahammülsüzlük kabul edilebilir yanı yoktur. Burada okuyan yaklaşık 30-40 öğrenciye üniversite idaresi tarafından soruşturma açılmış. Bu öğrencilere kınama cezası verilmiş. Üniversite idaresi öğrenci hakkında soruşturma açamaz ve kınama cezası veremez. Varsa herhangi bir suç unsuru devletin savcıları var. Burada yargı gereğini yapar. Üniversite rektörünün öğrencilere ceza vermesi kabul edilemez. Biz İHD olarak hak ihalelerinin olmadığı bir üniversite istiyoruz” diye konuştu. ASKERİ VESAYETE GÖRE HALKIN İSTEKLERİ ÖNEMLİ DEĞİLDİR Memur-Sen Bingöl Şubesi Başkanı Abdurrahman Ensari, askerin vesayet anlayışının halkı cahil olarak gördüğünü bu gerekçe ile sürekli müdahalede bulunma ihtiyacı hissettiğini söyledi. Bu mantığa göre halkın kendi kendini yönetemeyeceği anlayışının hâkim olduğunu savunan Ensari, “ Askeri vesayet mantığında halk cahildir ve kendi kendini yönetemez, taleplerde bulunamaz. Onlara göre idare ancak topla tüfekle ve askerle olur. Bu çok ürkütücü bir anlaştır.1982 Anayasası işte bu anlayışın ürünüdür”dedi. Ensari, “ Bir diğer önemli konumuzda Bingöl Üniversitesidir. Üniversitede eksikler çok fazla. Fiziki ve diğer eğitim eksiklikleri bir yana buradaki uygulamalarda çok önemlidir. Örneğin yapılan ihalelerde üniversite yönetimi şeffaf olmalıdır. Bingöl kamuoyu ihalelerin hangi şartlarda gerçekleştirildiğini merak etmektedir. Bingöl üniversitesi hiçbir grubun etkisinde olmalıdır. Üniversite idaresi öğrenciler arasında siyasi görüşe paralel olarak uygulamalar yapmamalıdır. Yerel motif ve sembollere takılmak bilim yuvasına yakışmaz. Üniversitemiz daha çok tazedir. Şimdiden bu tür olumsuzlukların yaşanması halkında tepkisine neden olur. Bu yüzden üniversite idaresi şeffaf olmalıdır” şeklinde konuştu. Bingölonline Haber Servisi YORUM YAZIN
|
|