Anayasa Mahkemesi'nin işi kolay değil. Neticede 'Hukuk' farklı bakış açılarına göre eğilip biçilen bir olgu. '10 Emir'de... Anayasa Mahkemesi'nin işi kolay değil.
Neticede 'Hukuk' farklı bakış açılarına göre eğilip biçilen bir olgu. '10 Emir'de listelenen suçlar bile zemine ve zamana göre suç olmaktan çıkmıyor mu sonuçta?
Hatırlayın bizdeki 'Zina suç olsun mu olmasın mı' tartışmasını...
Bir de modalık (veya konjonktürel) suçlar var ki, hukukun üstünlüğü kavramı bunlar yüzünden yerlerde sürünürler.
Türkiye'nin Merkez Bankası'ndaki döviz rezervleri tükendiğinde bir Milli Korunma Kanunu çıkartılarak, ithal mallarını pahalı satmak bile hapislik suç fiili ilan edilmemiş miydi?
Tabii bu tür durumlar sadece ceza hukuku için söz konusu değil.
Mesela Anayasa'nın aynı hükmü ile bir dönemde belirli sayı yeterliliğine dayanarak cumhurbaşkanı seçebilirsiniz, başka bir dönemde ise başka bir yeterli sayı aranır.
Buna da 'Anayasa hukukunun uygulanması' denilir.
Bütün bunlar kanunların yorumlanması ve yargının yetkisi benzeri meseleleri gündene getirir.
Egemenlik yargının mı?
Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
(Mehmet Barlas - Sabah)