Bingöl - Zaza Dil Kültür ve Tarih DerneÄŸi DerneÄŸi BaÅŸkanı Ä°brahim Bukan, 21 Åžubat Dünya Ana Dil Günü nedeniyle 21 Åžubat PerÅŸembe günü saat 18.00'de kültür merkezinde zaza içerikli bir program düzenleneceÄŸini söyledi.
Programın içeriÄŸinde açılış konuÅŸmaları, Kaval gösterimi, öÄŸrenciler tarafından hazırlanan koro, ÅŸiir, türkü gösterilerimi, geçmiÅŸ klasiklerden dervon ve plaket takdiminin olacağını belirten Bukan, yaptığı açıklamada; “Türkiye'de ise 38 dil halı hazırda konuÅŸulmaktadır. Bu dillerin içinde 18 dil ise tehlike altındadır. UNESCO tarafından yayınlanan atlasa göre dünya genelinde konuÅŸulan dillerden 2.500'ü kaybolma tehlikesiyle karşı karşıyadır. UNESCO tehlike altındaki dilleri; “Kırılgan” ( vulnerable ), “Açıkça Tehlikede” (definitely), “Ciddi Anlamda Tehlikede” (severly) endangered), “Son Derece Tehlikede” (critically endangered) ve “KaybolmuÅŸ” (extinct) kategorileri altında ele almıştır. Dilin “kırılgan” olması sınırlı ÅŸekilde çocuklar tarafından konuÅŸulması ve ev ortamlarında ise fazla konuÅŸulmaması anlamına gelir. Türkiye'de konuÅŸulan dillerde “kırılgan” kategorisine giren diler “Zazaca, Çerkezce, Abhazaca, Adigece, Kabartayca”, gibi dilerdir. “Açıkça tehlikede” olan diler kategorisinde ise; çocuklar tarafından anadillerini öÄŸrenme oranları oldukça düÅŸük olması. Türkiye'deki dillerden bu kategoride ele alınan diller; Lazca, Abhazca, Süryanice, HemÅŸince, Pontus -Rumca, Romanca, Batı Ermenicesi'dir. Türkiye'deki dillerden “ciddi anlamda tehlikede” olan diller kategorisinde ise toplumun yaÅŸlıkları tarafından konuÅŸulan ve orta yaÅŸ tarafından anlaşılan ancak çocuklar tarafından bilinmeyen ve çocuklara öÄŸretilmeyen dilleri kapsıyor. Bu sınıflandırmaya göre Türkiye'deki dillerden, Gagauzca, Ladino ve Turoyo “ciddi anlamda tehlikede” kategorisindedirler. Zazaca'nın “kırılgan” diller arasında yer almasının temel nedenlerinden biri eÄŸitim dilli olmayışıdır. Ülkemizde Zazaca dilini bilen ve bu dile mensup yaklaşık 8 - 10 milyon kiÅŸi vardır. Dilimizin “kırılgan” kategorisine girmesi bizler açısından üzücü bir durumdur. Bu dile mensup olan her bireyin geçmiÅŸten devir aldığı kültürel deÄŸerlerini, kendi aidiyetini yaÅŸatması için buna karşı kendini sorumlu hissetmesi gerekir. “Dilden kopuÅŸ kökten kopuÅŸtur” kaygısıyla aileler çocuklarının köklerinden kopmaması için geçmiÅŸten devir aldıkları dil ve kültürel deÄŸerleri çocuklarına aktarmalıdır. Toplumsal sözleÅŸmemiz olan dilimize karşı hepimiz sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Zazaca dilinin yaÅŸayabilmesi için dilin ilk yaÅŸamsal ayağı; annenin geçmiÅŸten devir aldığı dil mirasını çocuÄŸuna devretmesi, aktarmasıdır. Evde, iÅŸ yerinde, arkadaÅŸ ortamında ve yaÅŸamımızın gerekli olan her alanında dilimizi konuÅŸursak, yaÅŸamımıza dokunan her ÅŸeyi dilimizce ifadelendirmeye çalışırsak dilimiz de bizimle birlikte geliÅŸir ve gelecek nesillerde yaÅŸam bulur” ÅŸeklindeki ifadelere yer verdi.