KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
17 Ocak 2025 Cuma
°C

Arınç: sokak eylemleri çok önemli

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Ne zaman ki mala ve cana zarar verir hale geldiler, ne zaman kamu otoritesini zedelediler, kamu düzenini bozacak hale gelecekler, o zaman Hükümetimiz, güvenlik güçlerimiz en büyük gücüyle bunları bastıracak ve bunları önleyecek'' dedi.

Arınç: sokak eylemleri çok önemli
17 ARALIK 2009 PERŞEMBE 08:31
0
1008
0
AA aa

Başbakan Yardımcısı Arınç, STV'de katıldığı ''Günlük'' programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Program sunucusu Abdullah Abdülkadiroğlu'nun ''istifaya giden istekler sokakların tansiyonunu artırdı ve Türkiye şu anda eylem hali içerisine sokulmaya çalışıldı... Bu nasıl bir tabloyu önümüze koyuyor. Gidişatı nasıl görüyorsunuz. Bunun durdurulması için kimin devreye girmesi gerekiyor'' şeklindeki sorusu üzerine Arınç, bu tür görüntülerin Türkiye'de ilk defa olmadığını belirterek şunları kaydetti:

''Buna alıştık anlamında söylemiyorum, ama gazeteleri karıştırın ekranlardaki görüntülere bakın zaman zaman İstanbul'da Gazi Mahallesi'nde, zaman zaman Diyarbakır'ın varoşlarında veya şehir merkezinde esnafın bulunduğu yerde, zaman zaman başka bir ilimizde buna benzer gösteriler, buna benzer taş atmalar, buna benzer polis panzerlerinin su sıkması görüldü. Dükkanlar yağmalanmak istendi. Camlar kırıldı, insanların araçlarına zarar verildi. Ama belli bir süredir bu tür eylemleri artık neredeyse unutacak hale gelmiştik. Geçmişte oldu bunlar bugün de olabiliyor. Belki yarın da olabilecek. Ama bize düşen görev bu tür gösterilere demokratik gösteri olduğu sürece sonuna kadar sahip çıkmak. Yani düşüncelerini ifade edebilirler, kimseye zarar vermeden yürüyüş yapabilirler, açıklama yapabilirler. Ama ne zaman ki mala ve cana zarar verir hale geldiler, ne zaman kamu otoritesini zedelediler, kamu düzenini bozacak hale gelecekler, o zaman Hükümetimiz, güvenlik güçlerimiz en büyük gücüyle bunları bastıracak ve bunları önleyecek.''

İlk olayların İmralı endeksli olduğunu belirten Arınç, terör örgütü PKK'nın elebaşısı Abdullah Öcalan'ın kaldığı İmralı cezaevindeki şartların iyileştirildiğini söyledi.

Terörist başı Öcalan'ın 'boğuluyorum havasız kalıyorum, beni buraya hapsettiler dediğini' belirten Arınç, cezaevinden fotoğrafların yayınlandığını hatırlattı. Arınç şunları kaydetti:

''Avrupa'nın bu durumu takip eden kurullarının, biz de de F tipi cezaevi koşullarının geçerli olmasını istendiği için, aslında şartlarında da biraz iyileştirme var. Yani küçük de olsa bir yerde günde bir iki defa havalandırmaya çıkabilecek, yanına gelen hükümlülerle belli süreler içerisinde görüşebilecek. Odasında da düzenlemeler yapılmış. Oradan gelen talimat ne şekilde geliyor ve eylemler başlıyorsa, oradaki koşulları sanki çok kötüleşmiş gibi buna dayalı eylemler...

İçişleri Bakanlığımızın vatandaşa zarar vermemek açısından bu tür olaylarda polisimize bir talimatı var. Kesinlikle silah kullanmayacaksınız. Yapacağınız şey en fazla su sıkmaktır. İkincisi de belli gazların kullanılmasıdır. Yani göstericileri etkisiz hale getireceksiniz. Ne zaman silah kullanılabilecek; cana kast edildiği zaman veya başka bir çare kalmadığı zaman. Dolayısıyla ilk gösterilerde polisin su ve gaz sıkmanın dışında bir eylemde bulunmadığını biliyoruz. Ama şartlar öyle gerektirebilir ki,  nitekim Hakkari'de sivil kıyafetli bir polis linç edilmek üzereyken yine DTP'liler tarafından kurtarıldı diye resimleri çıktı gazetelerde. Şimdi artık görüldü ki bunlar kötü niyetlidir, maksatlıdır. İşin bir başka boyutu da ön plana çocukların konulmasıdır. Bu çocuklar maalesef örgüt tarafından yönlendiriliyorlar. Şu veya bu şekilde tehdit veya baskı altında da tutularak... Hepsinin gönüllü olarak bu işe katılmadığını da çok iyi biliyoruz. Ve o kadar çocukturlardır ki, polis tarafından yakalandıklarında pek çoğu 'polis amca ne olur evime haber verme annem babam bana kızar' sözünü söylüyor. Bu bir örgüt üyesi olarak hareket etmenin ötesinde eline tutuşturulan taşın veya başka bir şeyin birileri tarafından attırıldığını gösteriyor. Biz çocuklarımızın da zarar görmesini doğrusu istemiyoruz. Bu sebeple biliyorsunuz çocuklarla ilgili kanun değişikliğini de meclise gönderdik. Ancak bütün bu olaylar sokağa hakim olduklarını gösterme noktasına getiriyorsa veya Hükümetin bu konuda bir güvenlik zafeyiti var diye bir düşünceye yol açacak bir görüntü veriyorsa biz buna müsade etmeyiz.''

Abdülkadiroğlu'nun ''Sokak kendi hesabını kendi görüyormuş gibi bir izlenim ortaya çıkarılmaya çalışılıyor'' demesi üzerine Arınç, şunları kaydetti:

 ''Bu işin ikinci boyutu. Bu çok önemli. Bu eylemleri yapanlar bir meydan okuma içinde hem örgütün hem de İmralı'nın propagandasını yapıyorlar. Biz varız, biz istediğimiz zaman sokağa hakim oluruz diyorlar. Buna bugüne kadar müsaade etmedik, bundan sonra da müsaade edecek değiliz. Biz her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşüne kanuni imkanlar içerisinde azami imkan veriyoruz. Ama sokakları bir kan gölüne çevirmek, masum insanların ekmek teknelerine zarar vermek o insanları huzursuz kılmak bunlar kanunsuzdur. Bu demokratik bir hak değildir. Bu en ağır şekilde mukabele edilecektir. Buna hiçbir zaman tereddütümüz ve endişemiz yok. Polisimiz bu konuda deneyimlidir. Bütün güvenlik güçlerimizi kast ediyorum.  Yeri geldiğinde jandarmada, valilerin talepleri olması durumunda askerde bu güvenlik konusu içerisinde sayılabilir. Bu göstericiler zaman zaman halkımızla veya bulundukları yerde bunlara karşı çıkan gruplarca da bir çatışma içerisine girebilmektedir. Bunda iki şeyi dikkate almamız lazım. Bir masum insanların kendilerini tutamayarak ölçüsüz bir şekilde cevap vermeleri, güvenlik güçlerine işi bırakmak yerine kendilerinin buna karşı çıkmak arsuzu... Bu insani bir davranış olabilir. 'Bu kadarda olmaz artık, benim dükkanımı kırdın, benim arabamı parçaladın, benim ne kabahatim var, ne istiyorsun benden' deyip bir insan eline birşey geçirirse buna mukabele edebilir. Bunu bu noktaya geçirmememiz lazım. Güvenlik güçleri  her yerde ağırlığını hissettirmeli vatandaş arkasında devletin şevkatli elini görmeli. Ancak ikinci bir boyutu var ki bu hadiseleri tırmandırmak için ve artık bir iç çatışma haline olayların geldiğini göstermek için ellerine silah tutuşturulan psikopat kıyafetli veya düşünceli... Bitanesi geçen söyledi '500 lira verdiler, sende versen yaparım' diyor. Haline bakıyorsunuz herşeyini kaybetmiş bir zavallı. Bu tür insanlar da toplumda var maalesef.

Bu tür insanları kullanmak suretiyle birisinin ölmesi daha çok bir iç çatışmanın fitilinin ateşlenmesi Türkiye'de bir zaafiyet olarak gösterilebilir. Buna da izin vermeyeceğiz. Hem İstanbul'da Dolapdere'de hem Diyarbakır'da bir üniversite öğrencisi vefat etti. Ben şahsen çok üzülüyorum, Hükümetimiz de çok üzülüyor. Bunu kendi aramızda da konuşuyuoruz. Çünkü silah kullanmak orada sadece bir işgal sırasında, taş atılma sırasında havaya ateş edilmek suretiyle bir kaç el ateş edildiğini tespit ettik. Ama böyle bir toplumsal olayda kimin ateş ettiği, arkadan kimin vurduğu çok ciddi bir araştırmayla ortaya çıkacak. Olaki kendi içlerinde bir çatışma da olabilir, olaki birisi bu genç çocuğumuzu hedefine koymuş olabilir, olabilir ki güvenlik güçleri tarafından da böylesine hedef gözetmeksizin ateş edilirken bir şekilde seken kurşun olmuş olabilir. Farklı şeyler de olabilir. Biz bütün ihtimalleri konuştuğumuz zaman muhalefet bizi eleştiriyor. Oysa tecrübeler bize gösetrdi ki toplumsal olaylar içinde sadece birtek sebep yoktur. Kimin daha çok işine yarayacaksa bu kargaşa ve karşama ona göre planlanmış bir senaryo uyğulanabilir, ama Hükümete düşen görev bunları bütün boyutlarıyla ortaya çıkarmak ve bunun sonucunu yapan kişiden sormaktır. Ben o gencimizin ölümüne yol açan eylemin de kim tarafından ve ne şekilde yapıldığının çok kısa zamanda ortaya çıkarılacağını söylemek istiyorum.''


-''EYLEMİ YAPANLAR ORTADA KALMALI''-


Abdülkadiroğlu'nun ''İnsanlar belki vatanseverlik duygularıyla bu hareketleri yapıyorlar. Türkiye'yi de karıştırabilecek bir hareket yaptıklarının belkide çok farkında olmuyorlar. Gerçek vatanseverler nasıl hareket etmelidir? sorusuna Arınç, şu yanıtı verdi:

''Gerçek vatanseverlik... burada bu olayların Türkiye'nin hayrına olmadığını bir defa bileceğiz. İkincisi bu tür olayları Türkiye'de küçük bir azınlığın meydana getirmek istediğini düşüneceğiz. Üçüncüsü ve her şeyden önemlisi Türkiye'de güçlü bir Hükümet var, Hükümet bunlara müsada etmez bunların hesabını sorar. Bu tür eylemcileri yakalar. O zaman meseleyi biz devletin güvenlik güçlerine havale ediyoruz onlar bunları önleyecektir diye düşünmek lazım. Bizzat, ihkak-ı hak, hukukta da çok kabul edilen birşey değildir. Bunun cevabını, cezasını ben veriyim şeklindeki düşünce çok hukuki bir düşünce olamaz. İnsanlar ancak nefsi müdafa halinde kaldıkları zaman yani kendisi için hayati tehlike olupta buna mukabele etmek ihtiyacı duydukları zaman hukuk onun karşılığını getiriyor. Yoksa birisi hoşa gitmeyen bir şey yaptı ben elime sopa alıyım da şunun hesabını görüyüm böyle birşeyi kimse düşünmemeli. Milliyetçi olalım, hep beraber milliyetçilikten vazgeçmeyelim, vatansever olalım, hiçbirimiz vazgeçmeyelim, ülkenin birliği, bütünlüğü konusunda hiçbirimizin farklı bir düşüncesi olmasın. Ama şunu hep düşünelim ki bu tür olaylar Türkiye'nin hayrına değildir. Bunlar maşa olarak birilerinin kullandığı insanlardır, Türkiye'nin huzuruna, itibarına, gücünü kast eden bu tür hareketlerde onları tamamen izole etmek mecburiyetindeyiz, yani eylemi yapanlar cascavlak ortada kalmalı. Ve onlar güvenlik güçleri tarafından yakalanıp yargının önüne çıkarılmalı. Bu konuda kendimiz zarar bile görsek bunun aksini yapmamalıyız. Yani arabamız şöyle oldu, bunun karşılığı şikayetçi olmaktır. Bunun karşılığı tespit edebiliyorsanız onu şikayet etmektir. Ama hiçbirinin eline silahı alıpta arabamı bu hale getiren adam şudur, diyerek gidip ondan bunun hesabını sorması doğru olmaz. Ben halkımızın bu konularda duyarlı olduğuna da inanıyorum. Türkiye bu olayları ilk defa yaşamıyor 60'tan 70'e kadar 70'ten 80'e kadar yaşadık. O zaman siyasal içerikli kavgalar ve bölünmeler vardı. Şimdi de bundan mahiyet bakımından farklı da olsa karşı karşıya gelmiş gruplar olabilir. Ama gittikçe küçüldü, izole oldu ve maksatları iyice ortaya çıktı. Biz bunlarla başa çıkarız Hükümetimiz, devletimiz güçlü. O yüzden kimsenin sopaya silaha sarılmasına gerek yok. Bunlar yanan ateşi daha da büyütecek ve maalesef pek çok insanın da hiç gerekmediği halde  olayların ortasında kendisini bulmasına yol açacak.''

(aa)

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
16.01.2025
14:56
Becerekli:
Becerekli: 'Kaldırımlar tamamen boşaltılmalı'
Bingöl Belediyesi tarafından işgallerin önlenmesi için başlatılan çalışmaların genişletilerek sürdürülmesi çağrısında bulunan Altı Nokta Körler Derneği Bingöl Şube Başkanı Hidayet Becerekli, kaldırımların yayalara ait olduğunu ve tamamen boşaltılması gerektiğini belirtip; 'Kahvehane ve esnaf işgalleri Bingöl'ün gündeminden kalkmalı' dedi.
16.01.2025
14:11
Bingöl`de 350 gönüllüye deprem eğitimi
Bingöl'de 350 gönüllüye deprem eğitimi
'Bingöl Arama Kurtarma ve Mobil Aşevi' Projesi kapsamında 350 gönüllüye temel seviyede uygulamalı arama kurtarma eğitimi verildi. 40 kişiden oluşan mimar ve mühendis grubunun eğitim programına katılan Başkan Arıkan; 'Özellikle mimar ve mühendis arkadaşlarımızın da bu süreçte yer alması, şehrimiz için önemli bir kazanım oldu. Hem eğitimlerimizi hem de teknik altyapımızı güçlendirmeye devam ediyoruz'
16.01.2025
13:43
Bingöl turizminde 2044 hedefi…!
Bingöl turizminde 2044 hedefi…!
Bingöl Turizm Master Planı çalışmaları toplantısı gerçekleştirildi. Planda esas olarak Bingöl'de turizmin sürdürülebilir şekilde geliştirilmesinin hedeflendiği vurgulanırken, 2044 yılına kadar yapılacak çalışmaları kapsayan planda 4 ana başlık bulunduğu kaydedildi ve detaylar şöyle sıralandı;
16.01.2025
13:25
Bingöl OSB Genişleme ve Altyapı Projesine onay
Bingöl OSB Genişleme ve Altyapı Projesine onay
849 milyon 550 Bin TL tutarındaki 'Bingöl Organize Sanayi Bölgesi Genişleme Alanı Altyapısı ve Atık Su Arıtma Tesisi' projesinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayıyla 2025 Yılı Yatırım Programına dahil edildiği bildirildi.
16.01.2025
11:36
Özel okullarda MEB tarafından dağıtılan ücretsiz ders kitapları okutulacak
Özel okullarda MEB tarafından dağıtılan ücretsiz ders kitapları okutulacak
Millî Eğitim Bakanlığı, devlet okullarında olduğu gibi, özel okullarda da bakanlık tarafından dağıtılan ücretsiz kitapların okutulacağını, karara uymayan ve velilerden para talep eden okullara ise cezai yaptırım uygulanacağını açıkladı.
16.01.2025
11:18
Banka kartında yeni dönem! Zorunlu hale getirildi
Banka kartında yeni dönem! Zorunlu hale getirildi
Resmî Gazete'de yayımlanan karar ile kamu kurumlarının tüm ödeme işlemlerinde yerli ödeme sistemi TROY'un kullanımı zorunlu hale getirildi. Emekli maaşlarından sosyal yardımlara, kredi ve burs ödemelerine kadar kamu kaynaklı tüm ödemeler artık yerli altyapı ile yapılacak.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın