Anayasa değiştirilmedikçe türkiye normalleşmez“Türkiye'de Normalleşme Süreci” konferansına konuşmacı olarak katılan Gazeteci -Akademisyen Prof. Dr. Eser Karakaş, mevcut anayasa değiştirilmediği müddetçe Türkiye'nin önündeki normalleşmenin sağlanamayacağını ve özgür ve demokratik bir ülke olunamayacağının altını çizdi.Konferansa konuşmacı olarak katılan Gazeteci -Akademisyen Prof. Dr. Karakaş, Türkiye'nin normalleşmesinin hızlanarak devam etmesi gerektiğini ifade ederek, “Ben Türkiye'nin normalleşmesinin önündeki sorunları 6 başlık altında topluyorum. Bunlar; sivil-asker ilişkileri, yurttaşlık tanımı, din-devlet ilişkisi, resmi ideoloji, eğitim, ekonomi ve ulus devlet. Bu konularda atmamız gerek önemli adımlar. Ben Avrupa Birliği standartlarının Türkiye'nin normalleşmesine katkı sağlayacağına inanıyorum. Türkiye'nin normalleşmesinin önünde ciddi engeller var. Özgürleşmemizin ve zenginleşmemizin önündeki engelleri kaldırmalıyız. Benim için tek bir milliyetçilik anlayışı var. Kim bu ülke insanının özgürleşmesine ve zenginleşmesine katkı sağlıyorsa ondan büyük milliyetçi yoktur” dedi. ANAYASA'YA BAKTIĞIMIZDA KARŞIMIZA İLGİNÇ ŞEYLER ÇIKIYOR Konuşmalarına yanında taşıdığı Anayasa kitapçığını referans göstererek yapacağını belirten Karakaş, “Yanımda taşıdığım Anayasa ilgili herhangi bir şeyi referans vermeden, somut anayasaya bakıyorum. Anayasa'ya baktığımızda karşımıza ilginç şeyler çıkıyor. Yani normal olmayan çıkıyor. Mesela ne diyor 'İdarenin her türlü tasarrufu yargı denetimine tabidir. Bu hukukun standart ilkesidir. Yargı denetimi bölümünde 'YAŞ kararları yargı denetimi dışındadır" diyor. Sebebi belli değil ve bu evrensel hukuk değerinin olmazsa olması olduğu söyleniyor. Anayasa'nın 140. maddesinde hakimlik ve savcılık ile ilgili bir maddede ‘Hakimler mahkemelerin bağımsızlığı hakimlik teminatı esaslarına görev yaparlar' deniliyor. Anayasayı iyi okumak gerekiyor. Bu maddeden 5 madde sonra yani 145. madde ise Askeri yargı ile ilgili yasa yer alıyor ve şöyle diyor: Mahkemelerin bağımsızlığı hakimlik teminatı askerlik hizmetlerinin gereklerine göre düzenlenir' Burada çok şaşıyorum. Bunlar Anayasa'da yer alıyor” ifadelerine yer verdi. SİVİL- ASKER İLİŞKİLERİNİ ANORMAL GÖRÜYORUM Sivil- asker ilişkilerini anormal gördüğünü söyleyen Karakaş, dünyanın her yerinde Silahlı Kuvvetler Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı olduğunu hatırlatarak, “Türkiye'de Türk Silahlı Kuvvetleri veya Genelkurmay Başkanlığı kime bağlı. Anayasa'nın 140. maddesi Cumhurbaşkanına görev vermiş. 108. maddeye geliyorsun Cumhurbaşkanlığı ilgili görevlerde, eğer bir kamu kurumu hukuksuzluk yaparsa o Devlet Denetleme Kurumu(DDK) devreye sokar. Mesela bugünkü gazetelere DDK, YÖK ile soruşturma yapmış. 108 maddeye geliyorsun iki kurum bu denetleme dışında kalmış. Biri yargıdır, bunu anlıyorum çünkü bağımsız bir kuruluş. Diğeri ise Türk Silahlı Kuvvetleridir. Bunu anlamakta zorlanıyorum. Neden YÖK, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı denetime tabidir de TSK değildir. Anlayamıyorum. Çünkü bu Anayasa'yı askerler yapıyor. Anormal bir durum." ifadelerini kullandı. 82 ANAYASASI MUTLAKA DEĞİŞTİRİLMELİDİR 82 Anayasa'sının mutlaka değiştirilmesi gerektiğini belirten Karakaş, mevcut anayasa değiştirilmediği müddetçe Türkiye'nin önündeki normalleşmenin sağlanamayacağını ve özgür ve demokratik bir ülke olunamayacağının altını vurgulayarak, “Bu Anayasa değişmediği sürece demokrasi ve özgür bir ülke olamayacağız. Ulusal kimliği bir çerçeve içerisinde tanımlarsanız birileri doğal olarak o çerçevenin dışında kendini görecektir. Bu bağlamda Anayasa'nın 66. maddesinin tamamen kaldırılmasını istiyorum. Bu yasa vatandaşlık ve yurttaşlıkla bağdaşmıyor. Bir ırkı yücelten değil her ırka eşit mesafede davranan bir anayasa istiyorum. Ben Türk milliyetçiliğinden arınmış bir anayasa istiyorum. Türkiye'de büyük yalanlar var. Bunlardan biri Türk milliyetçiliği, diğeri de Atatürk milliyetçiliğidir. Yeni bir anayasa yapalım ve her türlü Türk göndermelerinin anayasadan çıkarılmış bir anayasa yapalım. Bunu çıkarırken de başka bir etnik kökenden etkilenmeyelim” diye ifade etti. BİREY VEYA TOPLUM LAİK OLMAZ, LAİK OLACAK DEVLETTİR İnsanların ve toplumların laik olamayacağını söyleyen Prof. Dr. Karakaş, ancak devletin laik olacağını belirterek, “İnsanlar diyorlar ki ben laikim. Bu çok şaşılacak bir şeydir. Birey veya toplum laik olmaz. Laik olacak devlettir. Herkesin diline, dinine, rengine ve ırkına bakılmaksızın eşit muamele gösteren bir düzen. Yani devlet her vatandaşa eşit durmak zorundadır. Anyasa maddelerinin birbiriyle çatışması Anayasanın Anayasaya aykırılığını teşkil eder. Teorik olarak Anayasa içerisinde birbiriyle çelişen maddelerin bulunmaması gerekirse de bunu her zaman sağlamak kolay değildir. Kanaatimce Anayasa'nın 136. Maddesi Anayasanın hem ÖZÜNE VE RUHUNA hem de 2.Maddesine açıkça aykırıdır. Cumhuriyetin niteliklerini açıklayan 2. Madde “TC devleti DEMOKRATİK, LAİK, ve SOSYAL, HUKUK DEVLETİDİR” der. 136 madde ise Anayasanın III. Kısmında Cumhuriyetin temel organları arasında yer alır ve “Diyanet İşleri Başkanlığı” başlığını taşır. Maddenin 1961 ve 1982 anayasalarındaki içerikleri farklıdır. 1961/m.154 “Genel İdare İçinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir der. 1982 anayasasında ise “Genel idare içerisinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir ” der. Öncelikle kısaca aradaki farka değinmekte yarar görüyorum. Dikkatle incelendiğinde yeni metne “LAİKLİK İLKESİ DOĞRULTUSUNDA” şeklinde bir ifade ilave edilmiştir. Aslında bu ifade ve diğer ilaveler iddia ve düşüncelerimin delili niteliğindedir. Demek ki Anayasayı yapanlar da böyle bir kurumun Laiklik ilkesine aykırı olacağı endişesini taşımışlardır. Ancak 1963 yılında Genel idare içerisinde yer alması öngörülen Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kurulmasıyla yeniden lâiklik ilkesinin ülkemizdeki izdüşümü tartışılmaya başlanmıştır. Çünkü lâik ve demokratik bir hukuk devletinde din işlerini genel idare içerisinde ve bir kamu kuruluşu sıfatıyla yürüten, teoride yasanın çizdiği sınırlar içerisinde olmakla beraber pratikte yetki sınırlarının da devlet tarafından kendisine ayrılan bütçe kadar net olarak hesaplanamadığı bir kurumun varlığı lâiklik ilkesinin ancak izdüşümüyle yetinen bir demokrasi silüeti olduğumuzu işaret etmektedir. 28 Şubat sürecinde Diyanet İşleri Başkanlığı'na fax çekenler kimlerdir ve o faxlarla bütün camii imamlarına gönderilen hutbeler neyin nesidir. Bu kurumun kurulması tamamen yanlıştır. Halkın istediği İslam değil de devletin istediği İslam! Türkiye laik olacaksa Diyanet İşleri Başkanlığı mutlaka genel idare dışına taşınmalıdır” şeklinde konuştu. ÇOCUKLARA OKUTULAN ADIMIZ KALDIRILMALIDIR Prof. Dr. Eser Karakaş “Türkiye'de Normalleşme Süreci” konulu konuşmasından sonra soru cevap kısmına geçildi. Soru kısmında konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Bingöl Şube Başkanı Nihat Aksoy, Bugünkü anayasayı hazırlayanların kendilerini denetim dışında tutmalarının kendileri açısından normal olduğunu söyledi. Aksoy, “Bizce tabiî ki anormal bir durum. Bu anayasayı değiştirmek zor olabilir. Ancak “Ne mutlu Türküm diyene” ilköğretim yönetmeliği gereği her gün iki defa çocuklarımıza okutuluyor. Hükümet için hunu değişmekte mi zor. Bunu Bakan bile değiştirebilecek yetkiye sahiptir” dedi. Program soru cevap kısmından sonra sona erdi. Mehmet Ali YILDIRIM Bingolonline Haber Servisi YORUM YAZIN
|
|