Bingöl Belediyesi Kadın Koordinasyon Merkezi tarafından organize edilen ‘Ve aşk evliliğin ellerinden tuttu' konulu konferans Bingöl Üniversitesi Konferans Salonu'nda verildi. 22 Mayıs 2011 Pazar günü saat 14.30'daBingöl Üniversitesi Konferans Salonu'nda düzenlenen ve oldukça yoğun ilgi gören programa; Devlet Bakanı Dr. Cevdet Yılmaz, Bingöl Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Bingöl Belediye Başkanı Serdar Atalay, Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Gıyasettin Baydaş, çok sayıda davetli ve vatandaşlar katıldı
Bir insanı en iyi eşinin tanıdığını söyleyen Demirci, insanları ancak olduğu gibi görmeyi evlendikten sonra tanıdığını ifade etti. İnsanların tümüyle şeffaf olamadığı belirten Demirci, “Hepimiz geçmişimizle yaşıyoruz. Hiçbir geçmiş geçmiş değildir. Onun adı geçmemiştir. Şuanda yaşadığımız lezzeti geçmişten aldığımız tatla alıyoruz. Evlilikte insan ortak zevkle yaşıyor. Evliliklerin 20. günlerindeki bir çift mi mutludur yoksa evliliklerinin 20 yıllarındakiler mi mutludurlar. Hayatlar yıllanınca tatlanır. O tadı almaya başlayınca hayatın güzelliğini anlarız. Size kendi gerçeğinizi çok şaşırtıcı bir şekilde göstermek istiyorum.
Birbirimizle evlilik yolculuğu yaparken, Musa'nın (a.s), Hızır Aleyhisselam ile yaptığı yolculuk gibidir. Biz hepimiz Musa'nın (a.s) yanındayız. Musa Aleyhisselamın Hızır'la yaptığı yolculuktaki sabırsızlığı gibi sabırsızız. Gördüğümüzü gerçeği kapsamadığını sonradan görüyoruz. Olan gördüğünden daha fazla. Hatırlasana ey Musa seninde öyle bir derdin yok muydu?” diye konuştu.
“Çocuklarımızı ve yakınlarımızı evlendirirken lütfen kefil olmayın” diyen Demirci, “Görüşme ve anlaşma için ancak zemin hazırlarsınız. İsterseniz anlaşın bizi düğüne de çağırmayın. İsterseniz benim tavsiye ettiğim kızla evlenmeyin zerre kadar alınmam deyin.
Derin egomuz var. Derin devlet neyse derin egomuz da odur. Sistemin korunması için bir şeyler yapılır ve bu birileri tarafından meşru görülür. Allah korusun kafes veya balyoz planları gerçekleştiğinde derin devlet yapacaktı diyecektik. Farkında olmadan bazı hoş olmayan kelimelerle tepki verebiliyor. Evlenirken lütfen dikkatli olalım. Suyun üstündeki şeylerle uğraşmayalım. Geçmiş dediğimiz şey aslında geçmemiştir. Geçmiş asla geçmiş değildir, şimdinin içindedir. Bir anlık yaramız daha sonraki hayatımızdaki hatalar ve tepkiler üzerine yoğunlaşacaktır. Hiç yara almamış ve sıfır hata ile büyüyen bir çocuk olabilir mi? Neden hata yapan birinin gıybetinin yapılmaması istenir. Görünene göre başkaları kınanmaz. Yargılamak hakimlerin işidir. Savcılar ve hakimler kalbi görmezler. Siz Musa'sınız Hızır'a eşlik ediyorsunuz. Buradan bakıldığında kocasını yargılayan değil anlayan olursunuz. Karısını yargılayan değil anlayan olursunuz” dedi.
Demirci, “Lütfen birbirinize protokol uygulamayın. Çocuklarınıza çapraz ebeveynlik kurun. Protokol uygulamadığınız en azından bir iki arkadaşınız olsun. Krizi çözerken bu bizim sorunumuz diyeceksiniz. Eşinizin ailesine olan bağlılığı sizin onlara olan bağlılığınız olmalı. 20 yıl ortak geçmiş ve lezzet paylaştığınız şeyler çok derindir. On yıllık bir beraberlik evliliğin yozlaşması değil, birlikteliğin derinleşmesine nedendir. Evlilik hayatının en önemli bileşeni ortak geçmiştir. Cenneti tarif ederken Allah c.c “İnsanlar bunlar dünyadaki nimetlere benziyor” diyeceklerdir. Evet, öyle olmalıdır da. 20 yıl maskesiz, perdesiz, numarasız, yanımızda yaşayan insanla derin ve mutlu bir hayat yaşayabiliriz. Evlilikler mukaddes ve önemli bir deneyimdir. Son bakışta halen o kadını veya erkeği seviyorsanız, öyle olduğu için seviyorsunuz. Ama başka bir kadın, beni sevmeye kalksa sahici değildir. Onun kafasında ben vestiyerim. Ona her türlü hayal asılabilir. Benim vestiyer olmadığımı ancak eşim bilir. Bu değeri fark edip yaşatmamız lazım. Daha sonra birlikte oldukça yaşamımız birleşiyor ve ortak bir geçmişimiz oluşuyor. Birbirimizi yargılamak yerine Musa ve Hızır kıssasında olduğu gibi anlayabilirsek, sahici ve kalıcı bir ilişki oluşturmuş olacağız. Kitaplar okuyabilirsiniz. Ama lütfen kitap okurken fare yanılgısına düşmeyin. Fare yarışını fare kazandığında hiçbir şey olmaz. Yarışı kazansa da eline bir şey geçmez. Hepimiz dünyaya zaaf ve kusurlarla geliyoruz. Hiç kimse sınanmadığı hatanın masumuz değildir. Evlilikte kavgalar olacaktır ve olmalıdır da. Çünkü hepimiz farklı geçmişlerle geliyoruz. Önemli olan bu hataları görüp, affedip birbirimizi severek yaşamaktır ” diye konuştu.
Evlilikte altın kuralları sıralayan Demirci, “Düşüncenin paylaşılması, duyguların paylaşılması, çocukların geleceği ile ilgili kararlar alabilme, ekonomik konularda mutabakata varma, sorumluluk paylaşabilme, evlilik piramidi, güç ve otorite savaşlarının farkına varma ve boş zamanları birlikte ve kaliteli geçirmek. Yusuf'ta şehvet olmasa Yusuf'ta iffet olmazdı. Kapılar kapalı kadın yada erkek kaçmayı herkes yapamaz. O yüzden kimse sınanmadığı günahın masumu sanmasın. Evlilikte hata ettiğimizde arkadan lütfen bu hata ve günahtan ne pay çıkarabilirim diye ders alsın. Bir kadın ve erkek olarak eşsiz bir lezzet kaynağıyız. Cinselliği helal dairede yaşamak sevaptır. Kadının erkekliğinde kadınlığı duyması, erkeğin kadında erkekliği duyması. Biz birbirimizi tercih ediyoruz. Dünyada milyarlarca kadın ve erkek var. Diğer kadın ve erkekleri terk ediyoruz. Birbirimizi tercih etmek için birbirimizi pişman etmemeliyiz. Benim tercih ettiğim uğruna terk ettiklerime değebilmelidir. Lütfen eşinizi terlemiş pijamalar içinde, saç-baş dağınık halde kocanızı karşılamayın” şeklinde konuştu.