Dr. Ali Erkış, 5 Temmuz 2010 tarihinde geçilen Aile Hekimliği ile ilgili gazetemize bilgi verdi.
Sağlık Bakanlığı tarafından 5 Temmuz 2010 tarihinde aile hekimliği sistemine geçilmesi yoğun uğraşlar sonucunda geçildiğini aktaran Dr. Erkış, aile hekimliği sistemine yeni geçilmesi nedeniyle başlangıçta bazı zorluklarla karşılaşılacağını ancak yapılan çalışmalarla bu sorunların giderileceğini ifade ederek, “Bir haftalık dönem boyunca Bingöl halkının aile hekimliğine olumlu yaklaştığını gözlemledim. Halkımızın bu konuda daha da bilinçlendirilmesi ile aile hekimliği Bingöl de çok kısa sürede sağlıklı sonuç verecektir” dedi.
“Aile hekimi, anne karnındaki ceninden, en yaşlı bireyine kadar bütün aile fertlerinin sağlığından, ailenin sağlıkla ilgili sorunlarından ve hastalıklarından sorumludur” diyen Erkış, sağlıklı bir toplumu oluşturacak en küçük toplumsal birimi yani aile fertlerini koruyucu, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetini sunacağını belirterek, “Bireyin sağlıkla ilgili tüm sorunlarını ele alırken, fiziksel, psikolojik ve sosyal faktörleri bir bütün halinde değerlendirerek çözüme ulaşır. Kişinin yaşadığı ortamı, aile ilişkilerini ve mevcut sorunların geçmişini bilir. Hizmet sunduğu toplumu her yönüyle tanır, aile, çevre ve iş ilişkilerini değerlendirir. Aile hekimi bunu, kendisine kayıtlı olan nüfusla uzun süre birlikte olarak sağlayabilir. Aile hekimi hastayı daha ileri bir merkeze ya da başka bir dal uzmanına sevk etmesi gerektiğinde, onun en doğru bilgilerle gitmesini sağlayarak, yüksek maliyetli ikinci basamak sağlık hizmetlerinin daha etkin biçimde kullanımını sağlayabilir. Aile hekimliği hizmeti toplumun belli kesimleriyle sınırlı değildir; yaş, cins, sosyal sınıf, ırk ve din farkı gözetmeksizin herkes içindir. Kolay ulaşılabilir olma özelliğini taşır. Bu ulaşılabilirlik hem bölgesel, hem kültürel anlamdadır. Aile hekimliği hizmeti, hastalık merkezli olmaktan çok birey merkezlidir. Aileye yöneliktir. Sorunlar aile temelinde ve kişinin sosyal çevresi göz önüne alınarak değerlendirilir. Topluma yöneliktir. Hastanın sorunları, toplum içinde, hastanın yaşadığı çevre göz önüne alınarak değerlendirilir sorunlarından haberdar olmalıdır” diye konuştu.
Yurt dışında pek çok gelişmiş ülkede aile hekimliği adı altında bir sistemin mevcut olduğunu hatırlatan Erkış, “Bu sistemin asıl amacı, birinci basamakta tedavi edilebilecek olan büyük bir hasta grubunun ikinci basamak ve üçüncü basamak kurumlarına gitmeden tanı ve tedavilerinin daha hızlı ve süratli yapılması, zaman ve işgücü kaybının önlenmesi ve eğitim hastanelerinin birinci basamak tedavi yükünün azaltılarak, asıl işlevleri olan öğrenci ve asistan eğitimi ile bilimsel faaliyetlerine, araştırma faaliyetlerine daha çok zaman ayırabilmeleri ve daha karmaşık olguları daha etkin bir biçimde tedavi edebilmelerine imkan vermek içindir. Ülkemizde de Avrupa Birliği Üyeliği kapsamında bu çalışmalar süratle yapılmakta olup, yakın gelecekte bu sistem tüm illerimizde devreye girecektir. Birinci basamak ve kısmen ikinci basamak hizmetleri böylece daha etkin bir şekilde verilebilecek ve ikinci ve üçüncü basamak olarak tanımlanabilecek olan hastaneler ve üniversite hastanelerinin de daha iyi ve kaliteli sağlık, sağlık eğitimi vermeleri sağlanabilecektir” şeklinde konuştu.