8 Mart Dünya Kadınlar Gününü Kutladılar‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü' münasebetiyle çeşitli siyasi parti ve derneklerden kutlama mesajları yayınlandı..![]() Bingöl kadınının sosyal yaşama rengini vermesi ve sosyal hayatın paydası olması gerektiğini söyleyen Karasu; “Kadının rol ve statüsünü etkileyecek unsur ise üretici bir kimlikle mümkündür” ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü' sebebiyle yaptığı açıklamasında kadın sorununun, Bingöl'ün ve Türkiye'nin en önemli sorunu olduğunu ileri süren Bingöl Sosyal, Kültürel ve Ekonomik Kalkınma Derneği (BİN-DER) Başkanı Doğan Karasu; “Kadın, geri kalmışlık sorununun önemli bir parçasıdır. Kadını çözümün bir aktörü olarak görmediğimiz sürece mevcut sıkıntılarımız sürecektir, sıkıntıların çözümü de mümkün olmayacaktır. Kadının, sosyal bir payda olarak, çözümün bir parçası olarak algılanmaması bir eksiklik olduğu gibi, bunun devamı sorunlarımızın artarak devam etmesi anlamına gelmektir” dedi. Kadının çalışma hayatında yer almıyor oluşu, temsil gücünün zayıflığı, aile içindeki rolünün aktif olmaması, statükonun kadına biçtiği rol, üretim ilişkilerinde kadının etkin olmayışı ve geleneğin tanıdığı hareket alanının kadını etkisizleştirdiğini aktaran Karasu, kadının, eğitimde, sosyal hayatta, ticarette, değişim ve dönüşümde, temsilde, inisiyatif belirlemede ve karar alma süreçlerinde etkin olması gerektiğini vurguladı. Karasu, şöyle devam etti : “Kadının üretici bir rolünün olmaması, kültürel yapının oluşturduğu kadın algısı, kadının kendi geleneksel rolünü benimsemiş olması ve benzeri etkenler kadının sosyal hayata katkıda bulunmasını engellemektedir. Bingöl kadını sosyal yaşama rengini vermeli, sosyal hayatın paydası olmalıdır. Kadının rol ve statüsünü etkileyecek unsur ise üretici bir kimlikle mümkündür. Kadının kendisi, toplum hayatı ve insanlığın geleceği için kadın algımızın değişmesi şarttır. Bunu sağlayacak dinamik ise kadının kendisine olan inancı ve kararlılığıdır” Bingöl Sosyal, Kültürel ve Ekonomik Kalkınma Derneği (BİN-DER) --------------------------------------------------------------------------- “Konuşamadıklarını konuştular” Türkiye Körler Federasyonu Kadın Komisyonu'nca düzenlenen etkinlikte konuşan engelli kadınlar; “Bizler çocuğu olmayan kadınların kuması olmak istemiyoruz. Özrümüzden dolayı yaşlı entelektüel düzeyi düşük kişilerle zorla evlendirilmek istemiyoruz” Türkiye Körler Federasyonu Kadın Komisyonu'nca Ankara'da ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü' münasebetiyle engelli kadınlara yönelik bir etkinlik düzenlendiğini bildiren Altınokta Körler Derneği Bingöl Şube başkanı Hüseyin Artukarslan, engelli kadınların bugüne kadar anlatamadığı sorunların bu etkinlikte dile getirildiğini belirtti. Üst düzey kadın yöneticiler, kadın örgütlerinin temsilcileri ile çeşitli üniversitelerin kadın temsilcilerinin katıldığı etkinlikte konuşan engelli kadınların yaşanılan tabloyu gözler önüne serdiğini aktaran Artukarslan, bayanların söylediklerini şöyle anlattı: Kadınlar: “Sömürünün, ayrımcılığın, şiddetin, savaşların, yoksulluğun, sürekli arttığı günümüzde biz kadınlar sesimizi duyurmak taleplerinizi kazanmak için mücadeleye devam ediyoruz. Bu mücadelede biz engelli kadınlar da varız. Çünkü geleneksel anlayışın ve ön yargının etkisiyle bizi toplumun aciz, işe yaramaz, zavallı görmesini istemiyoruz. Toplumsal cinsiyetin kadına yüklediği ev işi çocuk bakımı gibi rolleri biz görme özürlü kadınların, engelli kadınların yerine getirmeyeceği anlayışı hakimdir. Bu rollerin kadına özgü olmadığını kabul etmemize rağmen kendimizi kabul ettirmek için yerine getirmek zorunda kalıyoruz. Bizler çocuğu olmayan kadınların kuması olmak istemiyoruz. Özrümüzden dolayı yaşlı entelektüel düzeyi düşük kişilerle zorla evlendirilmek istemiyoruz. Bizler özgürce beyaz baston kullanarak sokağa çıkıp rahatça yürümek istiyoruz. Sokakta yürürken niçin yalnız yürüyorsun, sahibin yok mu? Gibi aşağılayıcı ifadelere maruz kalmak istemiyoruz. Görme özürlü erkelere oranla eğitim, sosyal ve duygusal yaşamda daha fazla engelle karşılaşıyoruz. Yukarıda saydıklarımız, yaşadığımızın sorunların yalnızca küçük bir bölümü. Biz bu sorunların ancak görme özürlü kadınların bir araya gelmesi, örgütlenmesi ve birlikte mücadele etmesiyle aşılanacağını inanıyoruz. Savaşlarda sakat kalan kadınların bizim sayımıza eklenmesi önemli bir sorundur. Irak'ta 3 Martta idamı istenen; emperyalizme karşı direnen üç kadının mücadelesi de bizim mücadelemizdir. Altınokta Körler Derneği Bingöl Şubesi ---------------------------------------------------------------------------------------------------- “Toplumun Gerçek Eğitimcileri Kadınlardır” ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü' münasebetiyle Eğitim Bir-Sen Bingöl Şube Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, toplumun gerçek eğitimcilerinin kadınlar olduğu vurgulandı. Eğitimin ailede başladığı, ailenin temelini ise “anne” olarak kadının oluşturduğu ifade edilen açıklamada, “Bu bakışla, toplumların gerçek eğiticilerinin, adeta kurucu unsurunun kadınlar olduğunu söylemek mümkündür” denildi. Kadın eğitimciler ve yaşadıkları sorunlara dikkat çekilen açıklamada; “Öğretmen, memur, hizmetli olarak görev yapan 300 bin'i aşkın kadının çalışma hayatı içinde karşılaştıkları güçlükleri, kadın ve anne olmanın getirdiği ek sorumlulukları hepimiz biliyoruz aslında. Bu sorunların çoğu diğer eğitimcilerin beklentilerinden farklı da değildir. Daha adil bir ücret dağılımı istiyor kadın çalışanlar, daha insani bir iş ortamı, daha müşfik ve himayeci bir yönetim istiyor. Çocuğunu bırakabileceği uygun bir kreş istiyor. Doğum öncesi ve sonrasında yeterince izin istiyor. Çocuğunun bakım masraflarına yetecek miktarda göstermelik olmayan çocuk yardımı istiyor. Kılık kıyafetinden ötürü ayrımcılığa ve baskıya maruz kalmamak istiyor. Her türlü tacizden ve şiddetten uzakta ve güven içinde çalışmak istiyor. Hepsinden önemlisi ailesinin parçalanmamasını, eşinden ve çocuklarından ayrılmadan çalışabilmek için, aday ya da asil ayrımı yapılmaksızın tayinlerde aile birliğinin korunmasına titizlik gösterilmesini istiyoruz” ifadelerine yer verildi. İşgalci emperyalist güçlerin baskısı altındaki Irak'ın kardeş halkından idama mahkûm edilen üç kadını, Dünya Kadınlar Günü'nün sembol isimleri olarak gördüklerinin belirtildiği açıklamada; “Her günün kadınların olduğu bilinciyle tüm kadınlarımızın gününü kutluyoruz” denildi. Eğitim Bir-Sen Bingöl Şube Başkanlığı ----------------------------------------------------------------------------------- ‘Kadın erkek eşitsizliği bulunuyor' Eğitim-Sen Bingöl Şubesi Yönetim Kurulu, 8 Mart Kadınların Uluslar Arası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada, kadın ve erkek arasında ciddi bir eşitsizlik bulunduğunu belirtti. Eğitim-Sen Bingöl Şubesi Yönetim Kurulu 8 Mart dünya Kadınlar günü ile ilgili yazılı açıklamada bulundu. Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınların, toplum içinde, çalışma yaşamında, ailede ve siyasal alanda erkeklerle aynı olanakları paylaşmadığının belirtildiği açıklamada, siyasal temsil, mülkiyet, medeni haklar ve eğitim haklarından yararlanma gibi açılardan kadınlarla erkekler arasında derin bir eşitsizlik bulunduğu kaydedildi. Bu durumun, cinsiyet eşitsizliğini sadece bir cinsin sorunu olmaktan çıkartıp, bütün ezilenleri ilgilendiren toplumsal bir sorun haline getirdiğinin aktarıldığı açıklamada; “Günümüzde kadınların emeklerine, bedenlerine ve kimliklerine el koyma, kapitalizmin temel yapısal bir özelliğidir.Cinsiyetçi ideoloji kapitalist sömürü düzenin işleyişinde, kültür, eğitim, medya, siyasi partiler, aile, din, hukuk gibi kurumlarda yeniden üretilmeye devam ediyor. Kadın erkek rol ve görev ayrımı, kadınların sadece ev içinde değil, toplumda ve çalışma yaşamında da ezilmesine ve ayrımcılığa uğramasına yol açıyor. Bu nedenle eşitsizliği gidermeye yönelik özel bir duyarlılığın oluşması yönünde başta hükümet olmak üzere, tüm kurumlar, sivil toplum örgütleri ciddi bir çalışma yürütmelidir.Türkiye'de kadınlar yoksulluk, şiddet ve cehalete karşı mücadele ediyorlar!Tüm iktidar ilişkilerinin yeniden üretiminde kilit rol oynayan eğitim ve okul, cinsiyete dayalı eşitsizliklerin yeniden üretiminde de önemli bir rol oynar. Ancak aynı ölçüde kadınların güçlendirilmesi sürecinde de etkili bir araç olabilir. Ülkemizde okur-yazar olmayan nüfusun %66'sını kadınlar oluşturuyor. Özellikle eğitimin paralı hale gelmesi, kız çocukları için bilgiye ve mesleğe ulaşmayı lüks hale getirmiştir” denildi. Kadına yönelik şiddet insan hakları ihlalidir! Cinsiyete dayalı şiddetin, ataerkil toplumsal yapı ve değerlerin bir yansıması olduğunun ifade edildiği açıklamada, namus cinayetlerinin şiddet yelpazesinin bir ucu olduğu vurgulandı. Türkiye'de, kadına yönelik her türlü ayrımcılığın yanı sıra fuhuşun, aile içi şiddetin, ekonomik ve siyasal şiddetin her geçen gün daha da tırmandığının belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi. “Bir bütün olarak toplumun tüm birimlerinde yükselen şiddet dalgası artık kaygı verici boyutlara ulaşmıştır.Bizler anne, eş, işçi olmadan önce üreten ve değer yaratan eşit haklara sahip yurttaşlarız.Adil ve eşit ücret, güvenceli ve sağlıklı koşullarda, onurumuza saygı gösterildiği bir ortamda çalışma hakkına ulaşmak için örgütleniyoruz.Hiçbir gelenek-görenek, ideoloji, din, ekonomik-politik sistem bizlerin töre ve namus adına öldürülmemizi, siyasal ve sosyal yaşamdan dışlanmamızı, emeğimizin ikincilleştirilmesini haklı gösteremez. Bizler, bütün insanların cinsiyet, etnik köken, ulusal ve dinsel kimlik, cinsel yönelimine bakılmaksızın eşit hak ve özgürlüklerden yararlandığı, demokratik çalışma hayatı, kadınların eşitlik hakları ve demokratik bir Türkiye için mücadele edeceğiz!” Bu 8 Martta hükümetten taleplerimiz; •Ücretsiz doğum iznine ayrılan kadınların izinde geçen süreleri emeklilikten sayılmalıdır. Emeklilik keseneği işveren tarafından karşılanmalı ve kademe ilerlemesi kesintiye uğramamalıdır. •İş yerlerinde kreş ve çocuk bakım ünitelerinin açılmalıdır. •Boşanmış ve çocuğu ile yaşayan kadınlara verilen çocuk yardımı günün ekonomik koşullarına göre düzenlenmeli ve kadınların aile yardımından yararlanmalarını sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır. •Kamuda terfi ve yükselmelerde kadına yönelik ayrımcılığın ortadan kalkması için gereken önlemeler alınmalıdır. •Eğitim alanında cinsiyetler arasında eşitliği sağlamak için olumlu eylem programları geliştirilmeli; Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde “Eşitlik Komisyonu” oluşturulmalı, eğitim programlarının her düzeyinde ve içeriğinde, ders kitapları ve materyalleri cinsiyetçi referanslardan arındırılmalı, eğitimin her aşamasında toplumsal cinsiyetle ilgili dersler ve konular yer almalıdır. Eğitim-Sen Bingöl Şubesi Yönetim Kurulu ----------------------------------------------------------------------------------- “Kadınlar hayatlarımızın diğer yarısıdır” Beçene; “Hayatımızın diğer yarısı olan kadına yönelik mağduriyetlerin kaldırılması ve ihlallerin giderilmesi için herkes üzerine düşen görevi yerine getirmeli” Memur-Sen Bingöl İl Başkanlığı Sekreteri Ali Beçene, Dünya Kadınlar Günü'nün, 1857 yılında New York'ta tekstil sektöründe çok ağır şartlar altında çalıştırılan kadınların ayaklanmasıyla başlayan ve süreç içinde resmiyet kazanan 8 Mart Kadınlar Günü tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çeşitli oluşumların, etkinliklerle kadına bakışının değerlendirildiği bir gün olduğunu belirtti. Kadın konusunun, modernleştirilme ve batılılaştırma politikacılarının vazgeçilmez unsurlarından biri olduğunu aktaran Beçene, bu politikalarla kadının konumunun yeniden şekillendirilmeye çalışıldığını, aile içindeki yerinin toplumsal hayata katılış biçiminin ve giyiminin toplumsal dönüşümü sağlamaya bir araç olarak kullanıldığını kaydetti. ‘Küresel sistem kadın konusunu da tıpkı demokrasi, insan hak ve hürriyetleri kavramlarını sömürdüğü gibi sömürmekte ve kadını hem dişiliği ile hem de temel sorunları ile sömürmektedir'diyen Beçene, “Çağdaş, özgürlük ve demokrasi” söylemleri ve uyguladığı politikalarla; uzun yıllar Dünya'da, kadını ve toplumu sürüleştirip, bir yandan kadını küresel kapitalizmin yaşam tarzına uymaya zorlamakta, bir yandan da tüketim kültürünün potansiyel pazarı- aracı ve birer cinsel meta durumuna düşürmek istemektedir. Kadın, fiziksel gücü bir üstünlük aracı olarak telakki eden zihniyetlerin hakim olduğu hemen her devirde ezilen ve haksızlığa uğrayan bir varlık olagelmiştir” dedi. Demokratik olduğu söylenen ülkelerde bile durumun pek farklı olmadığını söyleyen Beçene, ABD'den Avrupa ülkelerine kadar birçok “demokratik” ülkede, eşleri veya arkadaşları tarafından aşağılanan, şiddete maruz kalan, hatta öldürülen kadın sayısının tahminlerin çok ötesinde kabarık olduğunu vurguladı. Gelişmiş olduğu ifade edilen ülkelerde bile eğitim ve çalışma hayatında yaygın bir şekilde kadınlara karşı ayrımcılık yapıldığını ifade eden Beçene; “Bir kısım medya organları; aileyi-kadını koruyucu tarz programlar yapmak yerine, kadını, kadın vücudunu ekonomik reyting veya farklı nedenlerle yeri geldiğinde istismar etmektedir. Bu medya, özgürleştirme ve modernleştirme adına televole, gelin-kaynana ve benzeri sosyete görüntüleri, evi gazinoya çeviren programlarla kadını öz benliğinden, iffetinden koparmakta, kadın bedenini pazarlamakta, adeta bir meta haline getirmektedir. Çocuklarda dahil olmak üzere tüm aile bireylerinde ahlaki yozlaşmaya ve ailenin parçalanmasına sebep olmaktadır” diye konuştu. Beçene, şöyle devam etti: “Bölgemizde ise kadın, bu dış etkilerin yanında, binlerce köyün boşaltılmasından kaynaklanan göç sorununun oluşturduğu tahribatlar, fakirlik, koca dayağı, işsizlik, fuhuş ve ahlaki yozlaşma, bunalım, intihar girişimleri, eğitimsizlik ile sosyal alanda tecrit edilme gibi sorunlarla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Töre gerekçesiyle öldürülen, aynı işte çalıştığı halde daha az ücret alan, emekleri sömürülen, aile içi şiddete maruz kalan, inancı nedeniyle dışlanan hep kadınlar olmuştur. Memur-Sen olarak; hayatımızın diğer yarısı olan kadına yönelik mağduriyetlerin kaldırılması, ihlallerin giderilmesi için, toplumun kadın hakları yönünden doğru bir perspektifle eğitilmesi, manevi değerlerin sağlamlaştırılması, dini özgürlük ve eğitim hakkının önündeki engellerin kaldırılması, kadının kişilik hakları, mal ve can güvenliğinin sağlanması için başta devlet yetkililerinin, yerel yönetimlerin, STK'ların ve halkın üzerine düşeni yapmasının bir insanlık görevi olduğunu hatırlatırız” Memur-Sen Bingöl İl Başkanlığı ---------------------------------------------------------------------------------------------------- İHD kadınlara yönelik hak ihlallerine son verilmesini istedi Güleryüz: "Namus cinayetleri yargısız infaz türüdür ve başörtüsü yasağı da ciddi bir hak ihlalidir" İnsan Hakları Derneği (İHD) Bingöl Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Devrim Güleryüz, kadına yönelik her türlü şiddetin temel insan hakları ihlali olduğunu belirterek, namus cinayetlerinin yargısız infaz türü, başörtüsü yasağının ise ciddi bir hak ihlali olduğunu belirtti. Genç Caddesi üzerindeki dernek bürosunda bir basın açıklaması yapan Güleryüz, kamusal yaşamda eğitim ve yaşamın tüm alanlarındaki başörtüsü yasağı uygulamasına son verilmesi gerektiğini söyledi. Berdel, beşik kertmesi, çok eşlilik, zorla bekaret kontrolü gibi uygulamaların, işkence türü ve kadına yönelik ciddi hak ihlallerinden olduğunu anlatan Güleryüz, "Siyasete girmek isteyen kadınlara eğitim verilmeli ve onlara destek olunmalıdır. İstihdam alanında kadınlara karşı negatif ayrımcılık önlenmeli ve bütün kadınlar çalışma hakkından yararlanabilmelidir. Engelli kadınların, kadına yönelik şiddete ilişkin her türlü bilgi ve hizmete ulaşmaları sağlanmalıdır. Kadının ev içi üretiminin görünür kılınması konusunda politikalar üretilmelidir" dedi. Açıklamasında, demokrasinin, her türlü eşitsizliğin giderilmesinden geçtiğini ifade eden Güleryüz, "Ancak demokratikleşme düzeyi ne olursa olsun, dünyanın birçok coğrafyasında kadınların eşitsiz konumları ile maruz kaldıkları her türlü şiddet, ağırlaşarak devam etmektedir. Kadının özgürleştiği bir toplumun özgürleşeceğine; kadının insan haklarına saygılı bir toplumun demokratikleşeceğine inanmaktayız" diye konuştu. Güleryüz, İHD Bingöl Şubesi olarak 'Kadınlar Günü' münasebetiyle yurdun çeşitli yerlerindeki cezaevlerinde bulunan 20 tutuklu ve hükümlü kadına, günlerini kutlamak amacı ile kartpostallar gönderileceğini de kaydetti. İHD Bingöl Şubesi -------------------------------------------------------------------------------------------------- Kadın-Erkek Eşitliği Sağlanmalı! Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Teşkilatı Kadın Kolları Başkanı Kaygalak, kadın ve erkeğin, hayatın her alanında eşit haklara sahip olması gerektiğini belirtti. ‘8 Mart Dünya kadınlar günü' nedeniyle bir açıklama yapan CHP Kadın Kolları Başkanı Sema Kaygalak, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması gerektiğini belirtti. ‘Hayatın her alanında birlikte olması gereken kadın ve erkekle yaşam var olmakta, nesillerin devamı sağlanmaktadır' diyen Kaygalak; “Ne acıdır ki Dünya'da ve Türkiye'de kadına yönelik şiddet devam etmektedir. Kadın ve erkeğin konumu eşit değildir. Oysaki ikisi de insan, ikisi de birer beden ve ruh taşımaktadırlar. İlahi adalet karşısında, hukuk karşısında da yaptıkları suçların cezasını, iyiliklerin mükâfatını gören kadın erkek artık hayatın her alanında eşit haklara sahip olmalıdırlar” dedi. Kadınların uğradığı taciz ve saldırıların, bölgede töreden kaynaklanan hakaret ve cezalandırmaların son bulması gerektiğinin altını çizen Kaygalak, tüm Bingöllü hanımların Kadınlar Günü'nü kutladı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Teşkilatı Kadın Kolları ----------------------------------------------------------------------------------- BingolOnline / Bingöl Kent Haber YORUM YAZIN ![]()
|
|