Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Genel Başkanı Resul Akay, başbakanın sözüne rağmen, çalışanların biriken kefaletlerinin ödenmediğini belirterek, “Şuanda iç hukuk devam ediyor. İç hukuk mücadelesinden sonra çalışanların kefaletleri ödenmezse konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyacağız” ifadesini kullandı.
BASK Genel Başkanı Resul Akay, Elazığ'da yapılacak olan bölge toplantısı öncesi, dün Bingöl PTT binasında sendika üyeleriyle bir araya gelerek yaşanan sorunları ve sıkıntıları dinledi. Sendika üyelerini ziyaret eden Akay, gündemdeki konularla ilgili bir takım açıklamalarda bulundu.
Doğu Anadolu Bölgesi'ne yaptığı gezi programı hakkında bilgi veren Akay, ocak ayı içerisinde gerçekleştirecekleri 'Genişletilmiş Doğu Anadolu Bölge Toplantısı' öncesinde Van, Erciş, Muş ve Bingöl'de sendika temsilcileri ile bir araya geldiğini ve Bingöl'den sonra Elazığ'a gideceğini söyledi.
Yapılacak toplantıya BASK'a bağlı sendika genel başkanları ve il, ilçe temsilcilerinin katılacağını belirten Akay, toplantıda hükümetin parlamentoya sunduğu Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı'nı, Kamu Personel Reformu'nu, referanduma götürülecek anayasa değişiklerini müzakere edeceklerini ifade etti. Memurlara yapılan yüzde 2 artı 2 maaş artışının bir sefalet artışı olduğunu da ifade eden Akay, toplantıda artışın gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha tartışacaklarını söyledi.
Türkiye Kamu-Sen tarafından sosyal güvenlik düzenlemesi ile ilgili 2008'in ilk maaş ödenme gününde ülkenin bazı kentlerinde eylemler gerçekleştirildiğini de anımsatan Akay, "Tabii sosyal güvenlik konusundaki eylemleri başından sonuna kadar destekliyoruz. Aslında bu sosyal güvenlik düzenlemesi değil, sosyal yıkım düzenlemesidir. Bu düzenlemenin reformla hiçbir ilgisi yoktur. Reform yeniliktir, yeni haklar vermektir. Oysa, yeni haklar verilmediği gibi, kazanılmış hakların ortadan kaldırılması söz konusundur. Ancak, bir konfederasyon memur maaş artışları ile ilgili bir eylem ortaya koydu. Bu eylemi manidar bulduğumu ifade etmek istiyorum. Yüzde 2'lik artışla ilgili eylem yapılmasından daha doğru bir şey olabilir mi? Olamaz ancak ben bu eylemi yapan sendikanın tutumu nedeniyle durumu manidar buluyorum. Çünkü bu sendika toplu görüşmelerde 29 Ağustos 2007 tarihinde hükümete sunduğu metinde, yüzde 2 artı 2'lik artışı talep etmiştir. Hükümet de bu talebi aynen karşılamıştır. Dolayısıyla, istenen bu orana karşı hükümetin bu talebi karşılamasından sonra eylem yapılmasını anlamak gerçekten mümkün değildir. O zaman aklın neredeydi? 29 Ağustos'ta neden 2 artı 2 talep ettiniz. Yani, hükümetten 4- 5-10 istemedin, 2 istemişsin ve 2 almışsın. Şimdi eylem yapıyorsun. Bu aslında siyasette gördüğümüz pişkinliğin sendikalara da yansımanın bir nişanesidir. Bunu kamu çalışanlarının çok iyi değerlendirmesi lazım. Bu şekilde bir eylem türü olmaz. Üstelik bu eylem sendika literatüründe pek yaşanmamış bir eylem türü. Yani işe bir saat geç gidilecek. İşe bir saat geç gitme diye hiç bir eylem türü duyulmamıştır. Zaten eylem de etkili olmamıştır. Bu sadece 'Dostlar alışverişte görsün' eylemidir. 29 Ağustos'ta talepte bulan bir konfederasyonun, 5 ay sonra talepte bulundukları artışı protesto etmesinin adı aslında 'İyi saatte olsunlar' eylemidir" dedi. Çalışanların biriken 276 Milyon YTL kefalet alacakları olduğuna da değinen Akay: “ bu konu ile ilgili Bingöl İl Temsilcimiz NihatDursun, bizzat başbakanla görüşerek konuyu izah etti. Başbakanda alacakların ödeneceği sözünü verdi. Bu rağmen bugüne kadar hiçbir ödeme yapılmadığı gibi, bir açıklamada yapılmadı. Bizde konuyu yasal yollarla çözmeye çalışıyoruz. Şuanda iç hukuk var. İç hukuk mücadelemizde sonuç alamazsak konuyu AHİM'e taşıyacağız. Ayrıca uzun yıllardır Türkiye gündemini meşgul eden başörtü sorunu ile ilgili olarak da şunu söylemek istiyorum. Hizmet alanlara kesinlikle müdahale edilmemeli ve Üniversiteye giden çocuklarımızın kılık kıyafetine bakılmamalıdır. Bu sorun biran önce çözülmelidir” açıklamasını yaptı.
BingolOnline/Bingöl Kent Haber