Akademisyenler fikirlerini paylaştıBingöl Belediyesi tarafından bir araya getirilen Bingöllü akademisyenler, Şehir ve Gençlik oturumlarında kente dair fikirlerini paylaştı. Oturumlarda, gençlik, güvenlik, ulaşım, temizlik, yaşam, kültür, konut, sağlık ve ticari alanlar ön plana çıktı.![]() Türkiye'nin farklı illerindeki üniversitelerde görev yapan Bingöllü akademisyenler, belediye tarafından düzenlenen programla bir araya geldi. Bingöl Üniversitesi Kongre Merkezi'nde Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Barca ve İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Hüsnü Gündüz moderatörlüğünde gerçekleştirilen ‘Şehir ve Gençlik' oturumlarında konuşan akademisyenler, şehir ve gençliğe dair fikirlerini paylaştı. İlk oturumun açılış konuşmasını yapan Barca, “Bingöl'ün insanını, hangi özelliklerde, hangi donanımlarda olmasını istiyor bizden. O zaman, şu soru gündemimize geliyor. Arzuladığımız, geliştirmek istediğimiz insan kuşağının oluşmasında, kimin ne tür bir rolü olabilir, bu rol ne tür çalışmalarla gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla liselerde uygulanabilecek, sokaklarda uygulanabilecek, şehrin kültür ve sanatında uygulanabilecek bir takım fikirleri tartışmaya açıyoruz. Fikirleri tartışmaya açarken, bir yönüyle tespitler, diğer yönüyle teşhisler söz konusu olabilir. Bunun için, akademisyenler olarak ne verebiliriz. Sivil toplum kuruluşlarında neler yapılabilir, devlet kuruluşlarında neler yapılabilir, aile bazında neler yapılabilir, yerel yönetimlerde neler yapılabilir ki daha iyi bir kuşak yetişmiş olsun” dedi. Barca'nın açılış konuşmasının ardından ilk sözü alan TBMM Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığı Başkan Yardımcısı Doç Dr. Abdulhakim Koçin, “Bir şehirde mutlu yaşamak için yapılması gerekenler vardır. Güvenlik, ulaşım, temizlik, yaşam alanları, konut, sağlık alanları, ticari alanlar çok önemli. Bunlar olmazsa mutlu yaşamak zordur” dedi. “GENÇLERİN İHTİYAÇLARINI İYİ BELİRLEMEK GEREKİYOR” Koçin, gençlik konusunda ise şunları söyledi: “Gençlerin ihtiyaçlarını iyi belirlemek gerekiyor. Bunlar maddi ihtiyaçlar, sosyal ihtiyaçlar ve ruhi ihtiyaçlardır. Maddi ihtiyaçlar hepimizin bildiği yemek, içmek, barınmak, giyinmek, eğlenmek gibi ihtiyaçlardır. Bir başka ihtiyaçlar sosyal ihtiyaçlar, yardımlaşma, dernekler, vakıflar, lokaller kurma ve bunları yaşatma ihtiyacıdır. Ruhi ihtiyaçlar dediğimizde de akla inanmak, özgürlüğe sahip olmak ve özgür yaşamak geliyor. Bunlar olmadan mutlu yaşamak mümkün değildir.” Koçin, ‘Bingöl için bir fikrim var' kampanyası başlatılarak şehir ve gençlere yönelik fikirlerin alınabileceğini söyledi. DİKEN: “YEMEK KÜLTÜRÜNDE ZAYIFIZ” Gençlerin para kazanabilmesi ve teşviklerden yararlandırılması gerektiğini belirten Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Diken ise, Bingöl'e dair şunları söyledi: “Şehirde araç sayısı artıyor. Otoparklar oluşturmalıyız. Yemek kültüründe zayıfız. Ama kahvaltı kültüründe gelişebiliriz. İlahiyatla ön plana çıkabiliriz. İlimizde medrese geleneği var. Modern kültürle entegre ederek adımlar atabiliriz. Turizm konusunda destinasyonlar oluşturabiliriz. Kayak ve doğa turizmi konusunda adım atabiliriz. Çeşitli toplum kesimlerine yönelik ilim meclisleri oluşturmalıyız. Mahallelerde kadın konuk evi, yaşlı konuk evi ve gençler için merkezler oluşturmalıyız.” BOLELİ: “BİNGÖL'DE KÜTÜPHANE EKSİKLİĞİ VAR” Mahallelerde kütüphane ve gençlik merkezleri açıklaması gerektiğini ifade eden Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Nusrettin Boleli, “Uzun yıllar İstanbul'da görev yaptım. İstanbul'da her ilçede gençlik merkezleri var. Belediyeler bu merkezlerde programlar düzenliyor. Bingöl'de kütüphane eksikliği var. Bingöl'ün mahallelerinde gençlik merkezleri ve kütüphaneler açılmalıdır. Bingöl'de yurt sorunu çok büyüktür. Bazı cemaatlerin yurtları var, öğrenciler şikayet ediyor: devlet bize ne kadar burs veriyorsa bu yurtlar hepsini alıyor diyorlar. Öğrenciler baskı altında. Öğrencilere yönelik yurt yapılmalıdır. Gençlerimize burs bulamıyor. Biz hocalar kendi maaşımızdan fakir öğrencilere burs veriyor ama şehirden burs alamıyoruz. Bingöl'deki zenginler öğrencilere burs vermiyorlar. Bu konuda da yardımcı olurlarsa iyi olur” diye konuştu. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Bingöl ise, Mahalleler yerine sitelerin kurulmasının insanları iletişimden kopardığını belirterek, yeniden mahalle kültürlerinin oluşması gerektiğini söyledi. GENÇLERE FIRSAT SUNMAK GEREKİYOR Gençlerin değerleri sahiplenebilmesi için onlara bazı fırsatlar vermek gerektiğini kaydeden Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Sadi Seferoğlu, “Bilişim teknolojilerini en çok kullanan genç nesildir. TÜİK araştırmaları, özellikle sosyal medya olarak bilinen yapıyı en yoğun şekilde kullananların gençler olduğunu söylüyor. Bu teknolojiyi eğer bizim çocuklarımız, gençlerimiz kullanıyorsa bizim onlarla birlikte onların yanında olmamız gerekiyor. Gençlerin bu yapıyı nasıl kullanmasını konusunda beceri kazandırmak gerekiyor” dedi. Alparslan Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mehmet Kılıçarslan ise, “Bingöl'de biraz daha kamu etkisinin fazla olması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle sayın bakanımızın öncülüğünde bölgedeki bazı kuruluşların buraya getirilmesi gerekiyor. Çevre şehirlere baktığımızda bölgesel bazlı kuruluşun buralarda yapıldığını görüyoruz. Özellikle bu kuruluşlardan bazılarının Bingöl'e getirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. GEÇER: “KÖYLERİ DÖNÜŞTÜREBİLİRİZ” Köylerin dönüştürülerek, şehirdeki insanların köylere çekilebileceğini vurgulayan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ekmel Geçer ise şunları kaydetti: “Ötekileştirici bir dilimiz var gibi geliyor bana. Bu toprakların tasavvuf kültürünün evrensel insan yetiştirme boyutunda çok katkılarının olduğuna inanıyorum. Ama sanki evrensel insan yetiştirme yerine zihindeki dindar insan yetiştirme profili bana biraz problemli geliyor. Yani herkese açık olan, ötekileştirilmeyen, farklı düşündüğü için veya farklı inandığı için ötekileştirilmeyen, ayrımcılığa maruz bırakılmayan insanların olduğu bir Bingöl bence daha kıymetlidir. Tasavvuf kültürü de bize bunu söylüyor. Bingöl'de dün bazı köyleri gezme fırsatım oldu. İngiltere'de zenginlerin, toprak sahiplerinin, daha çok elit kesimlerin yaşadığı yer köylerdi. Biz de köyleri dönüştürebiliriz. Çok yeşil köylerimiz var. Köy hayatı daha profesyonelleştirilerek, şehirdeki insanlar köylere çekilebilir yâda köydeki insanlar, köydeki gençler yetiştirilerek köy hayatına katkıda sunulabilir. Bizim şehirlerimiz çok uzun yıllar planlanarak yapılmıyor. Bingöl yeni oluşan bir şehir planlama uzun yıllar düşünülerek planlanırsa güzel olur. YORUM YAZIN ![]()
|
|