50 yıl sonra tarım yapılamayacakToprağın yaşam olduğunu, çölleşmenin ise yok oluş olduğunu belirten Bingöl TEMA temsilcisi Cuma Karaarslan: Çölleşme; açlık, yoksulluk ve göç başta olmak üzere ekonomik, toplumsal ve kültürel birçok problemi de beraberinde getirmektedir dedi.Bingöl TEMA temsilcisi Karaarslan, 17 Haziran 2012 Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü'nün dolayısıyla açıklama yaptı. Toprağın yaşamın kaynağı olduğunu hatırlatan Karaarslan: “Toprak; Sağlıklı toprak hayatınızın devamlılığı için en önemli ve ana kaynaktır. Toprak yoksa hayat yoktur. 2012-13 yılında. Hep birlikte arazi tahribatını azaltalım” sloganıyla kamu ve özel sektör başta olmak üzere tüm bireylerin bu değeri anlaması ve koruması gereklidir” dedi “Sağlıklı ve üretken “toprak” olmadan, sürdürülebilir yaşam mümkün değildir!” diyen Karaarslan: “2050 yılına kadar 9 milyar olması beklenen dünya nüfusu için esas olan “toprak” talebi önümüzdeki 20 yıl içinde önemli ölçüde artacak; yaklaşık yüzde 50 daha fazla gıda, yüzde 40 daha fazla enerji ve 35 daha fazla su gerekecektir. Toprak, çok uzun sürede oluşan, korunmazsa kısa sürede kaybolabilen ve yaşamın devamı için zorunlu bir kaynaktır. İklim değişiklikleri, doğal kaynakların tahribi, yanlış arazi kullanımı ve yanlış tarım uygulamaları, aşırı otlatma ve yanlış sulama sonucu toprakların tuzlanması gibi nedenlerle çölleşme meydana gelmektedir. Çölleşme, küresel boyutta bir problem olarak karşımızdadır. Kuraklık, erozyon, toprak bozulması ve çölleşme sonucu kaybedilen toprak, ortak geleceğimizin tehlikeye girmesi anlamına gelmektedir.” “ÇÖLEŞME YANIBAŞIMIZDA” Dünyada tarım için kullanılan 5,2 milyar hektar alanın yüzde 70'inin çölleşme nedeniyle bozulduğuna dikkat çeken Karaarslan: “Çölleşme; açlık, yoksulluk ve göç başta olmak üzere ekonomik, toplumsal ve kültürel birçok problemi de beraberinde getirmektedir. Bugün küresel bir sorun haline gelen çölleşme konusunun tüm boyutlarıyla ele alınması, herkesin bu mücadeleye sahip çıkması ve ülkelerin zaman kaybetmeden ortak çözümler bulmaları gerekmektedir. Türkiye topraklarının yaklaşık yüzde 90'ında erozyon görülmektedir. Toprak kaybının yoğun olarak yaşandığı alanların başında tarım alanları gelmektedir. Ülkemizde tarım alanlarının yüzde 59'unda, meraların yüzde 64'ünde, orman alanlarının yüzde 54'ünde erozyon vardır. Her yıl erozyonla kaybettiğimiz 500 milyon ton civarında verimli toprakla birlikte büyük miktarlarda bitki besin maddesi de yitirilmektedir. Erozyonun etkisi sebebiyle kaybedilen verimli topraklar su tutma ve tarımsal üretim kapasitesinin düşmesine sebep olmakta ve gıda güvenliğimiz tehlike altına girmektedir. Dünya nüfusunun hızla artması sonucu gıda maddelerine duyulan ihtiyaç da yoğun bir şekilde artmaktadır. Yapılan araştırmalar, 2050 yılına kadar 9 milyar olması beklenen dünya nüfusunu besleyebilmek için bugünkü gıda üretiminin yüzde 70 artması gerektiği ifade edilmektedir. Ancak yapılan çalışmalara göre dünyada her yıl 12 milyon hektardan fazla verimli arazi çölleşmeye bağlı olarak kaybedilmektedir. Dünya yüzeyinin üçte biri yani 4 milyar hektardan fazla arazi ise çölleşme tehdidi altında bulunmaktadır” diye konuştu. “SAĞLIKLI TOPRAKLAR ÖMRÜNÜZE ÖMÜR KATAR!” Sağlıklı toprağın insan ömrüne ömür kattığını söyleyen Karaarslan, TEMA olarak, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü'nde toprağa ve yaşama sahip çıkmaya çağırdıklarını ifade ederek: “TEMA Vakfı, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü'nde her yıl 743 milyon ton verimli üst toprağımızı erozyonla kaybettiğimize dikkat çekiyor ve “Sağlıklı Topraklar Ömrünüze Ömür Katar!” Sloganıyla herkesi toprağa ve yaşama sahip çıkmaya davet ediyor. Son 50 yılda 4 milyon hektar alan, erozyon ve çölleşmeden kurtarıldı. Ancak mücadeleye bu hızla devam edilirse, erozyon ve çölleşme tehdidi altındaki toplam 57,6 milyon hektar arazi varlığımızı kurtarmak için yaklaşık 700 yıla ihtiyaç var. Dünya genelinde ise her yıl İsviçre'nin 3 katı büyüklüğünde 12 milyon m2 alan, çölleşmeyle yok oluyor, toprak bozunumundan 1,5 milyon insan etkileniyor. TEMA Vakfı olarak, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü'nde topraklarımızdan yetenekleri doğrultusunda faydalanmamızı ve korumamızı sağlayacak Arazi Kullanım Planlaması çalışmalarının biran önce tamamlanması gerektiğinin altını çiziyoruz. Ayrıca, TEMA Vakfı'nın varoluş nedenini ve 20. yıllık çalışmalarını “Toprak Yaşamdır” mesajı ile özetliyor, ülke genelinde 450.000'e ulaşan Gönüllülerimizle birlikte herkesi yaşama sahip çıkmaya davet ediyoruz” dedi. “ÇÖLLERDE KOŞALIM AMA ÇÖLLERDE YAŞAMAYALIM” Karaarslan: “2012 yılında toprağın yaşam için ne kadar değerli olduğuna ve TEMA Vakfı'nın Meşeler Yuva Arıyor Kampanyası'na dikkat çekmek üzere 4 kıtada, 4 çölde 4 ultra maraton koşuyor. Mart ayında Atakama Çölü'nde koşan Alper Dalkılıç, 10-16 Haziran 2012 tarihlerinde Gobi Çölü'nde TEMA için koşarak 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü'nde dünyaya ““Çöllerde Koşalım Ama Çöllerde Yaşamayalım” mesajı verdi. Alper Dalkılıç, Ekim ayında Sahara ve Antarktika'da 2 ultra maraton daha koşacak. Alper Dalkılıç'ın destek çağrısı yaptığı TEMA Vakfı Meşeler Yuva Arıyor Kampanyası'na 3464'e SMS atarak katkı sağlanabiliyor. (Bir SMS bedeli 5 TL'dir)” diye konuştu. Bingöl'de dâhil olmak üzere pek çok ilde ve havzada 50 yıl sonra tarım yapılamayacağına vurgu yapan Karaarslan: “TEMA Vakfı, toprağın korunması ve sürdürülebilir yaşam ilkesi doğrultusunda geliştirilerek verimli kullanılması için gerekli olan, koruma-geliştirme-kullanma yöntem ve uygulamaların yasal bir zemin kazanması için hem yerelde hem de bakanlık düzeyinde yaptığı çalışmalarla 2005 yılında Toprak Yasası'nın hayata geçmesini sağladı. Yasanın toprağın korunması ve geliştirilerek kullanılması için benimsediği en önemli araçlardan biri olan arazi kullanım planlama çalışmaları henüz Bakanlık düzeyinde başlamış değil. Yerellerde uygulanan tarım arazilerinin başka amaçlı yatırımlara tahsisi bu değerli varlıklarımızın yok olmasına neden oluyor. Arazi sınıf ve yeteneklerinden uzak kullanımı, yanlış sulama, uygulanan talan ve kapma yarışı tarımımızı olumsuz etkilemektedir. Toprak Yaşamdır. TEMA Vakfı olarak, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü'nde topraklarımızdan yetenekleri doğrultusunda faydalanmamızı ve korumamızı sağlayacak Arazi Kullanım Planlaması çalışmalarının biran önce tamamlanması gerektiğinin altını çiziyoruz. Tarım arazilerinin korunması ve sürdürülebilir arazi yönetimi, amaç dışı arazi kullanımı ve büyük ovaların korunması, çölleşme ve erozyon ile mücadele, ülkemizde toprak bozunumu gibi konular ele alınarak bütüncül yaklaşımların öne çıkarılması acilen gereklidir” şeklinde konuştu. YORUM YAZIN
|
|