6 bin 750 öğrenciyle yeni dönemBingöl Üniversitesi Akademik Yılı Açılış Töreni yapıldı. Rektör Prof. Dr. Baydaş, üniversitelerin birinci görevinin, ülkenin kalkınması için eğitim ve öğretimle gerekli olan insan kaynağını yetiştirmek olduğunu söyledi.![]() Bingöl Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu'nda düzenlenen Bingöl Üniversitesi 2012-2013 akademik yılı açılış törenine, Bingöl Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Belediye Başkan Vekili Ahmet Gündoğdu, Bingöl Cumhuriyet Başsavcısı Hakan Ceran, Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş, kurum amirleri, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Haftasonu geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden İlahiyat Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Şeyma Çokparlamış ve şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan programın açılış konuşmasını Öğrenci Konseyi Başkanı Abdurezzak Turgut yaptı. Turgut'un akabinde konuşan Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Baydaş: “Öncelikle, elim bir kaza sonucu vefat eden İlahiyat Fakültemizin 2. Sınıf öğrencisi Şeyma Çokparlamış kardeşimize Allahtan rahmet diler, aynı kazada yaralanan Esra Şevli, Hülya Gelener ve Fatma Ayşe Zengin'e acil şifalar diliyorum. Bu arada bu alanda başka kazaların olmaması için de yetkililerin bir an önce tedbir alarak üst geçitler yapması ve ışıklı kavşaklar oluşturması için de çağrıda bulunmak istiyorum. Maddi karşılığı ne olursa olsun insan hayatından daha önemli olmayan bu nevi tedbirlerin alınmasının behemehâl sağlanması gerekir” dedi. “6 BİN 750 ÖĞRENCİ SAYISINA ULAŞTIK” Bingöl Üniversitesi'nin çalışmalarına değinen Prof. Dr. Baydaş: “Üniversitelerin birinci görevi, ülkenin kalkınması için eğitim ve öğretimle gerekli olan insan kaynağını yetiştirmektir. İkinci görevi, ülkenin bilimsel ve teknolojik gelişmesine katkıda bulunmak üzere bilimsel çalışmalar yapmak, üçüncü görevi de toplumun her kesimiyle bütünleşerek ürettiği bilgileri toplumun yararına sunmaktır. Bu temel asli görevleri yerine getirebilmek üzere yeni kurulan bir üniversitenin bunu yapabilmek için gerekli fiziki alt yapısını tamamlaması ve nitelikli insan kaynaklarına sahip olması gerekmektedir. Bingöl Üniversitesi olarak, orta vadede hedeflediğimiz 11 bin öğrenci sayımız için gerekli olan alt yapının yüzde 80'inini tamamlamış durumdayız. Bugün itibariyle 145 derslik ve laboratuvar sayısına ulaştık. Merkezi laboratuvarımız hem akademik personelimizin bilimsel araştırmalarında hem de hemşerilerimizin ihtiyaçlarını karşılamada gerekli olan donatılarla teçhiz edilmiştir. Öğrencilerimizin ve personelimizin kullanımına sunulmak üzere bin kişilik kapalı spor salonumuz tamamlanmıştır. Öğrencilerimizin ve personelimizin dini vecibelerini yerine getirmek için Bin 500 kişilik bir cami inşaatı devam etmektedir. Dört yıl gibi kısa sürede tamamladığımız bu fiziki alt yapıya ilaveten bugün itibariyle 6 fakülte, 3 Yüksekokul, 5 Meslek Yüksek Okulu, 3 enstitü ve 6 araştırma merkezimiz faaliyet göstermektedir. Üniversitemize kazandırmak istediğimiz Diş Hekimliği Fakültesinin de müracaatı yapılmış olup YÖK tarafından onaylanmasını bekliyoruz. Sayın Bakanımızın da bu konuda YÖK nezdinde girişimleri var, umarım yakında olumlu bir haber alabiliriz. İlk göreve başladığımızda 4 yılın sonunda 5 bin öğrenci kapasitesine ulaşmayı hedeflemiştik. Bugün itibariyle ön lisans, lisans ve yüksek lisans olmak üzere toplam 6 bin 750 öğrenci sayısına ulaşmakla hedefimizi çok aşmış durumdayız. Bu öğrencilerimize eğitim ve öğretimlerinde destek olan toplam 17 profesör, 19 doçent, 76 Yrd. Doçent, 64 Öğretim Görevlisi, 23 Okutman, 2 uzman ve 165 Araştırma Görevlimiz bulunmaktadır. Böylece Üniversitemizde toplam 366 akademik personel bulunmaktadır. İdari personelimizin sayısı ise 206'dır. Daimi işçi statüsünde çalışan 30 hizmet alımıyla alınan personel sayısı ise 110 civarındadır. Toplamda ise 712 kişilik bir aile oluşturmaktayız” ifadelerini kullandı. ‘Üniversitelerin başarılı olmalarını sağlayanlar siz değerli öğretim elemanlarısınız' diyen Prof. Dr. Baydaş: “Sizleri bu amaçla başarılı görmek isterken çalışma şartlarınızın da iyileştirilmesi için azami gayret sarf ediyoruz. Bu ay sonunda teslim edilecek yeni lojmanlarla tüm öğretim üyelerimizin yanında 16 öğretim görevlisi ve 16 idari personelimiz de kampüs alanımızdaki güvenli lojmandan yararlanmış olacaktır. Nazi Almanyasından ABD'ne göç eden bir profesörün akademisyenler için ifade ettiği şu sözler çok manidardır. ‘Cübbe giymeye hak kazanmış üç meslek grubu vardır. Bunlar, hâkimler, din görevlileri ve öğretim üyeleridir. Bu giysi, giyen kişinin olgun bir düşünce yapısına sahip, kararlarında bağımsız, kendi vicdanına ve tanrısına karşı sorumlu olduğunu gösterir. Cübbe, birbiriyle yakından ilgili üç mesleğin iç bağımsızlığını simgeler. Bunların, baskı altında çalışmaya zorlanabilecek ve dışarıdan gelebilecek baskıya boyun eğecek en son meslekler olması gerekir. Hâkimler mahkemenin kendisi; profesörler öğrencilerle birlikte üniversitenin kendisidirler' Bu ifadelerden anlaşılan şudur ki: Üniversite hocalarımız düşünce ve ifade özgürlüğü bakımından ayrıcalıklı haklara sahiptirler. Üniversite olarak bu ayrıcalıklı haklarımızın farkında olmamız ve ürettiklerimizi halka sunmakta tereddüt etmememiz gerektiğine inanıyorum. Toplumların genlerine işlemiş gerçekleri saklamanın veya buzdolabına kaldırmanın veyahut da bunların varlığını kabul etmemenin hiç bir yarar getirmediğini herhalde en iyi ülkemiz bilmektedir. Ülkemizin her sokağında, her köşesinde hatta her kahvehanesinde konuşulan geçmişimizi çok ilgilendirdiği gibi geleceğimize nerdeyse ipotek koyacak kadar ciddi olan bazı sorunların üniversitelerin gündeminde olmaması bir başka acıdır. Oysa Üniversiteler ülke gündeminin hep önünde gitmeli ve tartıştıkları konuları ülke gündemine kendileri sokmalıdır” diye konuştu. “ÜNİVERSİTEMİZ AKADEMİSYENLERİ, BİRÇOK ÖNEMLİ ARAŞTIRMAYA İMZA ATMAKTADIR” Baydaş: “Bingöl Üniversitesi olarak, elimizi taşın altına koyduk, Zaza dili, tarihi ve kültürü, medrese gerçeği ve Kürt sorunu gibi konuları uluslararası sempozyumlar düzenleyerek akademik boyutta tartışmaya açtık. Alevilikle ilgili paneller ve konferanslar düzenledik. Zazaca ve Kürtçe'de yüksek lisans öğrencisi alarak bu alanda eğitim vermeye başladık. Böylece konunun mecrasında tartışılmasını sağlamaya yönelik önemli adımlar atmış olduk. Yaşam boyu öğrenim, yükseköğretim kurumlarının en öncelikli ilgi alanlarından birisi olmuştur. Eğitimin sadece okul yılları ile sınırlı kalmaması, sürekli öğrenebilecek nitelikte bireylerin yetiştirilmesi ayrı bir önem arz etmektedir. Üniversiteler olarak üretilen bilgiyi toplumla paylaşmak durumundayız. Bingöl Üniversitesi de, öğrenmenin sadece okul yaşantısıyla sınırlı kalmaması gerektiğini savunmakta, bu sebeple yaşam boyu sürekli öğrenmeye büyük önem vermekte ve bu yolda çalışmalar yapmaktadır. Sürekli Eğitim Merkezi Birliğince düzenlenen toplantıda Bingöl Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezinin en fazla kurs düzenleyen birimlerden bir olduğu belirtilmiştir. Üniversitemiz akademisyenleri, birçok önemli araştırmaya imza atmaktadır. Tıp Fakültesi Olmayan Tüm üniversiteler arasında 30. sırada yer almaktadır. 96 Devlet Üniversitesi arasında 65. Sırada bulunmaktadır. 2000 yılından sonra kurulan 51 üniversite içeresinde 17. sırada yer almaktadır” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Baydaş'ın konuşmasının akabinde Adnan Menderes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yunus Çengel, ‘Bireysel ve Toplumsal Gelişimde Bilginin Yeri ve Üniversitelerin Rolü' konulu bir sunum yaptı. YORUM YAZIN ![]()
|
|